ALMANCA BİLMEYEN İMAM GELMESİN

VİYANA-Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı  Sebastian Kurz, Avusturya İslam Cemaati’ne bağlı İslam Din Okulunu’nda yaptığı konuşmada, kendisine sürekli “İslam, Avusturya’nın bir parçası mı?” diye sorduklarını hatırlatarak, “Bunun cevabı açık ve net ortadadır: 500 bin Müslüman, Avusturya’ya ait ve İslam evet Avusturya’ya ait” dedi. İslam’ı kullanarak terör yapanların Avusturya’da yerlerinin olmadığını belirten Kurz, Müslümanlar’a yönelik genel şüphenin de tamamıyla yanlış olduğunu ifade ederek, “Fransa’da yaşanan son olayda da gördük ki terörün dinle ilgisi yoktur. Saldırıda Yahudi, Hıristiyan, Müslüman ve ateist öldü. Biliyorsunuz ki Fransa’daki saldırıda ölen Müslüman Fransa hükümetini koruyan bir polisti ve ölmek zorunda kaldı” diye konuştu.

İHBAR EDİN ÇAĞRISI

Kurz, Avrupa’da din özgürlüğünün en çok Avusturya’da olduğunu ve İslam’ın 1912’de resmi din olarak tanındığını aktardı. Avusturya’da yaşayan herkesin hakları ve sorumlulukları bulunduğunu belirterek, sorumlulukların ciddiye alınmasını isteyen Kurz, “Bir olay ya da şüphe olduğunda, bu en yakınız dahi olsa kendiniz çözemediğinizde resmi makamlara başvurun. Oralardan yardım isteyin, ihbar edin. Bugünkü radikalleşme yarının bir terör saldırısı olabilir” dedi. Konuşmasından sonra öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kurz, “Entegrasyon ile asimilasyon arasındaki fark nedir?” sorusuna entegrasyonun birlikte pozitif bir şekilde yaşamak olduğunu, asimilasyonun ise kendi kişiliğinden vazgeçmek ve inkar olduğunu kaydetti. Kurz, başörtülülere yönelik ayrımcılığın ve saldırıların arttığının hatırlatılması üzerine, “Avusturya hukuk devletidir. Bu tür olaylar polise şikayet edilmelidir ve mahkeme bunu inceleyecektir. Özellikle başörtülü kadınlar geri çekilmemeli, ortamlara girmeli” diye konuştu.

AVUSTURYA KÜLTÜRÜNÜ BİLMELİ Bir öğrencinin, “İslam cemaati karşı çıkmasına rağmen neden İslam Yasa Tasarısı’nda ısrar ediyorsunuz?” sorusuna Kurz, şöyle yanıt verdi: “Biz 3 sene önce İslam Yasası için bir forum başlattık. Yasa tasarısı konusunda ise Avusturya İslam Cemaati ile pazarlık içindeydik. Onlarla birlikte düzenledik. Beklemediğimiz kadar çok tepki aldık. Bir öfke dalgası oluştu. Bana telefonlar yağmaya başladı. Bir çoğu yasa tasarısını okumadan saldırılarda bulundu. Özellikle ‘Biz artık başörtüsü takamayacak mıyız?’ sorusu, bilinçsizce bir öfke olduğunu ortaya koyuyordu. Bir takım gruplar ise birlikte çalışmalarımıza zarar verecek propaganda başlattı. Kimisi ise kendini yasaları bilmeden kurban rolüne soktu. Bir başka grup ise sadece kendi çıkarları için anlayış göstermedi. İnançlı Müslüman ve kendini bilen bir Avusturyalı olmak zor değil. İmamların Almanca bilmesini ve Avusturya kültürüne hakim olmalarını istiyoruz. Almanca bilmeyen imamlar ve Avusturya kültürünü bilmeyen imamları istemiyoruz.”

KENDİLERİNİ FİNANSE ETMELİ Kurz, bir öğrencinin, medyada gündeme getirilen “din polisi” uygulamasını hatırlatarak, “Biz namaz kılarken polisler başımızda mı bekleyecek?” sorusuna, “Avusturya polisi kimseye saldırmaz, tam tersi destekler. Kendinizi mağdur rolüne sokmak kadar kolay bir şey yoktur. Yasalar polis tarafından korunmalı, polislerin camide namaz kılarken başınızda beklemesi söz konusu değil” diye cevapladı. Bir öğrencinin İslam Yasa Tasarısı ile ilgili “Yahudiler’e, Ortodokslar’a da yurt dışından para geliyor, neden Müslümanlar için bu yasa çıkıyor?” sorusuna Kurz, “Dini topluluklar kendilerini finanse etmeli. Hiçbir din adamı veya rahip yurt dışından finanse edilmiyor” şeklinde cevapladı. Müslümanların terör saldırılarını görmezden gelmek yerine kınaması gerektiğini söyleyen Kurz, bir öğrencinin “Neden bizim IŞİD’den kendimizi ayırmamızı istiyorsunuz. Biz terörist değiliz” sözleri üzerine, “Ben Katoliğim ve kendimi Haçlı seferlerinden ayırıyorum. Bu çok basit. Teröristler ‘Allah adına öldürüyoruz’ diyorlar, siz de çıkıp ‘Hayır Allah öldürmemizi istemiyor onlar bizden değil’ demelisiniz” diye konuştu.

ÖRNEK OLMALIYIZ

Avusturya İslam Cemaati Başkanı Fuat Sanaç ise Avusturyalı Müslüman olmaktan gurur duyduklarını  belirterek, “Avusturya, İslam yasası ile öncü rolü oynuyor, Avrupa için örnek model olmalıyız” dedi. Cemaat bünyesindeki öğretmenlerden farklı sertifikalar istendiğini ve bunun ayrımcılık olduğunu belirten Sanaç, başörtülülere sözlü ve fiziki saldırılar olduğunu, bunun önlenmesi için çaba gösterilmesini istedi. İslam’ın barış dini olduğunu kaydeden Sanaç, devlet ile birlikte radikalizm ve aşırıcılığa karşı mücadele edeceklerini ifade etti.  Toplantının ardından Kurz, öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.