Halil UygunBeringen şehrinde merkezi bulunan Gent ve Brüksel’de de birer şubesi bulunan Belçika Türk Dernekleri Birliği’nin öncülüğünde ilk kez “Dünya Tiyatrolar Günü” kutlandı. Her yıl dünya çapında tiyatro grupları tarafından “Dünya Tiyatrolar Günü” kutlanmakta olup, bu yıl Belçika Türk Dernekleri Birliği, T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın desteği ile bu günü dört üye tiyatro dernekleri ile birlikte kutladılar. Belçika Türk Dernekleri Birliği’nin üyesi olan Kardeşlik Tiyatrosu (KT-Theater), Türk Gençlik Tiyatrosu (TGT), Gent Türk Tiyatrosu (GTT), Reform Theatre grubu 20 dakikalık oyunlarından skeçler sundular. Türkiye’den Devlet Tiyatroları oyuncusu ve rejisör Hakan Çimenser (2010 Afife Tiyatro Ödülleri en iyi yönetmen, Aşk Tesadüfleri Sever, Kiraz Mevsimi,.) ve Devlet Tiyatroları oyuncusu Erdal Küçükkömürcü (Kurtlar Vadisi Pusu, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olamaz,…) da Dünya Tiyatrolar Günü kutlamasında hazır bulundular ve kısa bir konuşma yaptılar. Belçika’nın Flaman kesiminde yer alan Genk şehrinde düzenlenen ‘Dünya Tiyatrolar Günü’ne tiyatro severleri merakla izledi. Her tiyatro ekibinin kendi oyunundan sahneye koydukları skeçler izleyiciler tarafından beğeni ile alkışlandı
Tiyatro sanatı, insanı insana insanla anlatma çabası olarak tanımlanır
Gecede açılış konuşmasını Kardeşlik Tiyatrosu (KT-Theater) Başkanı Ayhan Aliustaoğlu yaparak, “Dünyada ve ülkemizde 27 Mart, Dünya Tiyatrolar Günü olarak kutlanmaktadır. 1948 yılında kurulan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, 1961 yılında aldığı bir kararla bu tarihte tüm dünyanın dikkatlerini tiyatroya çekmek istemiştir. 27 Martlar, bu enstitüye üye ülkelerin sanatçıları tarafından tiyatronun gündeme taşıma zamanlarıdır. Halkın tiyatroyu sevmesi ve tiyatro izleyicisinin artması için o gece tiyatrolar ücretsiz olarak oyun sahnelerin” dedi. Belçika Türk Dernekleri Birliği Yöneticilerinden olan Nuran Akgün ise, “Belçika’da ilk kez 4 tiyatro grubunu bir araya gelmesine sağlayarak Dünya Tiyatrolar Günü kutlamanın sevinci içindeyiz. Tiyatro sanatı, insanı insana insanla anlatma çabası olarak tanımlanır. Bu sanatın doğuşu eski zamanlara dayanmaktadır. Özellikle kent yaşantısının arttığı çağımızda da iyice yaygınlaşmıştır. Televizyonun evlerimize kurulup tüm vakitlerimizi işgal etmesinden sonra tiyatrolara ilgi biraz azalmıştır. Ancak birçok eleştirmenin de yinelediği gibi çok yakın bir zamanda insanlar tiyatroyu tekrar keşfedecektir. Çünkü tiyatro, hayattan alınmış bir kesittir. Yaşamın canlı bir parçasıdır. Seyirci olarak katıldığımız bu sanat etkinliğinin bir süre sonra bizi kuşattığını ve oyunun bir parçası haline getirdiğine tanık oluruz. Çünkü karşımızdaki sanatçılar, dekor, kostüm, sesler içinde yaşadığımız hayat kadar gerçektir, sıcaktır; elimizi uzatsak bu sihirli dünyanın içine girmiş oluruz. Dünya Tiyatrolar Günü, insanın kendiyle temas ettiği bu sanat dalını insanlara unutturmamak adına gayret etmek anlamına gelir. Gücünü edebiyattan alan tiyatro, oyunlarda kullanılan seslerden dolayı müzikle, sahne tasarımlarından ötürü de görsel sanatlarla iç içedir. Yetenek ve eğitimle beslenen tiyatro oyuncusu sahnede, bütün imkânları kullanarak gerçeklerden ve hayattan örülü bir yapıyı gözler önüne sermeye çalışır. Oyuncular; dili kullanışlarıyla, hal ve tavırlarıyla, üsluplarıyla seyirciler için bir örnek oluşturmaya çalışırlar. Türk seyircisinin tiyatroyu benimsemesinde geleneksek gösterilerimizin de payı vardır. Tiyatronun batılı bir tür olarak dünyaya yayılmasından önce ülkemizde Karagöz-Hacivat gösterileri, Ortaoyunu, Meddahlık insanların ilgiyle takip ettiği sanatsal etkinliklerdir” şeklinde konuştu
Tiyatro seyircisi olmalıyız
Türkiye’den Devlet Tiyatroları oyuncusu ve rejisör Hakan Çimenser ve Erdal Küçükkömürcü ise, “Tiyatrocular, konservatuarlarda eğitim görürler. Üniversite düzeyinde eğitim veren konservatuarlar olduğu gibi güzel sanatlar liseleri de tiyatro sanatıyla ilgilenen yetenekli gençlerimize hizmet etmektedir. Tiyatronun komedi, trajedi, dram olarak üç türü vardır. Bu alanlarda sergilenen oyunlarla hayatın gerçekleri, acılar, sevinçler, tarihteki olaylar, geleceğe ilişkin ön görüler insanlara içten bir üslupla sunulur. Tiyatrolar; devlet tiyatroları, halk tiyatroları, bulvar tiyatroları, açık hava tiyatroları ve şehir tiyatroları gibi isimlerle anılır. Yaşantımızın bir yerlerinde sanatı ağırlamak istiyorsak tiyatroya seyirci kalmamalı, tiyatro seyircisi olmalıyız” sözlerine yer verdiler