Hasan Akdoğan – Ezel Sönmez
BREMEN, Türkiye’nin tanınmış isimlerinden besteci, sanatçı, yazar ve yönetmen Zülfü Livaneli, Kultur Forum Türkei ve Focke Museum’un birlikte organizesi ile Bremen şehir müzesinde gerçekleştirdiği söyleşisi büyük bir ilgiyle karşılandı. Söyleşinin başlamasına dakikalar kalmasına rağmen kapıdaki sıra giderek uzamaya devam ediyordu. Focke müzesinin de beklentisinin üstünde bir seyirci kitlesi vardı. Salonda oturacak yer kalmamasına rağmen insanlar bilet alıp ayakta izlemeye veya dışardan sadece sesini duyarak dinlemeye devam ettiler. Söyleşi Henning Schmied ve Anja Lechner müzikleri eşliğinde açıldı. Daha sonrasında Türkiye Kültür Formu Başkanı Bülent Uzuner tarafından açılış konuşması ve Zülfü Livaneli’nin kısa tanıtımı ile devam etti. Uzuner, Zülfü Livaneli’nin birçok coğrafyada yaşamış biri olarak çok yönlü sanatçı kimliğinin ona kazandırdığı niteliklere değindi. Bu nitelikler sayesinde 68’de Türkiye’den Almanya’ya olan göçü yorumlaması ve anlamlandırmasının önemine vurgu yaptı. Zülfü Livaneli kendisi de siyasi sürgün olarak 70’lerde Almanya’ya göç etmiş ve senelerce Bremen’de yaşamıştır. Zülfü Livaneli’de konuşmasında Bremen’in hayatında ki yerine değinip “Bremen benim için ilklerimin şehri” ilk konserini burada veren ve geçenlerde 70 inci yaşını burada kutlayan Livaneli Bremen’le olan bağını sık sık dile getirdi. Devamında Uzuner sanat eserlerine değinerek Livaneli’nin 300 den fazla şarkısının varlığından, verdiği 100 den fazla konserden bahsederek ne kadar büyük bir kitleye ulaştığından bahsetti. Uzuner Zülfü Livaneli’nin “Her zaman daha iyi bir Türkiye’ye” meşhur söylemini dile getirerek konuşmasını bitirdi. Daha sonra söyleşinin başlamasıyla ilk soru soruldu Zülfü Livaneli’ye Türkiye’den darbe olduğu yıllarda oradan nasıl kaçmayı başardığı soruldu. Bunun üzerine Zülfü Livaneli beş tane pasaportu olduğunu ve bunların ilki olan Mehmet Ali isimli sahte pasaportla yurt dışına çıktığı cevabını verdi. Diğer dört pasaport ise sırasıyla İsveç’ten aldığı politik göçmen pasaportu, af sonrası Stockholm Türk elçiliğinden aldığı Türk pasaportu, Unesco elçisi olduğu zaman aldığı diplomatik pasaport ve Milletvekili olduğunda aldığı pasaport olarak sıraladı. Sonrasında Can Film Festivalinde de büyük ilgi gören “Yer Demir Gök Bakır” filminden kesitler ve çekim aşamasında çektikleri zorluklardan bahsetti Livaneli. Ayrıca kısa bir süre önce Rusya’da bulunan Livaneli orada gördüğü ilgiden ve kendisinin Rus edebiyatına olan ilgisinden söz etti. Son olarak son kitabı olan “Huzursuzluk” kitabından söz etti. Kitabında Türkiye’de bulunan 3 milyon Suriyeli Göçmenin durumuna değindiğini ve kitap yayınlandıktan hemen sonra birçok kişiden “Şimdi daha iyi anlıyoruz durumu biz hiç öyle bakmamıştık” ifadeleriyle dolu mektup aldığını dile getirdi. Azda olsa bu bakış açısını değiştirdiğinden mutlu olduğunu dile getirdi. Söyleşinin sonlarına doğru yine müzisyenlerin ritmik bir parça ile bitirmesi beklenirken arka sıralardan başlayan bir fısıltı ile birden bire bütün salon bir ağızdan “Leylim Ley” şarkısını söylemeye başladı. Bunun üzerine Zülfü Livaneli’de seyircilerini kırmayıp şarkının bir bölümünü seslendirdi. Veda ederken kitaplara imza atıp atmayacağı sorulan Livaneli ben Türkiye’de de burada yapmıyorum bunu ben kitap satmaya gelmedim ama eski kitaplarınız varsa seve seve imzalarım söyleminde bulundu.