Murat Pehlivan-DüsseldorfTürkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu bünyesinde yeni göreve başlayan Aile ve Sosyal Politikalar Ataşesi Dr. Sevinç Sanisoğlu, ilk çalışmasını adeta kanayan yara haline gelen Gençlik Dairelerince (Jugendamt) himaye altına alınan çocukların Türk Kültüründen, dilinden yoksun yetiştiği kamuoyunca malum olan konuyu ele alıp, harekete geçti.
Gençlik Dairelerince (Jugendamt) himaye altına alınan Türkiye kökenli çocuk ve gençlerimizin mümkünse akrabalarına, bu mümkün olamıyorsa, ait oldukları kültürden koruyucu ailelere (pflegefamilien) verilmesi hedefi kapsamında, Türkiye kökenli koruyucu aile sayısının artırılması amacıyla, T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu’nda, konsolosluğun çalışmaları ile “koruyucu aile” olmak için müracaatta bulunan yaklaşık 110 gönüllü aileye yönelik bilgilendirme semineri düzenlendi. Toplantıya baba-kız müzisyen olan Ahmet ve Sueda Özkan ile onlara eşlik eden sanatçı Barış Çabuk’un dinletileri ile başlandı.
Gürel: Koruyucu Aile Başvuruları Yetersiz
Selamlama ve teekkür konusmasindan sonra, Çocukların selametini sağlamaktan sorumlu olan yerel yönetimlere bağlı gençlik dairelerinin, himaye altına almak zorunda kaldıkları çocukları en uygun koruyucu ailelere yerleştirmeye çalıştıklarını söyleyen Başkonsolos Gürel, bu çocukların arasında Türk vatandaşı veya Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının da olmasına rağmen, maalesef onlara bakacak yeterli sayıda Türkiye kökenli koruyucu aile bulunamamakta olduğunu vurguladı. Başkonsolos Gürel, imkânı olanların sıcak yuvalarının kapılarını açıp onlara sahip çıkmalarının veya bunu yapmaya niyetlenen ailelere yardımcı olmalarının herkesin sorumluluğunda olduğunun altını çizdi.
Sanisoğlu: Ciddiyetle ele alacağız
Aile ve Sosyal Politikalar Ataşesi Dr. S. Sevinç Sanisoğlu ise, yaptığı konuşmada bu konunun artık Türkiye açısından da ciddiyetle ele alındığını ve Alman resmi kurumlarıyla işbirliği içinde verimli ve etkin bir çalışmanın amaçlandığını bildirdi. Himaye altına alınan çocukların mümkünse kendi akrabalarına, eğer bu mümkün olamıyorsa kendi kültür ve yaşam tarzlarına en yakın ailelere verilmesi ilkesinin Almanya kanunlarında yer aldığını ve gençlik dairelerinin özellikle son yıllarda bu ilkeyi uygulamada daha çok hassasiyet gösterdiklerini memnuniyetle gözlemlediklerini söyleyen Dr. Sanisoğlu, bunun hayata geçirilebilmesinin yolunun daha fazla sayıda Türkiyeli koruyucu ailenin varlığından geçtiğini belirtti.
T.C Düsseldorf Başkonsolosu Şule Gürel, Essen Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa, Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Genel Müdürü İnci Sezer Becel, Aile ve Sosyal Politikalar Ataşesi Dr. Sevinç Sanisoğlu, Hemer Gençlik Dairesi Başkanı Ertunç Deniz yaptıkları konuşmalarda Türkiye kökenli koruyucu aile sayısının yetersiz olduğunu vurgulayarak gönüllü ailelere ve kamuoyuna bir kez daha çağrıda bulundu. İlgili kurumlarla yapıcı bir diyaloğun yararına değinip, çocuklarımızın koruma altına alınması zorunluluğu doğmadan evvel önleyici çalışmalar da yapılması ihtiyacını vurguladılar.
Toplantıda Ataşelik yetkilileri tarafından, bu alandaki rehberlik hizmeti hakkında bilgi sunulurken, aday ailelere bilgilendirme dosyası verildi. Koruyucu aile adaylarına yardımcı olan sertifikalı yüklenici kuruluş (freie trager) temsilcileri tarafından koruyucu aile olmanın koşulları ve yolları anlatıldı. Koruyucu aile olmanın şartlarını öğrenmek için her zaman ataşelik kapılarının açık olduğunu ifade edip, Willstätterstraße 9 Telefon: +49 (0) 211 53 818 853 40549 Düsseldorf Faks: +49 (0) 211 53 818 854 http://dusseldorf.aile.gov.tr E-Posta: dusseldorf@aile.gov.tr 2 adreslerinden kendilerine ulaşabileceklerini belirttiler.
Bu duygu tarifsiz
Halen koruyucu aile olan 5 Türk ailesi yaşadıkları tecrübeleri aktarmış ve çeşitli zorluklara rağmen bir çocuğa sahip çıkmanın manevi hazzını aktarmış ve aday ailelere koruyucu aile olma çağrısında bulundular.