UETD Stuttgart Şubesi’nin düzenlediği konferansta konuşan Mustafa Şen: İnancımızı, dilimizi ve öz kimliğimizi koruyarak ayakta kalalım, asimile olmadan yaşadığınız ülkeye değer katalım.
Mustafa Karaman
UNTERRİEXİNGENT – Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Stuttgart Şubesi tarafından düzenlenen ‘Kimlik ve Kültürün Korunup Geliştirilmesinde STK’lar’ adlı konferans Stuttgart yakınlarında bulunan Markgröningen’e bağlı Unterriexingen kasabasındaki Aktaş Düğün ve Konferans Merkezi Salonunda gerçekleştirildi. Konferansa başta ev sahibi olarak UETD Württemberg Bölge Başkanı Cahit Öner ve yönetim kurulu, şube yöneticileri, UETD Genel Merkez MKYK Üyesi A. Enes Seydanlıoğlu ile iş adamları ve dernek yöneticilerinin yanı sıra çevredeki vatandaşlar katıldı. Program ev sahibi UETD Stuttgart Şube Başkanı Davut Şeker’in selamlamasıyla başladı. Açılış konuşmasını yapan UETD Württemberg Bölge Başkanı Cahit Öner ise UETD’ye sahip çıkıp ve üye olmaya davet etti. Enes Seydanlıoğlu da, UETD Genel Başkanı Zafer Sırakaya’nın salondakilere selamını iletti ve kürsüyü Başbakanlık Başmüşaviri Mustafa Şen’e bıraktı.
ÜST ALT KİMLİK
Kimlik ve kültürün sahip olduğumuz bizi biz yapan değerler bütününe denildiğini ifade eden Başbakanlık Başmüşaviri Mustafa Şen, “Üst kimliğimiz inandığımız yani dinimizi olan İslamiyet ve Müslümanın değerlerdir. Alt kimliğimiz ise köklerimizdir. Bu da kimlik ve kültürümüzün özü Yüce Rabbimizin kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin Sünnetidir. Özetle değerler bütünümüzdür. Burada önemli olan üst kimliğin alt kimliğe üstün tutulmaması ve yedirilmemesidir” dedi.
DİNİMİZİN ÖNEMİ
Hepsinin değer olarak çok kıymetli olduğuna dikkat çeken Şen, örnek olarak Avrupa’da bu tür kişilere rastlandığına dikkat çekerek İslamiyet’i aradan çektiğinizi farz edilmesi halinde kişinin bir sürü alt kimliklerine sahip olduğunu yani Türk ama Müslüman olmadığını görmek mümkün olacağını belirterek kişinin Almanlaşmış veya öteye giderek Hristiyanlaşmış bir kişilikle karşılaşmış olunacağını vurguladı.
Üst kimliğin değiştiği zaman alt kimliğin bir anlam kalmadığını söyleyen Mustafa Şen, “Sünneti koruyamazsak Kur’an’ı da koruyamayız” diye konuştu. Kimlik ve kültürümüzü oluşturan unsurları “Din, dil, ahlak, edep, vatan, millet, devlet, tarih, birlik duygusu, dirlik düzen duygusu, dayanışma duygusu ve kardeşlik duygusu” olarak sıralayan Mustafa Şen şöyle devam etti: “Kimlik ve kültürün taşıyıcıları olarak da aile, toplumsal çevre, dini toplumsal çevre, okul, medya, devlet ve STK’lar olarak sıralayabiliriz. Biz inançlarımızı kimliğimizi ve kültürümüzü koruyarak yaşadığımız ülkeye asimile olmadan ayakta kalabiliriz. Birçok değerlerimizin günümüzde kayboluyor. Mesela çorba yerine hazır yiyecekleri tercih ediyorlar. Bozuk bir Türkçe konuşuyoruz.”
STK’LARIN ROLÜ
Kimlik ve Kültürümüzü muhafazada STK’ların rolünün önemine de dikkat çeken Mustafa Şen, “Sömürgeci Batı, karşılaştığı tüm kimlikleri ve kültürleri yok etme yoluna gitti ve maalesef çoğu yok oldu. Küreselleşmeci Batı ise kimliksizleştirme ve kültürsüzleştirme yoluna gidiyor. Böyle giderse, yani buna direnmez ve kendi kimlik ve kültürümüzü korumazsak, fazla uzun olmayan zaman sonra kimlik ve kültürümüz yok olur. Yani bizler biz olarak varlığımızı sürdüremeyiz. Buna Sicilya veya Endülüs örneğini verebiliriz. Kültürümüzü bilmek ve bilinçli olmak zorundayız. Ancak böyle konuabiliriz” diyen Şen,
bu meselenin aynı zamanda bir din-iman ve milli güvenlik meselesi olduğunu söyledi.
GURBET DEĞİL VATAN
Avrupa’da yaşayan Türklere de gazetemiz aracılığıyla seslenen Mustafa Şen, “Avrupalı Türkler, Avrupalı Müslümanlar yani burada yaşayan vatandaşlarımız için Avrupa artık gurbet değil, buraları onların anavatanı. Ne yapacaklarsa bu duygu ve bilinç üzerinden yapsınlar. Burayı eviniz gibi devletiniz gibi benimsemelisin. Sosyal, siyasi ve ekonomik sorunlarıyla ilgilenmelisiniz. Milletimizin içine kapanmaksızın, daha dışa dönük, her yerde ve her dalda daha aktif olmaları gerekmektedir. Fakat bunları yaparken de asimile olmadan öz kimliklerini ve kültürlerini koruyarak yapmalılar” tavsiyesinde bulundu.