11 AYIN SULTANI HOŞGELDİ

Muzaffer ÇETİN-KARLSRUHE
Karlsruhe Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mehmet Tekin, yaklaşmakta olan Onbir ayın sultanı Ramazan ayı münasebetiyle yayınladığı birlik ve beraberlik mesajında; Ramazanın Kur’an ayı olarak anlaşılması gerektiğini söyleyen, tüm ibadetlerin Allah rızası için yapıldığını vurgulayan Dr. Mehmet Tekin, Ramazan’dan hakkıyla yararlanabilmek için sadece bedenlere mahrumiyet yaşatmanın yetmeyeceğini, ruh ile aklın da kötü düşüncelerden uzak tutulması gerektiğini söyleyerek, Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından kurtuluş olan on bir ayın sultanı Kur’an ayı Ramazan-ı şerif’in rahmeti hepimizi kuşatmak üzere. Alem-i İslam’ın büyük bir coşkuyla beklediği bu aya yaklaşmanın heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Bir ay boyunca evimizi, mahallemizi ve gönül dünyamızı neşelendirecek olan on bir ayın sultanını karşılamak ve evimizde misafir etmek için hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Receb ve Şaban aylarında tövbe ile günahlardan arındık, kandil gecelerinde gözyaşları ile kalplerimizi temizledik. İç dünyamızı karartan kibir, hased, kin ve riya gibi manevi hastalıklardan kurtularak yüce bir ruhla Ramazanla kucaklaşmaya, Kur’an’la buluşmaya doğru yürüyoruz. Yüce Allah’tan, bütün mü’minleri bu mübarek ay’a hayırlısıyla kavuşturmasını niyaz ediyorum. Yüce Yaratıcıya kulluk şuurunun zirveye ulaştığı Ramazan ayı, başta oruç ibadeti olmak üzere beş vakit namaz, teravih ve mukabele gibi bedeni; fitre, hayır ve hasenat gibi mali ibadetlerle hayatımızı kuşatan ve bir ömre bedel olan kadir gecesiyle bize şekil veren Kur’an ayıdır. Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle “Rahmet, mağfiret ve cehennemden kurtuluş” ayı olan Ramazan ayı, mü’min için büyük bir fırsattır. Her anı büyük bir servet değerinde olan 11 ayın sultanını gafletten uzak, şuurlu bir şekilde değerlendirmeliyiz. Her mü’min, sevgili Peygamberimizin: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları af olur.” müjdesine nail olmaya çalışmalıdır.
2016 yılı Ramazan ayının ana gündemini oluşturan “Gelin Gönüller Yapalım, Bu Ramazan ve Her Zaman” konusu bütün dünyada ve ülkemizde olduğu gibi yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız açısından da büyük önem arz etmektedir. Sosyal, kültürel ve dini hayatımızda yaşadığımız pek çok güzellikleri, ailemizle, derneğimizde buluştuğumuz insanlarla, Müslüman komşularımızla paylaştığımız gibi, Hıristiyan komşularımız ve yerinden yurdundan ayrılan, vatanını, hatıralarını, yakınlarını geride bırakıp bin bir tehlikeleri göze alarak umut yolculuğuna çıkan mülteci kardeşlerimizle de paylaşmalıyız. Özellikle, iftar sofralarımıza Alman komşularımızı, dostlarımızı ve mülteci kardeşlerimizi davet ederek, birlikte yaşama kültürümüzün gelişmesine, barış ve kardeşliğin güçlenmesine katkı sağlamalıyız. Muhacirlere Ensar olduğumuzu göstermeliyiz. Ramazan ayı boyunca komşularımızı, çocuklarımızı ve yardıma muhtaç olanları unutmamalıyız. Onları mutlu etmenin yollarını aramalıyız. Bir gülümseme, bir hoş sohbet, bir yetimin başını okşama belki bizi Allah’ın rahmetine mazhar kılacaktır.
Mabetleri inşa etmek elbette çok önemlidir. Ama tüm bu camilerin asıl gayesi, insanları imar etmektir, insanoğlunun gönül dünyasını imar etmektir. İnsanlar mabetler için değildir mabetler insanlar içindir. Bizim anlayışımızda mabetler insanın kalbini ve gönlünü imar edeceği mekânlardır. O yüzden hep birlikte genç ve çocuklarımızla, mülteci kardeşlerimiz ve Alman komşularımızla ilgilenerek, insanların gönül dünyasını imar etmeye zaman ayırmalı ve çalışmalıyız. Birlikte cami içerisinde, müminler arasındaki birliği, beraberliği inşa edebilmeliyiz. Kırgınlık ve dargınlıkları yok etmeliyiz.
Bu duygu ve temennilerle bütün vatandaş ve dindaşlarımızın mübarek Ramazan aylarını tebrik eder, bu ayın milletimiz, vatanımız, içinde yaşadığımız ülke ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim dedi.