Atilla, kendisine atfedilen “ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek”, “ABD’yi aldatma suçuna iştirak etmek”, “ABD bankalarını dolandırmak”, “ABD bankalarını dolandırmaya iştirak etmek”, “kara para aklama suçuna iştirak etmek”ten suçlu bulundu. Atilla, “kara para aklamak” suçlamasından ise suçsuz bulundu.

Ceza duruşması 11 Nisan’da yapılacak

12 jüri üyesi tarafından her bir suçlamayla ilgili ayrı ayrı oy birliğiyle alınan kararın ardından Yargıç Richard Berman’ın 11 Nisan’da duruşma yaparak Atilla’nın alacağı cezaya karar vereceği bildirildi.

Davanın esastan görülmesi süreci 22 Kasım’da başlamış, karar verme sürecini yılbaşından önce yetiştiremeyen jürinin 3 Ocak’ta yeniden bir araya gelmesine karar verilmişti.

Davada jüri müzakerelerine devam edilirken duruşma salonunun ilk sırasında Atilla’nın eşi Burçin Atilla hazır bulundu. Atilla’nın salona gelişinde eşiyle arasında duygusal anlar yaşandı. Eşiyle ilgili jüri kararı açıklanmasının ardından ise Burçin Atilla’nın gözyaşlarına hakim olmadığı gözlendi.

Savunma makamının “hatalı yargılama” talebi ikinci kez reddedilmişti

Savunma makamı, 19 Aralık’ta Atilla’nın çapraz sorgusu sırasında savcılığın sanığa yönelttiği bir soruya itiraz etmiş ve mahkemeye ikinci kez “hatalı yargılama” yapıldığı gerekçesiyle dilekçe sunmuştu.

İtiraz dilekçesinde Atilla’nın avukatları savcılığın çapraz sorgusunda “Atilla’nın İran yaptırımlarını ihlal ettiğini savunan 17-25 Aralık’tan sonra eski Bankalar Yeminli Murakıbı, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarisi Osman Zeki Canıtez tarafından hazırlanan raporu sunduğunu”, bu raporun deliller arasında yer almamasına rağmen jüri önüne getirildiğini ve bunun jüri üyelerini yanlış yönlendirdiğini savunmuştu.

Davanın yargıcı Richard Berman, Atilla’nın “tamamen adil ve şeffaf bir şekilde” yargılandığı ve çapraz sorgusu sırasında sanıktan bu rapora ilişkin soruyu cevaplaması istenmediği gerekçesiyle “hatalı yargılama” itirazını kabul etmedi.

Savunma makamının FETÖ mensubu, firari eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz’ın “çalıntı deliller sunması” ve “yanlış ifade vermesi” nedeniyle mahkemeye yaptığı hatalı yargılama” itirazları da reddedilmişti.

Yargıç, Korkmaz’ın tanıklığını “hukuk kurallarına uygun” bulmuştu.

Yargıç Berman’ın, FETÖ firarisi eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz’ın tanıklığı için “hukuk kurallarına uygun olduğu” nitelemesi yapması ise dikkat çekmişti.

Savcılığın mahkemeye tanık olarak getirdiği Korkmaz’la ilgili herhangi bir sorun bulunmadığını dile getiren Berman, bu kişinin tanık olarak dinlenmesini “tamamen yasal” ifadeleriyle tanımlamıştı.

Kokmaz, FBI’dan 50 bin dolar aldığını açıklamıştı

Hüseyin Korkmaz çapraz sorgusu sırasında ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) kendisine 50 bin dolar verdiğini ve ABD’de oturduğu evin kirasını ise savcılığın ödediğini söylemişti.

Korkmaz, ABD’ye geldiği günden beri hiç çalışmadığını ancak çalışma başvurusunda bulunduğunu ve iki hafta önce olumlu yanıt aldığını anlatarak ABD hükümetinden yardım alıp almadığı sorusuna, “Savcılık 3 defa 300 dolar, toplamda 900 dolar verdi.” demişti.

Bharara yargıç ve savcı yardımcılarıyla görüşmüştü

Duruşmanın 19 Aralık salı günkü oturumunu izleyenler arasında Türkiye’de hakkında soruşturma açılan eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara da vardı.

ABD başkanı Donald Trump tarafından görevden alınan Bharara’nın duruşmanın ardından savcı yardımcılarıyla ve Yargıç Berman ile görüşmesi ise dikkati çekmişti.

Dava süreci

Hakkındaki suçlamaları kabul ederek tanıklığa geçen Sarraf’ın, Manhattan’da beraber kaldığı hücre arkadaşı tarafından “Sarraf’ın kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddiasıyla” dava edildiği bildirilmişti.

Faouzi Jaber isimli 62 yaşındaki mahkum, Sarraf aleyhine “tecavüz” davası için başvuruda bulunmuştu. Buna göre söz konusu mahkum Jaber, avukatı Alexei Schacht aracılığıyla, Manhattan’da beraber aynı hücreyi paylaştıkları sırada Sarraf’ın kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddialarıyla dava açmıştı.

Sarraf marihuana içtiğini de kabul etmişti

Duruşmalarına devam edilen dava süreci içinde Sarraf, tutuklu bulunduğu cezaevindeki bir gardiyana, Türk avukatı vasıtasıyla, yaklaşık 45 bin dolar rüşvet verdiğini belirtmişti. Sarraf, cezaevinde uyuşturucu madde olan sentetik marihuana içtiğini de kabul etmişti.

İran’a yönelik yaptırımları delme, banka dolandırıcılığı ve kara para aklamak gibi suçlar atfedilen Sarraf 2016 yılı mart ayında ABD’de tutuklanmıştı. Davanın başlamasına kısa bir süre kala ise Sarraf kendisine yöneltilen 7 suçlamayı da kabul etmiş ve savcılıkla işbirliğine gitmişti.

Atilla ise geçen yıl 27 Mart tarihinde JFK Havalimanı’ndan Türkiye’ye gitmek üzereyken gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.