Uzman Fizyoterapist Gökhan Aygül, göğüs ve sırt ağrısı çekenler için uyarılar da bulundu.
Uzman Fizyoterapist Gökhan Aygül, “Fibromiyalji (FM), kronik yaygın ağrı ve yorgunluk, uyku bozukluğu, kognitif fonksiyon bozukluğu ve depresif ataklar gibi birçok semptomun yer aldığı bir klinik tablodur sıklıkla 30-50 yaş arası kadınları etkiler Yaygın vücut ağrıları belirli anatomik bölgelerde hassasiyet (hassas noktalar), kronik yorgunluk, uyku bozukluğu, tutukluk, subjektif şişlik gibi semptomların eşlik ettiği hastalık hem fiziksel hem psikolojik bozukluğa yol açması nedeni ile de kişinin yaşam kalitesini bozar” dedi.
Fibromiyaljinin erişkinlerin yaklaşık yüzde 2’sinde görüldüğünü ifade eden Aygül, “Kadınlar da erkeklere göre daha yaygındır ve beyaz ırkta görülme oranı daha sıktır. Bununla birlikte görülme sıklığı yaşla birlikte artmakta ve 60 yaş üzerindeki kadınlarda yüzde 7’lere ulaşmaktadır. FM en çok doğurganlık çağındaki veya çalışma hayatındaki kadınlarda görülmesine rağmen çok geniş bir yaş dağılımı da vardır Türkiye’de her yıl yaklaşık olarak 100 bin kişiye tanı konulmakta ve bu sayı her geçen gün hastalığın doktorlar tarafından tanınmasının artmasıyla giderek artmaktadır. Fibromiyaljide sebepi tam olarak belirlenememiştir. Fibromiyalji’nin oluşmasına katkıda bulunan birçok mekanizma olduğu düşünülmektedir. Hastalıkta rol oynayabileceği düşünülen bazı biyokimyasal, nörohormonal, santral sinir sistemi, immünolojik, psikolojik ve çevresel faktörlere ait kanıtlar bulunmuştur” diye konuştu.
Araştırmacıların Fibromiyalji’de güçlü ailesel yatkınlığı, Fibromiyalji’li hastaların birinci derece yakınlarında, genel populasyona göre 8 kat daha fazla Fibromiyalji gelişme riskinin olduğunu bulduklarını kaydeden Aygül, “Fibromiyalji’li hastaların aile bireylerinin ağrıya daha duyarlı olduğu görülmüştür Çevresel Faktörler Birçok hastalıkta olduğu gibi, Fibromiyalji temelinde çevresel tetik rol oynamaktadır. Fibromiyalji gelişiminden çoğunlukla sorumlu olan çevresel faktörler; fiziksel travma (özellikle gövdeye olan), bazı enfeksiyonlar (Hepatit C virüsü, Ebstein Barr virüs, Parvovirüs ve Lyme hastalığı vb.) ve duygusal strestir. Ancak kronik ağrıya yol açan sadece major travmatik olaylar değildir, aynı zamanda sağlıklı genç erişkinlerle yapılan toplum çalışmaları ve deneylerinde uyku bozukluğu ve egzersiz yapmamanın da ağrılı semptomlara yol açtığı gösterilmiştir Stres ve Fibromiyalji arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar da yaygın görüş, FM hastalarında serotonin düzeylerinin düşük olduğu ve depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu ve bozulmuş kas fonksiyonuyla ilgili olabileceği yönündedir” ifadelerini kullandı.
“HASTALIĞIN EN ÖNEMLİ BULGUSU KRONİK YAYGIN KAS İSKELET SİSTEMİ AĞRISIDIR”
Uzman Fizyoterapist Gökhan Aygül, “Fibromiyaljide kronik yaygın kas iskelet sistemi ağrısı, yorgunluk, bitkinlik, yorgun uyanma, sabah tutukluğu, yumuşak dokularda şişlik hissi, karıncalanma, titreme, aşırı terleme, ekstremitelerde soğukluk hissi, kronik baş ağrısı (migren), temporamandibüler eklem ağrısı barsak sendromu, dizüri (kadın üretral sendromu), kardiyak ve solunum sistemi semptomları, anksiyete, Raynaud fenomeni, şeklinde çok farklı semptomlar görülebilmektedir Hastalığın en önemli bulgusu kronik yaygın kas iskelet sistemi ağrısıdır. Fibromiyalji hastalarının muaynesinde hastanın ağrısı, vücudun hem solunda hem sağında, hem alt hem üst vücut yarısında ve iskelettedir. Hasta ağrısının 3 aydan daha uzun süredir devam ettiğni ifade etmektedir. Ağrının hissedildiği bölgeler; boyun, bel, alt ekstremite, sırt, dirsek, göğsün ön tarafı, çenedir. Ağrı geniş bir alandadır ve hasta sınırlarını net olarak çizemez Fibromiyalji hastalarında tutukluk yaygındır ve sabahları daha belirgin olup tüm gün sürebilmektedir. Tutukluk tüm vücutta hissedilir ve fonksiyonel kayıp oluşturmaz. Görülme sıklığı yüzde 75-85 arasında değişmektedir. Yumuşak dokularda şişlik hissi FM’li hastaların yüzde 50’sinde görülmektedir ve bu his genellikle ekstremitelerde eklem ya da eklem dışı yerleşimli olabilir fakat objektif bir şişliğe rastlanılmaz Yorgunluk ve halsizlik FM’li hastaların yaklaşık olarak yüzde 75- 90’ında orta ve ciddi düzeyde görülebilir ve sabah yataktan kalkarken ve günün ileri saatlerinde en fazla olup genellikle gün boyu sürer Hastalar tipik olarak daima yorgun olduklarını ifade ederler. Hastaların fiziksel aktivitesini etkiler, günlük işlerini yaparken de güçsüzlük ve halsizliğin belirginleştiğini belirtirler” açıklamalarında bulundu.
Fibromiyalji tedavisin de fizik tedavinin önemli bir yer tutmakta olduğunu vurgulayan Aygül, “Ayrıca yeni yaygınlaşan manuel terapi yöntemleri kuru iğne cupping therapy akapunktur kinesio tape uygulamaları ve bununla birlikte egzersiz desteğiyle tedavide ciddi olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Bununla birlikte bazı psikiyatrik ilaçlardan da yardım alınmaktadır ekstra kişiye vitamin ve mineral kullanımı da tedavi de yer almaktadır. Ama En kalıcı tedavi egzersizdir. Ayrıca tedavi sonrası kişilerin kendini koruması önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle sinir stres anksiyete gibi psikolojiyi etkileyecek durumlardan uzak kalması gereklidir. Klima altında hava sirkülasyonu (ceryan) olan yerde kalmaması gereklidir. Ağır bir iş yapmaması gereklidir yapıyorsa da bu işi dinlene dinlene bölerek yapması gereklidir. Beslenmesine ve egzersizlerine dikkat ederek düzenli bir yaşam sürmek önemli bir yer tutmaktadır” şeklinde konuştu.