Selahattin Özdemir FRANFURT-
2000 yılında kurulan ve 2015 yılından bu yana Almanya’da Tadım’ın bayiliğini yapan İthal Food’un firma sahibi Mustafa Yağcı, etnik marketlerin entegre olarak her kitleye ulaşması gerektiğini belirtiyor.
Mustafa Bey, bize öncelikle firmanızı tanıtabilir misiniz?
2000 yılında İthal Food olarak kurulduk. Türkiye’den ithal damat olarak geldiğim için şirketimizin ismini de İthal Food olarak lanse ettim. İstanbul’dan 5 yıl ihracat yaptım. 2015 yılında Tadım’la resmi olarak kesiştik. Esasında 2012 yılı ama o dönemlerde ticaret anlamında hem ihracatım oldu hem Tadım bayiliği yaptım. 2015 yılında Tadım’ın resmi bayisi olduk. Ticaret hayatımız bu şekilde devam ediyor.
Avrupa’da etnik pazarı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Etnik pazarda her geçen gün az da olsa bir büyüme gerçekleşiyor ama Türkiye ile kıyasladığımız zaman 10 sene geride olduğunu düşünüyorum.
Almanya’daki çalışma sisteminiz ve yapınız hakkında bilgi verir misiniz? Kaç müşteriye hitap ediyorsunuz?
Bayilik sistemi olduğu için tamamen Tadım firmasının bünyesinde çalışıyoruz. Sıcak satış sistemi ile stoksuz araçlarımız günlük belli noktalara ulaşıyor. En az 15, en fazla 20 noktaya dağıtım yapıyoruz. Şu an da bine yakın bir kitlemiz var. Bunun 500’e yakını 100 metrekare üzerindeki marketler, kalanı da büfe ve kiosklar.
Bu marketler etnik marketler mi? Ulusal marketlere de giriyor musunuz? Bu marketlerin içinde zincir şubeler var mı?
Şu anda ulusal marketlerde yok denilebilecek kadar az bulunuyoruz. Genelde Türk kökenli etnik marketlere çalışıyoruz. Benim bölgemde zincir şubeler var. Karadağ, Şok, Yeşil Marketler, Ankara Marketler gibi 2 ila 10 şubesi bulunan marketler bulunuyor.
Peki, satış yaptığınız kiosklar yerli mi yabancı mı?
Kiosk işletmecileri enternasyonal yapıya sahip. Bunun içinde Pakistanlısı da var, Almanı da.
Sizce marketlerin gelişimi için neler yapılmalı?
Market işletmecileri, ilk jenerasyon olarak, buraya -ben dahil- Anadolu’dan gelmiş, iş eğitimi olmayan bir kitleydi. Yeni yetişen nesil bu konularda eğitim almaya başlıyor ve bu sayede gün geçtikçe gelişiyor.
Belli ürün çeşitlerine baktığımızda yan yana çok fazla marka görüyoruz. Bunun sebebi sizce ne olabilir?
Bunun etnik marketlerin, market alanlarını doldurmak ve göze hitap etmek için yaptıkları bir şey olduğunu düşünüyorum. Enternasyonal ürünleri raflarına entegre edemedikleri için kendilerine her ürünü almak mecburiyetinde hissediyorlar. Sadece benim bölgemde 38 tane kuruyemiş şirketi var.
Peki, toptancılık sistemini nasıl geliştirebiliriz sizce? Üretici firmalar ve etnik marketin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mallarımızın çok büyük bir kısmı Türkiye’den geliyor. Bu konuda ekonomik açıdan Türkiye’ye daha çok güven vermemiz gerekiyor. Üretici firmaların, burada partner olduğu firmalara destek olmaları gerekiyor. Etnik marketler sisteme entegre olamazlarsa, sıkıntılı olacağını düşünüyorum. Marketlerde her kitleye ulaşılabilmesi gerekiyor.
Avrupa pazarında tahsilatla ilgili bir sıkıntı olduğu konuşuluyor. Bununla ilgili görüşünüz nedir?
Piyasanın en büyük sıkıntısı bu bana kalırsa. Peşin alıp veresiye satıyoruz. Belki müşterinin ayağına gittiğimiz için ama tahsilat konusunda ciddi sıkıntı çekiyoruz. Bunun sebebini de market sahiplerinin muhasebelerini iyi yönetememeleri olduğunu düşünüyorum.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ortakalan ve Etnik Market ekibine başarılar dilerim. Gelecekte bize de destek olacağını düşünüyorum.