Eğlence kâbusa dönüştü

Macaristan’daki bir festivale giden 2’si Türk 4 arkadaş, hırsızlık suçlamasıyla hapse atıldı. 3 ay cezaevinde kalan gençler inanılmaz bir ortamda yaşamak zorunda kaldı

 

Halil UYGUN
BELÇİKA – Temmuz ayında Belçika’dan Macaristan’daki Sziget Müzik Festivali’ne katılan 2’si Türk ve 2’si İspanyol kardeş, 4 arkadaş, hayatlarının kâbusunu yaşadılar. Z.U, T.B, M.M ve R.M isimli 23 yaşlarındaki gençler, festivalin 3. gününde korumalardan birinin iftirasına maruz kaldı. Gençler, “Koruma, bizi kolye çalmakla suçladı. Olay yerine polis geldi. Macar polisinden anlayış beklerken alaycı üslup ve suçlamaları karşısında ikinci bir şok yaşadık. Bize şiddet uyguladılar. Nezarette iğrenç bir ortamda tutulduktan sonra 4. gün mahkemeye çıkarıldık. Mahkeme bize 30 gün hapis cezası verdi. Daha sonra bunu
uzattı” dediler. Türk ve İspanyollar olarak 2 ayrı cezaevlerine gönderildiklerini belirten mağdurlar, “İnsanlık dışı muamelelere maruz kaldık. Eşyalarımız çalındı, bize pislik temizlettirdiler. Gün boyu 23 saat hücrede tutulduk, sadece 1 saat teneffüse çıkarıldık” diye konuştular.

90 GÜN AYNI KIYAFET
Aileleriyle telefonla görüşmelerinin engellendiğini kaydeden gençler, “Üç ay boyunca aynı kıyafeti giymek zorunda kaldık. Kredi kartı, kimlik demeden tüm eşyalarımıza el koydular. Serbest bırakılırken de geri vermediler. Birbirimizden haberimiz olmadan salıverildik. Havaalanında da çok sıkıntılar yaşadık. Sanki teröristmişiz ve gerçek hırsızmışız gibi Macar medya organlarında görüntülü ve yazılı haberler çıktı. 3 aylık kâbusun ardından çok şükür ailelerimize ve evlerimize kavuşmanın mutluluğu içerisindeyiz” ifadesini kullandılar. Z.U’nun babası U.U ise, yargı sürecinin tam bir trajikomedi olduğunu söyledi.

BELÇİKA DUYARSIZ KALDI
Dertli baba, “Dördünün de ifadesi aynıydı. Üstelik mahkemeye hiçbir şahit çıkarılmadı. Buna rağmen gençlerimiz ceza aldı. Onlar cezaevinde, biz de Macaristan’da dışarıda çok sıkıntılar çektik. Derdimizi kimseye anlatamadık. Belçikalı yetkililer de durumumuza duyarsız kaldı. Türk Büyükelçiliğiyle de görüştük. Ama gençlerimiz Belçika kimliğiyle Macaristan’a girdiği için müdahale edemediler. Yine de Türk yetkililer bizimle çok ilgilendi. Allah- u Teala onlardan razı olsun. Bundan sonra yapabileceğimiz tek bir şey var, o da Macaristan hakkında uluslararası mahkemelerde suç duyurusunda bulunmak” şeklinde  konuştu.