SEMA ERK/ HEILPRAKTIKERIN
Günümüzün klasik hastalıkları:
-Obezite (aşırı kilo)
-Diyabet (Diabetes mellitus)
-Kalp krizi riski (koroner kalp hastalıkları)
-Hipertansiyon (yüksek tansiyon)
-Sindirim sistemi rahatsızlıkları: Morbus crohn, Colitis ulcerosa, hassas bağırsak sendromu, çölyak hastalığı
-Zayıf bağışıklık sistemi
-Enfeksiyonlara sık yakalanma
-Karaciğer yağlanması
-Yüksek kolestrol
-Gut hastalığı
-Kanser tetikçisi
-Besin alerjileri
Tıp ilerlediği halde son yıllarda bu hastalıklarda yüksek ölçüde artış olmasnının sebebini hiç düsündünüzmü?
Rafine şekerler, glikoz veya yapay tatlandırıcılardan yapılmış katkılı besinler, beyaz undan yapılmış katkılı ekmekler ve hamurlu yiyecekler, kola, limonata. aşırı çeşit ve sentetik ürünlerden oluşan bir sofra, fazla yemeğe ve sık açık-maya dolayısıyla hastalıklara yol açıyor.
Sağlıklı yaşamanın özeti “az ve öz yemektir.”
Az yemek: çünkü çok yemek, sağlık değil hastalıktır!
Öz yemek: çünkü nitelik yerine niceliğe önem verilmesi yani seçmeden önüne geleni tüketmek sağlıksız bir hayata yol açar.
‘Az yiyerek’ ve ‘öz, yani doğru beslenerek’ sağlığınızı koruyabilir, önerilen yöntemlerle hastalıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
Hz. Peygamber’in beslenme biçimini örnek almamız yeterlidir. Hz. Peygamber bir insandır ve tüm insanlık için en önemli, mutlak olan tek örnektir. Bu örneğin yani Efendimiz’in (s.a.v.) hiç hastalanmadığını ve oldukça sağlıklı bir hayat sürdüğünü ve O’nun beslenme önerilerinin herkes için koruyucu hekimlik olduğunu biliyoruz.
Hz. Peygamber ise Kur’an-ı Kerim’in bu ilkelerini hayatına uygulamıştır ve as-habına da öğütlemiştir. Efendimiz, besmelesiz ve ayakta hiçbir şey yiyip içmez, acıkmadan yemez, midesini bizler gibi tıka başa doldurmazdı. Mideyi dolduracaksa- onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine” şeklindeki Hadis-i şerifi her şeyi özetlemeye yeter.
Bu nedenle:
– Sık sık değil, mümkünse ogün sayısını ikiye indirilmeli (İbn-i Sina tıp ilminin temellerini inşa eden Müslüman hekimin de önerdiği gibi).
– Tıka başa değil, ihtiyaç yani midenin tamamı değil 3’te biri kadar.
– Zevk için değil, zaruret için yenmeli.
Peki ne yemeli?
– GDO’lu ve hibrit tohumlardan elde edilen besinlerden mutlaka sakınılmalı,
– Tarım kimyasalları ve katkı maddeler eklenmiş sentetik ürünler yerine sade olanları tercih edilmeli,
– Meyve ve sebze mevsimine göre tüketilmeli
– Pastörize, ışınlama ve modifiye gibi endüstriyel işlemler uygulanarak sentetikleştirilen ve besin değerleri yok edilen ürünler yerine sağlıklı geleneksel yöntemlerle üretilmiş ürünlerle beslenmemeli.
– Fıtratlarının dışına çıkarılıp, zulüm ve işkenceye maruz bırakılarak beslenen hayvanların etlerinden yenilmeyerek ve bunlara yapılan muameleye destek verilmemelidir. Sağlıklı beslenme, tek bir cümle ile özetlemek gerekirse “besin değeri yüksek, günlük olarak alınması gereken protein, karbonhidrat, yağ, mineral ve vita-minleri içeren gıdaların, sağlığı korumak, iyi hissetmek ve enerji vermesi için dengeli olarak tüketilmesidir”. Sağlıklı beslenme her yaştan insan için önemlidir ve sağlıklı kilonun korunması, beynin, kalbin ve diğer organların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi, insan kendini iyi hissetmesi, vücudun sağlıklı ve güçlü olması için gereklidir. Özelikle çocuk yaşta sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak hayatı önem taşıyor. Aksi halde sağlıksız beslenme ve sağlıksız gıdalar ileride pek çok hastalığa
zemin hazırlıyor. Vitamin, mineral bakımından zayıf, çok fazla karbonhidrat ile beslenme şekli çeşitli hastalıklara yakalanma riskini yükselterek vitamin ve mineral eksikliğine yol açıyor.
Besin ve besin enerjisi gereksinimlerini karşılamıyorsa hastalanmak kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu ise kader değil, kendi elimizle başımıza açtığımız dert-tır
BEDENİNİZE HÜKMEDİN
YİYECEĞİNİZİ VE İÇECEĞİNİZİ BİLEREK TÜKETİN
SAĞLIĞINIZI KORUYUN!!!
ÇÜNKÜ KARAR SİZİN SEÇİM SİZİN!!!
Kaynaklar: Gerçek Tıp – Aidin Salih, Müslüman’ın Diyeti – Kemal Özer
http://www.hacamat-stuttgart.de/