ERCÜMENT AYDIN
KÖLN – Mübarek üç ayların sonuncusu, her yıl gelişiyle nice manevî güzelliklerin yaşandığı, Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelendiği yeni bir Ramazan ayına ulaşmış bulunuyoruz. Bizleri bu yıl da, bu mübarek Ramazan iklimine ulaştıran Yüce Rabbimize hamd ediyor, Sevgili Peygamberimize ve ashabına salat-u selam ediyor, Ramazan’ın İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz. Kendisine kavuşmakla mutlu olduğumuz Ramazan ayı; hayatımıza yön veren, akıl ve gönül dünyamızı aydınlatan Kur’an-ı Kerim’in kendisinde indirilmeğe başlandığı bereketli bir aydır. Biz inananlar olarak, içinde hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’in tekrar tekrar okunduğu, hayata geçirilerek yaşandığı ve günahlardan arınmak isteyen herkese manevi bir ruhun üflendiği özel bir aya, ayların sultanına, Ramazan ayına girmenin sevincini yaşıyoruz. 15 Mayıs 2018 Salı günü ilk teravih namazları kılınacak, aynı gece sahur sofraları hazırlanacak ve 16 Mayıs 2016 Çarşamba gününden itibaren bir aylık rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi evlerimize, beldelerimize ve yurtlarımıza misafir olacak, kalpleri Allah ve Peygamber sevgisi ile dolu mü’minlerin arınmasına vesile olacaktır. İslam’ın rahmetle yoğrulmuş adaletini, bilgi ve hikmetle bütünleşmiş ahlakını bütün insanlığa gösteren Allah Resulü (sav) Ramazan için: “İnanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan umarak ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman 28) buyurmaktadır. İşte bizler, Hz. Peygamber’in bu müjdesinin gerçekleşeceği rahmet ve bağışlanma ayını ihya edebilmenin sevincini yaşayacağız.
Ramazan; dini hayatımızda çok önemli bir yeri olan, rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı, yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı, sevginin, saygının, sabrın ve kardeşliğin daha da güçlendiği, birlik ve beraberliğin pekiştiği mübarek bir aydır. Ramazan; iman, kulluk, ahlak ve insanlık bilincinin zirveye çıktığı, duygu ve düşüncelerin berraklaştığı, kardeşlerin kucaklaştığı, rotasını kaybeden biçarelerin Kur’an ile yeniden buluştuğu, takvaya erip dünya ve ahiret saadetini yakalamaya gayret ettiği aydır. Ramazan; her sahur vakti bir sorumluluğa uyanmak, Rabbinin rızasını kazanmaya, nefsine hâkim olmaya, özündeki iyiye kavuşmaya çabalamaktır. Ramazan, iradeleri güçlendiren oruç ibadeti ile nefislerin terbiye edildiği, zekât, sadaka ve iftar sofralarıyla yoksulların doyurulup gözetildiği, teravih, Kur’an okuma, zikir, dua ve niyazlarla ibadetin neşe ve coşkusunun bütün topluma yayıldığı, sevap ve mükâfatın arttığı; af ve mağfiretin çokça ihsan edildiği bir aydır. DİTİB Genel Merkez ve bağlı derneklerimiz olarak, her Ramazan ayında olduğu gibi bu sene de, bu mübarek ayı çeşitli etkinliklerle değerlendireceğiz. İrşat programları gerçekleştirilecektir. Ayrıca, cami görevlilerimiz günübirlik farklı camilere giderek irşad görevi yapacaklardır. Köln DİTİB Merkezinde günlük 800-1000 civarında kişiye iftar yemeği verilmesi planlanmaktadır. Her gün imkânı olan derneklerimizde iftar sofraları kurulacak, bu iftar sofralarımızı Alman misafirlerimize, komşularımıza ve Almanya’ya mülteci olarak sığınan kardeşlerimize de açacağız. Gündüzlerimizi camilerde mukabelelerle, gecelerimizi de teravih namazlarıyla ihya edeceğiz. Ayrıca Kadir gecesinde bütün camilerimizde özel programlar tertip edeceğiz.
Müslüman kardeşlerimiz fitrelerini ve zekâtlarını başta öğrencilere ve mülteci kardeşlerimize olmak üzere, yoksullara ve kimsesizlere ulaştırabilmemiz için bizlere emanet edebileceklerdir. Bu sayede de DİTİB olarak, bütün yoksul ve kimsesizleri kucaklayan bir “Gönül Yapma” hareketine öncülük etmiş olacağız. Ancak bir hususu da üzülerek belirtmek isterim ki, son aylarda ibadethanelerimize, işyerlerimize ve meskenlerimize yönelik saldırılarda ciddi artışlar görülmektedir. Her milletten, her düşünce ve fikirde insanın huzur içerisinde ibadetlerini yerine getirdiği, güven ve esenlik teminatı olan camilerimize yapılan bu saldırılar bizleri derinden üzmekte ve cemaatimizi ciddi şekilde tedirgin etmektedir. Bu vesileyle bu mübarek ay münasebetiyle herkesi sağduyulu hareket etmeye ve provakasyonlara karşı dikkatli olmaya davet ederken, mabetlerimizin ve cemaatimizin can ve mal güvenliğinin sağlanması hususunda da yetkililiklerin gerekli tedbirlerini almalarını arzu etmekteyiz. Bu itibarla, Peygamberimizin diliyle “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluş” (İbn Huzeyme, Sahih, III, 191-192) olan Ramazan-ı Şerif’in gönüllerimize huzur, iftar sofralarımıza bereket ve kulluğumuza yüksek bir seviye getirmesini, başta Almanya’da yaşayan Müslümanların ve İslam âleminin birlik ve beraberliğine, yeryüzünde iyiliğin hakim kılınmasına vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.