80 yaşındaki Neslihan Akça, yaklaşık 300 milyon liralık cirosu ve bin çalışanıyla şehrin en büyük şirketlerinden birini çocuklarıyla yönetiyor.
Denizli’ye 1970 yılında Acıpayam’ın köyünden 8 çocuğuyla göçen Akça ailesinin bir kamyonla başladığı taşımacılık işini eşinin rahatsızlığı sonrası sırtlanan 80 yaşındaki Neslihan Akça, yaklaşık 300 milyon liralık cirosu ve bin çalışanıyla kentin en büyük şirketlerinden birini çocuklarıyla yönetiyor.
Acıpayam’ın Hisar köyünde evlenen Abdullah ve Neslihan Akça çifti, tarlalarında yetiştirdikleri sebzeleri pazarda satıp kamyonlarıyla taşımacılık yaparak geçimlerini sağlamaya çalıştı. Dünyaya gelen 8 çocuklarına gelecek kazandırma gayesiyle 1970’de Denizli’ye taşınan çift, burada da çiftçiliğin yanı sıra kamyonlarıyla kiremit fabrikaları için yük taşımaya başladı.
Baba Akça’nın geçirdiği bir trafik kazasının ardından cezaevine girmesi sonrası ilk kez işlerin başına geçen Neslihan Akça, ehliyet aldı, kamyon sürmeye ve nakliyat yapmaya başladı.
Daha sonra eşiyle el ele vererek kiremit üretimi ve hafriyat işleri yapan, bir kamyon filosu kuran Akça, eşinin 50 yaşında akciğer rahatsızlığı geçirmesi sonrası yeniden sahalara indi ve işleri büyütmeye devam etti.
Hafriyattan medyaya
Denizli’ye ilk geldiği günden bu yana yöresel kıyafetlerinden vazgeçmeyen Akça, bu süreçte kentin ilk hazır beton ve asfalt üretim tesisini kurdu, geri dönüşüm, inşaat gibi sektörlerin ardından medya sektörüne de adım atarak yerel yayın yapan televizyon, radyo ve gazeteyi grup bünyesine kattı.
Mesleki yaşamında kadın olmasının getirdiği zorluklara karşı yılmayan Neslihan Akça, geçen yıl kasım ayında eşi Abdullah Akça’yı kaybetmesinin ardından rahatsızlandı.
Çocuklarının sürdürdüğü işleri tekerlekli sandalyeyle geldiği iş yerinde takip etmeye gayret eden Neslihan Akça, son olarak ekim ayında 12 milyon avroluk yatırımla alınan 125 kamyonun teslim törenine katıldı.
Kızı Semra Akça Acar’ın yardımıyla iletişim kurabilen Neslihan Akça, yaptığı açıklamada çalışmayı çok sevdiğini, her şeyi çocukları için yaptığını söyledi.
Rahatsızlığı nedeniyle yürümekte ve konuşmakta güçlük çekmesi nedeniyle çalışamamaktan dolayı üzgün olduğunu anlatan Akça, şöyle konuştu:
“Yıllar önce ekmek alacak paramız bile yoktu. Tarladan topladıklarımızı satar, ekmeğimizi kazanırdık. Denizli’ye ilk geldiğimizde sadece bir kamyonumuz vardı. Artık kamyon sayısını unuttum. Her şeyi o kamyonla kazanmaya başladık. Eşim rahatsız olduğu için daha çok sahada ben oluyordum. Fakat bir süre benimle kimse iş yapmak istemedi. Sonraları piyasada yer edinmeye başlayınca iş bulmaya, para kazanmaya başladık. Çocuklarımla çabalayarak bugünlere geldik.”
“Kadın diye kabullenmek istemeyenler oldu”
Akça ailesinin en küçük kızı 49 yaşındaki Semra Akça Acar, babası ve annesinin sıfırdan başlayarak kendilerine yıllık 300 milyon lira cirosu ve yaklaşık bin kişinin çalıştığı bir dev bıraktıklarını, kendilerinin de bunu büyütme sorumluluğunda olduklarını söyledi.
Acar, annesinin görünüş itibariyle sert olmasından dolayı kendisini kentte “hanım ağa” lakabıyla andıklarını belirterek, “Şirketin dış işlerinde annem ön planda oldu. Akça denince annem akıllara gelir. İş hayatında annemi kadın diye kabullenmek istemeyenler oldu. Bunu anlatması zor bir şey. Toplum psikolojisi olarak ‘Kadın milletiyle iş yapmam’ diyenler oldu. Saygı duyup alışveriş yapanlar da oldu. Annemin başarısında, ön planda olmasında babamın çok rolü var.” ifadelerini kullandı.
Tarladan gelerek yönetici olan bir kadın olarak emek veren insanları da düşünerek hareket etmeye özen gösterdiklerini aktaran Acar, annesinin özellikle kimseye borçlu kalınmaması konusunda hassas öğütlerde bulunduğunu söyledi.