TÜRKLERLE KÜRTLERİN SORUNU YOK

ESSEN – Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD)  Almanya’nın Essen  kentinde   düzenlediği “Türkiye’nin Kürt Sorunu Algısı ve  AK Parti Dönemi  2002-2016” konulu programda konuştu. Eker şunları söyledi; “Bu sorunlar mevcut sistemden kaynaklanıyordu. AK Parti’yi biz o  şartlarda kurduk. Biz bu 3 temel sorunu ortadan kaldırma iradesiyle ortaya  çıktık. Sistem reforme edilip yenilenirse yani daha demokratik bir sistem inşa  edilirse, daha özgürlükçü bir sistem inşa edilirse, ekonomide daha rasyonel,  yapısal reformları ihtiva eden bir ekonomik reform paketi benimsenir ve  uygulanırsa, bu üç sorun ortadan kalkardı. Ak Partinin programının öncelikleri bunlardı.  Yolsuzluklarla mücadele, yoksullukla mücadelede tabi sac ayağının birer parçasıydı.  PKK terör örgütü ile mücadele ederken onun bağlı olduğu bir Kürt sorunu vardı.  Onun istismar alanını ortadan kaldırmadan, o düzenlemeleri yapmadan, Kürt  vatandaşınla barışmadan, ona doğal Allah’ın verdiği bir takım hakları teslim  etmeden bu reformları gerçekleştirmek mümkün değildi.
OHAL’i kaldırdık
Bu sürece başlarken ilk icraatımız, OHAL’in kaldırılmasıydı. Sonra olağanüstü yetkilere  sahip Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırıldı. Arkasından biz bir  dizi reform  paketi getirdik. Ana dilde savunma hakkı tanındı. Birçok kişi cezaevindeki  çocuğunu Türkçe bilmediği için ziyarete gidemiyordu. Devletin okullarında Kürtçe  seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı. Çocuklara Kürtçe isim takmak yasaktı, AK  Parti bu yasağı ortadan kaldırdı. AK Parti, Kürtçe’nin siyasi propagandada kullanılmasını  mümkün hale getirdi, yani yasa değişikliği yaparak birçok özgürlüğün önünü açtı.

Kürtçe yayına geçildi
Devlet Kürtçe televizyon ve radyo açtı, Kürtçe özel televizyon ve  gazete izni yasalaştı. Yıllarca, ‘Kürtçe televizyon yok, Kürtler kendi şarkı,  türkülerini televizyondan dinleyemiyor, devlet buna izin vermiyor’ diye  propaganda yapan  PKK ve onun uzantısı olanlar, bu televizyonu biz açtığımızda o  televizyona gelip program yapan Kürt kızı Rojin’i ölümle tehdit ettiler, bir sürü  saldırıda bulundular,  Türkiye’de ekmek yiyemez hale getirdiler. Sürgüne  gitmiş olan eski Kürt  siyasetçilerin dönüşü sağlandı. Üniversitelerde Kürtçe  öğretmen yetiştirmek amacıyla Kürdoloji enstitüleri ve Kürt Dili ve Edebiyatı  bölümleri kuruldu, klavye yasası çıkarıldı. Özel okullarda ana dilde  eğitim  serbest bırakıldı. Farklı dil ve lehçelerin önündeki engel kaldırıldı. Kürtçe  filmler çekildi. Yerleşim yerlerinde Kürtçe isimlerin iadesi yasalaştı, köylere  geri dönüşle ilgili düzenlemeler yapıldı, birçok destek sağlandı.
Anadolu Ajansı Kürtçe yayın başlattı, yani  haber ajansı olarak Kürtçe  haber üretmeye başladı, bu da çok önemli. Çağrı merkezlerinde farklı dil ve  lehçelere hizmet verilmeye başlandı. Devlet resmi olarak Kürtçe eserler bastı.  Türk Dil Kurumu, Kürtçe-Türkçe sözlük yaptı ve yayınladı. Cezaevlerindeki Kürtçe  yasağı kaldırıldı.”
Tabiki biz bunları yaparken ilk başta ülkemizde yaşayan her bireyin özgürlük haklarını düşünerek yaptık. Bunu suistimal edip iki halkın arasına nifak tohumları ekmek isteyenlerde boş durmadılar. Biz çok iyi biliyoruzki Türk halkı ile Kürt halkının arasında bir sorun yok. Doğan sorunlar sadece sistem hatasıydı bunuda Ak parti olarak düzelttik” dedi.