Engelliler ile aramızdaki Engeller!

Engelliler ile aramızdaki Engeller! Duyarsızlık, Sorumsuzluk ve Düşüncesizlik.

Muhterem kardeşlerim,
malumunuz ‚3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ yaklaşmakta. Lakin bizler sadece bu güne has değil her gün engelli kardeşlerimizi düşünmemiz ve sahip çıkmamız gerekiyor.

Başlığımızda Engelliler ile aramızdaki Engellere vurgu yapmak istedim. Zira gerçekten engelliler ile aramızda bertarafı kolay olan ve kendi tutumlarımızdan kaynaklanan engeller var. Bu makalemde bu engellere dikkat çekmek istiyorum.

Engellilik aslında bir engel teşkil etmez sadece insandaki bazı fonksiyonların noksanlığını gösterir. Rabbimiz tarafından bir imtihan olarak verilen bu noksanlıklar aslına bakarsanız sadece engelli olan kardeşlerimizin değil hepimizin imtihanıdır. Hem engelli yakınlarının sabır ve sevgi imtihanı, hem komşu ve akrabalarının sorumluluk imtihanıdır ve hem tüm toplumumuzun duyarlılık imtihanıdır.

Ege Kişisel Gelişim Merkezi’ni  hayata geçiren Psikoterapist Nurdan Yoldaş ‘engelli gerçeğini’ şu cümleyle özetliyor: “Engellilerin de diğer insanlar gibi ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekleri bir hayat sürmek haklarıdır. Onlara acımak, kırıcı bir davranıştır.”

Psikoterapist Nurdan hanımın üzerine bastığı konu gerçekten çok önemlidir. Bizler bu kardeşlerimize acıyarak değil, empati kurarak bakmalıyız ve ihtiyaçları olduğunda yanlarında olmalıyız. Bir bakış, bir söz, bir tavır karşımızdaki insan için çok şeyler ifade edebilir, lütfen daha duyarlı olalım.

Engellilerin de bizler gibi ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekleri bir hayat sürmek hakları olduğu gibi topluma dahil olup faydalı hizmet vermek istemeleri de gayet doğal kabul edilmeli. Fiziki koşulların engellilere uygun hale getirilmesi en önemli görevimizdir. Parklarda, sokaklarda yürüyebilmek, seyahat edebilmek, spor yapabilmek, sinemaya, tiyatroya gidebilmek en az sağlam insanlar kadar engelli kardeşlerimizin de haklarıdır.

Ruhsal ve bedensel olarak toplumsal hayatın içinde olmaları bunları yapabilmelerine bağlıdır. Toplumsal hayata katılabilmelerini sağlamak biz sağlıklı insanların görevidir. Yaşadıkları sıkıntılara yenilerini eklememeliyiz. Yaşadığımız ülke Almanya’da engellilere ne kadar çok hizmetler sunulsa da bunlar toplumsal yaşama katılmaları için yeterli değildir, zira engellinin en büyük eksikliği sevgisizlik, arkadaş edinememe, acıma duygusuyla yaklaşılması gibi davranışlarımızdır.

Engelli kardeşlerimiz de bizler gibi her konuda eşit haklara sahiptirler, lakin yaşadıkları hayatta bunun gerçekleşmediğini görmekteyiz. Devlet yönetimleri, belediyeler ve diğer kurumlar engellilere ekonomik desteği arttırmalılar. Ama asıl mesele bizlerin duyarsızlığı ve sorumsuzluğudur. Zira bizler onlara kardeşlik elimizi uzatmalıyız ve engelliler ile birlikte haftada, günde bir kaç saat dahi olsa vakit geçirmeliyiz. Bunların başında birlikte sohbet imkanı oluşturma, sosyal aktivitelerimizi paylaşmak ve birlikte gerçekleştirmek gibi faaliyetlerimiz olmalı. Birlikte bir sinema veya tiyatro izlemeyi neden yapamıyoruz? Birlikte bir pastane de oturup çay eşliğinde sohbet neden edemiyoruz? Neden bir spor müsabakasını birlikte izleyemiyoruz? Birlikte bir nehir kenarında neden yürüyemiyoruz? Bu teşebbüslerde bizler bulunmalıyız, çünkü hem engelli kardeşlerimiz hem de yakınları evden çıkmakta zorlanıyorlar. Kendilerini maalesef eve kapatmışlar, bunun sebepleri çekingenlik, utanma ve dışarda yapabilir miyim ki korkusu dur. Bundan dolayı bu cesareti bizler bu ailelere vermeliyiz!

