Gülsüm TanBREMEN- Bremen kentinde ‘Batı için kim endişe duyuyor’ başlığı altında günlük gazete Taz tarafından düzenlenen panelde, Avrupa’da ırkçılık ve İslam’a karşı yükselen düşmanlığın nedenleri konuşuldu.
Taz-editörü ve “Batı için Korku” (Angst ums Abendland) adlı kıtabın yazarı Daniel Bax, İslam düşmanlığından beslenen sağ popülistlerin bu düşmanlığı körüklediklerini söyledi.
Taz gazetesi tarafından Lagerhaus Kültür Merkezinde gerçekleşen paneli sunan söz konusu gazetenin Kuzey bölgesi editörü Benno Schirrmacher, son yıllarda yapılan anketlerde Almanya’da İslam dinine karşı korku oranında artış görüldüğünü belirterek, sorularına konuşmacılardan yanıt aradı.
HER TOPLUMDA FANATİKLER MEVCUT
Konuşmasında kendisinin ateist olduğunu fakat, dinlerini yaşamak isteyen toplumlara saygı duyduğunu dile getiren Bax, “Her toplumda fanatikler mevcuttur. Fanatiklerin estirdiği terörü, çoğu barışçıl ve dinlerini yaşayan müslümanlara mal edilmemeli. Okullarda nasıl diğer din dersleri veriliyorsa İslam dersleride verilmeli.Her şiddet unsurunu İslam’a mal etmek yalnıştır” dedi. Verdiği örneklerde popülistlerin İsviçre’de minare yapımını nasıl engellediklerini hatırlatan Bax, “Amerika’da yaşanan 11 Eylül olaylarından sonra sağ popülistler daha da güçlendi. İnsanları kışkırtmayı çok iyi biliyorlar. Minare yasağında ise,din özgürlüğünün ihlal edildiğini düşünüyorum” dedi. Bax, kitabında da belirttiği gibi Avrupa’da neden Müslümanlar yerine kışkırtmalara sebep olan yükselen sağ popülizmden korkulması gerektiğini anlatırken, temelde Batı ve Doğu arasında bir düşmanlığın olmadığını, Batı toplumunun demokrasi rejiminden ödün vermemek içi mücadelelerini sürdürmeleri gerektiğini söyledi.
DİN SİYASETE ALET EDİLMEMELİ
Panelin diğer konuşmacısı Bremen Eyalet Meclis Başkanı Vekili Sülmez Doğan (Birlik 90/Yeşiller), İslam’a karşı korku üzerine, Almanya’da altmışlı yıllarından buyana çok sayıda müslümanın yaşadığını belirterek, “İnsanlara korku yaymak amacıyla bir dini kullanmayı ve dini siyasete alet edilmesini doğru bulmuyorum. Ben hiç bir dine karşı korku duymuyorum. Benim korkum ve tepkim, demokrasi rejimimizi yıkmak isteyenleredir” dedi. Antakyalı bir ailenin çocuğu olarak Bremerhaven’de doğup büyüdüğünü söyleyen Doğan, Suriye, Arap, Türk ve Alman kültürü ile iç içe yaşadığını ve bunu da bir zenginlik olarak gördüğünü belirtti. İslam’dan korkulmasının, dinin ve bu dini yaşayan ülkelerin yeterince tanınmamasından kaynaklandığını dile getiren Doğan, Türkiye’yi örnek göstererek, “Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı Avrupa’dan önce verilmiştir. Benim gibi kadın haklarını savunan kadınların sayıları gittikçe artıyor” diye konuştu. Soru üzerine Doğan, ,eyaletlerde İslam anlaşması yapılmasını, karşı dinlere saygı duyulması açısından olumlu bulduklarını belirtti.
İnsanların kıyafeti ve dini nedeniyle ayrımcılık görmemesi gerektiğini söyleyen Doğan, “Bir siyasetçi olarak tüm kadınları kucaklamak isterim. Ayrımcılık gören halkların kendi kabuğuna çekilmesi de toplumlarda normal bir davranıştır. Buna fırsat vermemeliyiz” dedi.