Eyvah.! Mal mülk elden gitti!
Memlekete gidince ne güzelde hava atıyorduk? Eş, dost, köylü, komşu falan geldiğinde, aldığımız tarlaları, daireleri ne güzel de anlatıyorduk? Havamız oluyordu yani..!
sosyal yardım alan ve aynı zamanda Türkiye’de, memleketinde mal varlığı olanlar, isyanda. Neden isyan ederler anlamış değilim? Her iki devlet de, sosyal yardım almadan, anlının teriyle parasını kazanan ve kazandığı parasının vergisini verenlerin üzerinden haksız kazanç elde edenleri deşifre ediyor. Devletlerin asil görevi de tüm vatandaşlarının haklarını korumaktır. Neden rahatsız oldunuz?
Anlatayım
İyi gidiyorduk be abi. Yani biraz sosyal yardım, yanı sıra biraz kaçak iş, ufak tefek araba alım satımı falan, geçinip gidiyorduk. Şimdi devletlerin uygulamasını bir kenara bırakalım, onlar görevini yerine getiriyor. Biz kendimizi sorgulayalım. Hani sürekli deriz ya ‘ALLAH der ki, günahlarınızı affedebilirim, ancak KUL HAKKI İLE GELMEYİN!’ diye. O zaman bir sorgulayalım: “Günahımız mı çok? Yediğimiz “KUL HAKKI mı çok?”
Bir arkadaşım, Tahtakale’de bir Profesör hocamızla esnafların arasında yürürken, arkadaşımız bir an durmuş ve bir esnafın sergilediği gömleklere bakış. Tekrar yürümeye devam edince, Profesör sormuş; “Gömleğe mi ihtiyacın vardı?”
Arkadaşımız; “yok Hocam!” deyince, Profesör; “ciddi bir alıcı değilsen, esnafın ürünlerine bakma” demiş
“Neden Hocam?”
Almayacağın bir ürüne bakmakla, esnafı umutlandırıyorsun, bu davranışın kul hakkına giriyor” demiş.
Hocamız, “Kul hakkını” bu kadar ince bir çizgide değerlendirirken, açıktan kul hakkına giren ve akabinde kendince veya üreterek helal kılmaya çalışanları anlamıyorum?
Bu konu, bir televizyon kanalına konuk olan Avukatlar tarafından tartışılıyor. Canlı yayına bağlanan söz de mağdurlar, Avukatlara, karşılaşabilecekleri cezai yaptırımları, nasıl kitabına uyarlarda, kendilerine zarar gelmez diye soruyorlar…!
Yani; “Avukat bey, biz bu işi nasıl ucuza kapatırız?” sorusu?
İyi de canlı yayında sadece Avukatlar vardı..! Yani İmamlar yoktu!
Diyelim ki işi hukuken ucuza kapattık ta..??? Neyse buradan sonrasını değerli Hocalarımızın taktirine bırakıyorum…!
Neden şimdi?
Diğer taraftan, sanki Alman devleti bugüne kadar bu tür vakalardan habersizmiş gibi, neden şimdi sorguluyor? Ortalıkta birçok spekülasyonlar dolaştığı için, net birşey söyleyememekle beraber, Türkiye böyle bir talebe neden karşılık veriyor? Verdiyse tabii?
Çay’dan bir eser kalmadı!
Sayın Sigmar Gabriel suyu kaynattı, çayı demledi ve elleriyle Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’na servis etti. Aradan fazla geçmedi, Almanya’da oluşturulan koalisyon anlaşmasında çaydan eser kalmadı? Ne güzel de çay demlemiştik falan derken, birileri geldi ocağın altını kıstı…? Acaba kim?
Bir dahaki sefere görüşmek üzere.