Göçmen kökenlilerin yetenekleri görünmüyor
Kâmil Yılmaz
MANNHEİM – Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde yer alan Mannheim şehrinde, Mannheim Büyükşehir Belediyesi, DTİ – Alman Türk Çalışma ve Eğitim Derneği ve TİD Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği ile birlikte “Eğitim, katılım ve Demokrasi – Anayasamızdan öğrenebileceklerimiz” adlı bir sempozyum tertip edildi. Ev sahipliğini Mannheim Yahudi Cemaatinin üstlendiği toplantıda açılış konuşmasını Mannheim Yahudi Cemaati Başkanı Majid Khoshlessan yaptı. Ardından söz alan Mannheim Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz, Mannheim şehrinde uyum konusunda Almanya genelinde örnek teşkil edecek çalışmalara imza attıklarına dikkat çekti. Uyumun karşılıklı diyaloglar ile gerçekleşebileceğini de kaydeden Dr. Kurz, toplumun anayasa değerlerine sahip çıkması ve sahiplenmesi ile huzurlu bir şekilde yaşayabileceğini kaydetti.
KATILIM VE DEMOKRASİ HERKES İÇİN GEÇERLİ
Sempozyumda konuşan Baktat Yönetim Kurulu Başkanı ve TİD Rhein-Neckar İşverenler Derneği ile DTİ – Alman Türk Çalışma ve Eğitim Derneği Başkanı olan Mustafa Baklan, göçmenlerin katılımcı olabilmesi için bilhassa ekonomi ve toplumsal alanda çalışmaların şart olduğunu dile getirdi. İş göçü ile birlikte toplumsal yapıda meydana gelen değişikliğin çeşitliliği de beraberinde getirdiğini kaydeden Mustafa Baklan, anayasada yer alan demokrasi, katılım ve adaletin göçmen toplumu için de geçerli olduğunu vurguladı. Kendisinin ilk nesillerin yaşadığı sıkıntıları tecrübe ettiğini de anlatan Baklan, 1980’li yılların ortalarına kadar işyeri açmak isteyen göçmen işçilerin Usta Belgesi olan Almanlara büyük meblağlar karşılığında işyeri açabildiğini belirtti. Uzun süren bu sıkıntıların ardından 1995 yılında Türk İşverenler Derneği’ni kurduklarına dikkat çeken Mustafa Baklan, bu sayede işyeri açan yeni girişimcilerin yaşadıkları sorunlara yardımcı olduklarını sözlerine ekledi.
POTANSİYEL GÖRÜLMÜYOR
Son olarak yaklaşık 1 saat süren bir sunum yapan Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi (TAM) Vakfı ile Duisburg-Essen Üniversitesi ‘Modern Türkiye Araştırmaları’ kürsüsünden Prof. Dr. Hacı-Halil Uslucan, göçmen gençlerin Alman toplumundaki yeteneklerinin görülmemesi konusunda tespitlerini dile getirdi. Prof. Uslucan, özellikle eğitim alanında, ayrıca aile ve okul bağlamında var olan potansiyelin maalesef yeteri kadar görülmediğine dikkat çekerek, bunu getirdiği dezavantajlardan bahsetti. Okul sisteminde köklü değişimlere gidilmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Hacı-Halil Uslucan, göçmen gençlerin yeteri kadar toplumda, okulda ve işyerlerinde kabul görmediğini kaydetti.
SİSTEMATİK FARK DEVAM EDİYOR
Okullarda daha çok yabancı kökenli öğretmenlerin ders vermesi gerektiğinin altını çizen Prof. Uslucan, bu konuda müfredatın daha fazla açılması gerektiğine işaret etti. 2000’li yıllarda açıklanan Pisa Araştırmalarına göre öğrencilerin durumunun düzelmediğini fakat farkın günümüzde azalmasına rağmen var olduğunu da dikkat çeken Prof. Dr. Hacı-Halil Uslucan, “Alman öğrenciler ile yabancı kökenli öğrenciler arasında sistematik bir farkın belirgin olduğunu görüyoruz. Bunun değişmesi için hem ebeveynlerin gayreti gerekiyor. Ama aynı anda okullarda eğitim sisteminin ve göçmenlerin toplumsal bakışı değişmesi gerekli. Destek ihtiyacı olan değil, potansiyeli olan bir grup olarak algılanması gerekiyor” şeklinde konuştu. Toplantı daha sonra açık oturum ve ardından sorulanlara cevap verilmesi ile sona erdi.