YAĞMUR, HAMBURG'DA ANILDI

Nebahat Uzun

HAMBURG- Almanya’nın Hamburg kentinde 18 Aralık 2013 tarihinde ailesinin evinde gördüğü şiddet sonucu hayatını kaybeden Yağmur Yetiş (3) anısına düzenlenen etkinlikte Almanya’da çocukların korunmasındaki zafiyet ve ihmallere dikkat çekildi. Toplantıda Yağmur’un nezdinde Hamburg’da şiddet ve ihmaller sonucu ölen çocuklar da anıldı. Alman Çocuklara Yardım Derneği (Deutsche Kinderhilfe e. V.), Schleswig-Holstein Kiap Derneği (Kinder in Adoptiv- und Pflegefamilien in Schleswig-Holstein) ve Yağmur Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği etkinliğe Alman Çocuklara Yardım Derneği Başkanı Rainer Becker, Hamburg Bakıcı Aile Kurulu (Pflegelternrat) Sözcüsü Volker Krampe, Yağmur Vakfı (Yağmur-Stiftung i. G.) kurulmasına öncülük yapan Michael Lezius, Frankfurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. jur. Ludwig Salgo ve Schleswig-Holstein Kiap Derneği Başkanı Birgit Nabert konuşmacı olarak katıldı. Patriotischen Gesellschaft Hamburg binasında yapılan etkinliğe Hamburg Muavin Konsolosu Meral Akbilek Koray, Hıristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) Meclis Grup Başkanı ve Yağmur’un ölümündeki ihmalleri araştıran Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Andreas Trepoll, Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili Nebahat Güçlü ve davetliler katıldı.

ALMANAYA’DA HER HAFTA 3 ÇOCUK UĞRADIĞI ŞİDDETTEN ÖLÜYOR
Yağmur’un bir dizi ihmaller sonucu hayatını kaybettiğini söyleyen Rainer Becker, “Yağmur’un ölümü, çocukların korunmasındaki zafiyetleri gözler önüne sermiştir. Çocukların kaderi sosyal hizmetler kurumları memurlarının bireysel davranışlarına ya da tesadüflere terkedilemez. Çocukları korumak için Almanya genelinde standart uygulamalara ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Almanya’da her hafta yaklaşık 3 çocuğun şiddetten ötürü hayatını kaybettiğine dikkat çeken Volker Krampe ve Birgit Nabert, Yağmur’un önceden verildiği bakıcı aileden alındıktan sonra öz ailesinin yanında hayatını kaybettiğini, bakıcı ailelere daha fazla haklar verilmesi ve olaylara daha bireysel bakılması gerektiğini kaydettiler. Yağmur Vakfı’na 20 bin Avro bağışlayarak vakfın kuruluş öncülüğünü yapan Michael Lezius ise “Çocuk hakları her daim ebeveyn haklarından üstündür. Çocukları koruma programlarını, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Haklarının uygulanması desteklemek ve çocukların haklarının her şeyin üstünde olduğu bilincini kazandırmak için çalışmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Lezius, özellikle çocuk hakları ve korunması yönünde çalışmalar yapanlara takdim etmeyi planladıkları Yağmur’u Anma Ödülü’nün ilkini 2016 yılında vereceklerini sözlerine ekledi.

“HAKİMLER ÖZEL EĞİTİME TABİ TUTULMALI” TALEBİ
Hataların insana mahsus olduğunu ama insanların hatalarından ders almamasına müsamaha gösterilemeyeceğini söyleyen Ludwig Salgo da, “Almanya’da hükümet çocukların korunmasına yönelik önlemlerin artırıldığını söylese de ortada kocaman bir soru işareti var. Çocuğun şiddete uğradığı doktor tarafından tespit edilip sosyal hizmetlere bildirilse bile etkin bir koruma önlemi yoksa var olan önlemlerin anlamı yoktur. Almanya’da gençlik daireleri ve sosyal hizmetlerin çalışmalarını kontrol edecek bağımsız bir kurum ise maalesef yok” dedi. Bakıcı ailelere yönelik yasalarda değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayan Salgo, bakıcı ailelerin çocuklar üzerinde daha fazla söz hakkı olması gerektiği tezini de savundu. Salgo, Yağmur’un ölümündeki ihmalleri araştıran Meclis Komisyonu’nu çekimser kalmakla suçlarken Yağmur’un bakıcı aileden alınarak öz ailesine verilmesi kararını veren hakimi de eleştirdi. Hakimlerin bu yönde özel eğitim almasının zorunlu olduğunu söyleyen Salgo, yapılan hatalardan ders alınmasını önemine de vurgu yaptı.

ANNEYE MÜEBBET, BABAYI 4,5 YIL HAPİS CEZASI
Doğduktan kısa bir süre sonra annesi bakamadığı gerekçesiyle devlet korunmasına alınan Yağmur’un kısacık hayatı kabus gibi geçti. Devlet tarafından bakıcı aileye verilen ama ara sıra ailesiyle görüşmesine izin verilen Yağmur, kafasında ağır yaralanma teşhisiyle hastaneye kaldırılmasına rağmen yaralanmanın sebebi tespit edilemedi. Olayda öz ailenin suçu olma ihtimali olduğu halde minik kız Ağustos 2013 tarihinde öz ailesinin talebiyle aileye geri verildi. 18 Aralık 2014 tarihinde sabaha karşı eve polis ve ilk yardım ekibi çağıran anne Melek Y. önce kızının koşarken kalorifere çarpıp öldüğünü iddia etti. Yapılan soruşturma ve araştırmaların ardından Melek Y. cinayetten müebbet hapis cezasına çarptırılırken baba Hüseyin Y., kızını koruyamadığı gerekçesiyle 4,5 yıl hapis cezası aldı.