Eşit haklarla katılım sağlanır

Türkiye ile Fransa arasında imzalanan işgücü anlaşmasının 53. yıl dönümü nedeniyle açıklama yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Fransa’daki Türk toplumu gerek temel hakların kullanımı, gerekse Türk-Fransız ilişkilerinin yapıcı bir şekilde geliştirilmesi için kamusal hayata katılımını artırmalıdır. Böylece aktif vatandaşlar olarak gösterecekleri her türlü çalışmayla gelecekteki Fransa Türk toplumuna en önemli katkıyı sağlayacaklardır.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları ifade etti:

“8 Nisan 1965 tarihinde Türkiye ile Fransa arasında imzalanan işgücü anlaşması neticesinde bugün 650 bini aşkın vatandaşımız Fransa’da yaşıyor. Yarım asrı aşkın süredir Fransa’da yaşayan insanlarımız, artık o ülkenin asli unsuru olan en büyük dördüncü göçmen grubu oluşturuyor. On binlerce Türkiye kökenli öğrenci eğitim hayatında, yüz binlerce insanımız da çeşitli sektörlerde çalışarak ve sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak topluma değer katıyorlar. Fransa’daki Türk toplumu aynı zamanda ülkemizle Fransa arasında ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkileri geliştiren bir köprü vazifesi görüyor. İkili ticaret hacmimizin 13 milyar doları aşması da bu noktada dikkat çeken bir örnektir.  Öte yandan Fransa’da gelecekte daha fazla yatırım yapılması gereken konuların başında Türkçe eğitimi gelmektedir. Zira Almanya ve Avusturya’ya kıyasla Türkçe erozyonu bu ülkede daha hızlı yaşanmaktadır. Eğitim sisteminin dayatmalarının yanı sıra Türk gençlerinin aile içinde ve kendi aralarında sadece Fransızca konuşmaları bu duruma işaret etmektedir. Buna karşın sivil toplum kuruluşlarımızın faaliyetlerine devamlı katılım ve Türkiye ziyaretlerinin artırılmasıyla güçlendirilecek bağ, Türkçe’nin Fransa’daki Türk gençlerinde canlı hâle gelmesine katkı sunacaktır. Bu kapsamda ortaya konacak sivil mücadele yeni nesillerin ana dilimizi ve kültürümüzü muhafaza etmesini sağlayacaktır.

Son günlerde Fransa’nın ülkemizle ilgili yaklaşımları, Türk göçmenlerin kamusal hayattaki etkinliğinin artmasının ne denli ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu nedenle Fransa’daki Türk toplumu gerek temel hakların kullanımı, gerekse Türk-Fransız ilişkilerinin yapıcı bir şekilde geliştirilmesi için kamusal hayattaki katılımını artırmalıdır. Böylece aktif vatandaşlar olarak gösterecekleri her türlü çalışmayla gelecekteki Fransa Türk toplumuna en önemli katkıyı sağlayacaklardır. Bu noktada gençlerimize ise daha fazla sorumluluk düşmektedir. Fransa’nın en üst merciinden ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör örgütü lehine açıklamaların yapılması, o noktalarda kimlerin sözünün etkili olduğunu göstermektedir. Yine Türkçe eğitiminin okullar ve sivil toplumda verilmesi de ayrı bir toplumsal sorumluluktur. Bu alanlardaki hak mücadelesinin gelecekte artması zarurettir.

Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye-Fransa işgücü anlaşmasının 53. yılında zorlu göç tarihinde emeği geçen tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyor, yeni nesillere de büyük sorumluluklarla karşı karşıya olduklarını hatırlatıyorum.”