Selahattin Özdemir
HEİLBRONN-Avrupa’ya 60 yıl önce işçi alımıyla başlayan Türk göçü , bugün şekil değiştirerek devam ediyor. Avrupa’da yaşayanlar gelin ve damatları Türkiye’den götürüyor. Yaz aylarındaki yıllık izinlerinde Türkiye’ye gelen gurbetçi ailelerin, çocuklarını Türkiye’den bir yakınıyla evlendirme geleneği, son yıllarda Avrupa’ya yönelik büyük bir göç dalgasına dönüşüyor Avrupa’daki en büyük yaralardan biri ‘ithal damatlar ya da ithal gelinler’ olayı. Türkiye’den evlilik yoluyla Avrupa ülkelerine giden gençlerinin yaşadıkları ‘hayatım roman’ cinsinden. Çocukları Avrupa ülkelerinde yetişen gurbetçiler, evlenme çağı gelen yavruları için gelin ve damatları Türkiye’den getiriyor. Bu yolla her yıl Türkiye’den Almanya’ya 18-19 bin civarında gelin ve damat gidiyor. Diğer Avrupa ülkelerini de hesaba katarsak bu sayı 40 bin civarına geliyor. Avrupalı Türklerin gelin ve damat tercihini Türkiye’den yana kullanmasının en önemli sebebi, ithal damatlardan alınan başlık parası. Türkiye’de okuyamamış veya iyi bir iş bulamamış bir genci ailesi, ‘bari hayatını kurtarsın’ mantığından hareketle bir gurbetçi kızıyla evlendirmek istiyor. Avrupa’ya giderek çalışacağını ümit eden gençler de iç güveysi olarak gittiği gurbetçi aileye başlık parası ödüyor yada Avrupa’daki aileler çocuklarına ‘namuslu, söz dinleyen ve sadık’ eşler bulma arzusuyla Türkiye’den yapılan evlilikleri tercih ediyor. Bu eğilim özellikle Türkiye’den gelin getirmede gözleniyor. Avrupa’daki aileler bu profile uygun gelin adaylarının ‘Avrupalılaşmış Türk toplumunda zor bulunacağı’ görüşünde. Ayrıca, çocukları uyuşturucu ve hırsızlık gibi davranış bozukluklarına bulaşmış aileler, oğullarının ‘düzelmesi’ için, Türkiye’den biriyle evlendirmek istiyor
İkinci önemli sebep, gurbetçilerin kendilerine helal süt emmiş, sözlerinden fazla dışarı çıkmayacak gelin ve damat arayışı. Çünkü gurbette yaşayan Türkler gençleri, burada doğup büyüyen yaşıtlarını ‘bozulmuş Türkler’ olarak görüyor. Üçüncü gerekçe ise yine parayla ilgili aile bütçesine gelen damat ve gelinin biraz daha olsun üzerlerindeki yükü hafifletmeye çalışma istemleri. Türkiye’den gelen damatlar hemen bir işe girip çalışarak aile bütçesine katkı sağlıyor. Gelinler de ev işleri ile meşgul oluyorlar. Ancak burada bazı problemler de çıkmıyor değil. Anadolu’nun bir köyünden çıkıp bir Avrupa şehrine gelen gelin veya damadın, buradaki ortama nasıl ayak uyduracağı hesaba katılmıyor. Sonra ortaya binlerce sorunlu evlilik, boşanmalar ve psikolojisi bozulmuş gelin ve damatlar çıkıyor. başka bir örnekle de Türkiye’de üniversite okumuş ama iş bulamamış bir gencin yakın bir akrabası ile evlenmesi sonucu o ülkeye gitmesi ve o Avrupa ülkesinde iş kurma ve para kazanma umuduyla gelen ‘ithal’ damatların birçoğunun umduklarının aksine gelinin ailesine bağımlı kaldıkları için ‘köle’ gibi çalıştırılıyor eğitim görmüş, kalifiye kişiler olsalar da rolleri ve itibarları Türk toplumunda en düşük düzeye iniyor. Üstelik diğerlerine, yani eş ve yakın çevreye olan bağımlılık, aşağılık durumunu pekiştiriyor ve bu bireyleri, sosyal ve psikolojik açıdan zayıf düşürüyor. İthal gelin ve damatların uyum konusunda yaşadıklarını , ‘Buraya gelenler ne dilden ne de kültürden haberdar. Dolayısıyla onların çocukları da ilkokula neredeyse hiç Almanca öğrenmeden başlıyor.” diyor.
EKONOMİK SIKINTI ÇEKİLİYOR
Almanya”nın Heilbronn şehrinde yaşayan Hasan S. Türkiye’den gelenler burda bağdaşamıyorlar, oranın insanları ile kurslarda öğretilenin farklı olduğunu belirtirken kursları başaramadıklarından dolayı buraya gelemediler gelişte psikolojisi bozulanlarda tekrar geri döndüler. Maaşlar yarı yarı yarıya indi giderler arttı. Giderler arttı her şey pahlılaştı yiyecek içecek her şey katlandı Türkiye gibi orasının d da gelir azaldı gider çoğaldı” dedi. Heilbronn Şehrinde yaşayan bir diğer Gurbetçi Filiz O. İse Almanya’da Heilbronn’da doğdum büyüdüm artık Türkiye’ye tatillerde gelip gidebiliyoruz. Almanya’da çolumuz çocuğumuz var, eskisi gibi gelip gidemiyoruz. Yabancı Gelin veya damatlar da, çocuk, okul, doktorlar çok problem oluyor, uyum sağlayamıyorlar. damatlar iş bulamadıkları için sıkıntı yaşıyor , gelinler dil bilmedikleri için dışarı çıkmıyorlar.Bence damat yada gelin olarak Almanya’ya hiç gelmesinler bizim elimizden gelse biz döneceğiz Türkiye’ye, çocuklarımızın kendi kararları ama ben Türk olsun isterim.Şu an üçüncü nesil çok karışık yetişiyor.Ne Türk olarak ne Alman olarak çok karışık. Kültürümüz bayağı bir unutuldu.” Almanya’nın 21 Ağustos 2008’de yürürlüğe koyduğu yasaya göre Almanca bilmeyen yabancılar ülkeye alınmama kararının ardından bu ülkeye gelin ve damat olarak gitmeye çalışanlar kursların yolunu tuttular.