Eskişehir’de yaşayan 36 yaşındaki Sarı, yaklaşık 11 yıldır devam eden çalışmalarına 2013 yılından itibaren ağırlık verdi. Gelen tepkilere ve ‘Yapamazsın, boşuna uğraşıyorsun’ söylemlerine aldırış etmeden uğraşlarını sürdüren Oğuzhan Sarı, Treob Ultimate ismini verdiği kurumsal kaynak planlaması yapan bir yazılım ve bu programla eşdeğer olarak çalışan bir de 3 eksen CNC makine üretti. Çalışmalarına destek bulabilmek ve devam edebilmek adına çalmadığı kapı kalmayan Sarı, üniversite mezunu olmadığı için hiçbir dayanak bulamadı. Çalışmalarını sosyal medya hesaplarına ve bazı video programlarına ekleyen Oğuzhan Sarı, kısa süre içerisinde görüntüleri izleyen Alman ve Fransız firmalardan geri dönüş aldı. Hemen Eskişehir’e gelen firma temsilcileri, Türk kaşif ile çalışmaktan büyük keyif duyacaklarını ama çalışmaların Avrupa’da yürütülmesi gerektiğini dile getirdiler. Bu gelişmeler sonrasında büyük bir heyecan yaşayan Oğuzhan Sarı’, şimdi yazılım ve robotunu geliştirmek için yurt dışına çıkmayı bekliyor.

“Yaklaşık 11 yıldır çalışmalarımız sürüyor” 

Çalışmaları hakkında İHA’ya bilgi veren 36 yaşındaki Oğuzhan Sarı, “Aslında cihazdan önce kendi yazılımım olan Treob Ultimate’i ürettik. Yazılım sonrasında da bunun bir mekaniği, işlevi olsun diye 3 eksen çalışan bir cihaz üretmeye karar verdik. Başlangıcımız Treob Ultimate oldu. Fabrikalarda kalite, depo, maliye, satın alma-planlama gibi işlevlerin yürütüldüğü iş zekasına dayalı bir yazılım. Yaklaşık 11 yıldır çalışmalarımız sürüyor. İş zekasına dayalı bir sistem. Bu makinayı da kendi sistemimizle entegre ederek buradan çıkacak olan sonuçların personel ile alakalı ya da işle alakalı verimlilik diyagramlarını ve makine verimini aynı anda ölçebilecek seviyeye getirmiş olduk. Bu 3 eksenlide sadece bir deneme, prototipti. Bunun yanı sıra 6 eksenli robot kolumuzu geliştirmeye çalışıyoruz. Navigasyon ve lokasyon ile çalışacak bir robot daha ileriye doğru çıkarmayı düşünüyoruz. Piyasada buna benzer robotlar var. Bunu diğerlerinden ayıran unsur kodlama mantığını kendimiz oluşturmamız. Her türlü kartla entegreli çalışabilecek bir ara yüzü var. Bu makinadan çıkacak olan bütün verileri Treob Ultimate algılayıp ona göre verimlilik kapasitesini çıkarıyor” ifadelerini kullandı.

“Başvurduğum yerlerden de bana hiçbir dönüş olmadı” 

Ürettiği makinenin orta ölçekli sanayide kullanılabileceğini belirten Sarı, her türlü işi bu robot sayesinde yapabileceklerini söyledi. Sarı, “CNC makineyi biz yurt dışından bir şekilde alıyoruz ya da yapıyoruz. Fakat bunun mantığı ve ayıran özelliği kendi yazdığımız yazılıma entegre çalışıyor. Yani bunun her noktasını sistem otomatik olarak hesaplayıp verim tablosuna yazabiliyor. Ara yüz de kendimizin. Ara yüzü biz oluşturduk. Bir JPEG dosyası dahil okuyabiliyor. Çekilmiş bir fotoğrafı okuyabiliyor. Türkiye’de buna benzer aktif cihazlar var, fakat biz bunun çoğunu dışarıdan alıyoruz. Ünitelerini de dışarıdan alıyoruz. Bu projeleri dosya dosya götürüp destek almaya çalıştım. Fakat alaylı takımı olduğumdan yani üniversite bitirmediğim için bir netice alamadım. Hep ‘Ya yanında bir mühendis olsun ya da kendi başına bu işe girme’ şeklinde dönüşler aldım. Üniversite ya da kuruluşlardan da destek alamadım. Ankara’da, İstanbul’da görüşmeler aldım. TÜBİTAK’a başvurdum ama önüme üniversite mezunu olma şartı çıktı. Buna da başvuramadım. Çalıştığım yerde biraz şartları zorlayarak bunu ürettim. Başvurduğum yerlerden de bana hiçbir dönüş olmadı. Kardeş Payı dizisi gibi oldu. Kullanılan araçlar belki farklı ama diziyle aynı sonuç oldu. Bu da benim için bir hüsran oldu” dedi.

“Türk menşei olmasın, sizinle anlaşalım bizde yapalım dediler” 

Tüm uğraşlarının sonunda yurt dışında anlattığı bazı kişilerin kendisine yardımcı olduğunu aktaran Sarı, şunları dile getirdi:

“Sonunda bir netice aldım, ama Türkiye’den değil, yurt dışından oldu. Avrupa’da Fransa ve Almanya’da iki firma sadece internete yüklediğim videoları ve makineyi gördüler. Bir gece önce konuştuk ve ertesi gün hemen 3 bin kilometreyi aşarak geldiler. Beni üzen en büyük şey, derlerdi inanmazdım başıma geldi şok oldum, yabancılar bir kere görüp hemen geldiler. Makineyi ve programı gösterdim. Bana ‘Türk menşei olmasın, bunu sizinle anlaşalım bizde yapalım’ dediler. Ben de pasaport işlemlerimi hallettim. Sadece bir vize işlemlerimiz kaldı. Fransa bu işin makine, Almanya ise hem makine hem de yazılım kısmında olacak. Almanya’da da ürün daha ufak bir tanıtımla ciddi bir potansiyele ulaştı. Ama dediğim gibi onların tek şartı Türkiye ile alakalı bir şey olmasın istediler. Orada patentleyip lisanslamak istediler ve Türkiye’de dahil diğer ülkelere yaymak istiyorlar.”