Engellilerin engelliliğine göre kullandıkları tıbbi cihazlar hakkında bilgi edinilmeli, ki onlara yaklaşımda hata yapmayalım. Engellideki noksanlıkları göz önünde bulunduralım lakin fazla önemsemeyelim. Misal, tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren birine; ‚gel biraz yürüyüşe çıkalım’ diyebilmeliyiz.  Veya görme engelli birine selamlaşmak için elimizi uzatmakta bir sakınca görmemeliyiz. Onlara doğal davranmamız güç ve güven verecektir. Bu bağlamda bilhassa teşkilatlarımız engellilere yaklaşım ve bakış açısının geliştirilmesi konularında ailelerin ve toplumun eğitim ve bilinçlendirilmesi çalışmalarını hedeflemeliler.

Söz ilgi ve davranıştan açılmışken iş sahibi esnaf ve tüccar olan kardeşlerime de önemli bir tavsiyem olacaktır; engelli olan kardeşlerimize istihdam sağlamaktan çekinmeyin, bu davranışınız onları hem hayata daha çok bağlayacaktır hem de kendilerine özgüven verecektir. Peygamber Efendimiz (sav) döneminde Zahir isimli bir sahabe vardı. Bu sahabe engelli olduğu için toplum içine çıkmaktan çekinir, çölde yaşardı. Efendimiz (s.a.v) bu sahabeye çölde yetişen bazı meyve ve bitkileri toplayarak Medine pazarında birlikte satmayı teklif etmiştir. Efendimiz (s.a.v) Zahir’e pazarda yardımcı olmanın yanında ona iltifatlarda da bulunmuştur. Bir defasında şöyle buyurmuştur: “Zahir bizim çölümüzdür, biz de onun şehriyiz.” (Tirmizî, Şemâil, 120, Beyrut, 1406.)  Buna benzer bir çok örnek var. Efendimiz engelli sahabelere herdaim çok özen göstererek yaklaşmıştır.

Sorumluluğumuzu hissedip duyarlı davranmalıyız. Nasıl mı? Samimi bir şekilde ilgi göstermeliyiz. Selam vermeliyiz, yardım elimizi esirgememeliyiz, iletişim kurup her daim yardımcı olabileceğimizi hissettirmeliyiz, yaşadıkları sıkıntıları göz önünde bulundurarak empati kurmalıyız. Sosyal hayatta onlarında faal olmalarını birlikte aktiviteler gerçekleştirerek sağlamalıyız. Arkadaş, dost ve kardeş olmalıyız.

 

Toparlayacak olursam;
Engellilere acıma duygusuyla yaklaşmakla onlara yardımcı olmayız. Tam aksine, onları daha çok üzmüş oluruz. Onlara saygı göstererek, ihtiyaçlarını gidermekte yardımcı olalım, samimi ve içtenlikle yardım edelim, göreceksiniz ki birlikte yaşam, sadece mümkün değil bir o kadar da güzel olacaktır.

Engellilere özenle yaklaşım, bilinçli tutum ve samimi destek sadece devletin ve sivil toplum kurumların değil her birimizin sorumluluğudur. Bu sebepten dolayı sorumluluğumuzu bilelim, duyarlı davranalım ve onlara yaklaşırken empati kuralım, zira şu üç günlük dünyada hepimiz kardeşiz! Ve unutmayalım ki, hepimiz birer engelli adayıyız!

 

 

 

İrtibat Bilgilerim:
Nihat Cesur
Engelliler Danışman ve Rehberi
info@pflegeorganisation.org
0157 – 8624 341 7