Almanya ile yeni dönem başladı

KÖLN

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Merkez Camisi açılışında yaptığı konuşmada, caminin açılışını yapmaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e daveti için teşekkür eden Erdoğan, Almanya ziyaretine ilişkin değerlendirmede bulundu.

“Kritik bir dönemde son derece verimli, son derece başarılı bir ziyaret yaptık. Gerek Sayın Steinmeier gerekse Sayın Merkel ile görüşmelerimizde iki ülkeyi yakından ilgilendiren meseleleri samimiyetle ele aldık.” ifadesini kullanan Başkan Erdoğan, Köln Eyalet Valisine, Belediye Başkanı ve Köln halkına da teşekkür etti ve ticaretin, ekonomik yatırımların nasıl yukarı taşınacağının, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığıyla nasıl etkin mücadele edileceğinin de istişare edildiğini bildirdi.

“Türk-Alman dostluğu daha da perçinlendi”

Önde gelen Alman yatırımcılarla bir araya gelerek, Türkiye’nin yatırım potansiyelini harekete geçirecek yeni projelerin görüşüldüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“İki gün boyunca yaptığımız temasların köklü Türk-Alman dostluğunu daha da perçinlediğini düşünüyorum. Almanya ile son dönemdeki bazı fikir ayrılıklarını bir yana koyarak bundan sonra ortak menfaatlerimize odaklanmamızın gerektiğini özellikle vurguladım. Terör örgütleriyle mücadeleden mülteci krizine, Suriye’deki çatışmalardan ticaret savaşlarına kadar her alanda iş birliğimizi güçlendireceğiz.”

Açılış nedeniyle tarihi bir ana şahitlik edildiğini belirten Erdoğan, DİTİB Merkez Camisi ve Külliyesinin muhteşem bir eser olduğunu belirterek bu eserin Köln’e ve Almanya’ya kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Caminin temeli atıldığında bazı dar görüşlü çevrelerin protestolar düzenlediğini, caminin inşasına karşı çıkıldığını hatırlatan Erdoğan, protestolara rağmen bazı Alman siyasetçilerin, sivil toplum temsilcilerinin projeyi teşvik ettiğini, DİTİB’in ve Türk toplumunun yanında yer aldığını bildirdi.

Caminin aynı zamanda Almanya genelinde yaşayan milyonlarca Müslüman’ın da gurur abidesi olduğunu belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz bugün sadece bir cami, bir külliye veya bir kültür merkezinin açılışını yapmıyoruz, aynı zamanda her taşı, her nakışıyla çatışmayı ve husumeti reddeden abidevi bir eseri de şehrimize armağan ediyoruz. İşte burada ve buradan özellikle feyzini, nasibini alan, teröre karışmaz. Buradan nasibini alan, İslam’ın mefhum olarak kökü, malum barıştan geliyor. İslam barış dinidir. İslam’da terörün yeri yoktur. DEAŞ, meaş, falan, filan bunların İslamla yakından uzaktan alakası yoktur. Her Müslüman da bunun şuurunda olmak durumundadır. Bizim bu barış kavramına, bu barış anlayışımıza her Müslüman’ın o anlayışla hareket etmesi, davranması gerekir.”

Erdoğan, “DİTİB Köln Merkez Camii ve Külliyesi’ni adına yaraşır bir merkeze dönüştürmenin mücadelesini vermeliyiz. Burası, bizi Avrupa’nın ötekisi, düşmanı gibi göstermeye çalışanlara inat, bu topraklardaki varlığımızın timsali olmalıdır.” dedi.

“Çifte vatandaş olarak Almanya’da bulunsa ne olur sanki?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk vatandaşlarının Almanya’ya 57 yıl önce “Birkaç yıl burada çalışayım, ondan sonra dönerim” düşüncesiyle gelmiş olabileceğini ama bu vatandaşların birçoğunun şimdi “çifte vatandaş” olduğunu anlattı.

Şimdilerde çifte vatandaşlık konusunun önünün kesildiğini ve bu konuyu birkaç kez ilgililerle görüştüklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu işin önünü yeniden açmalısınız.’ dedik. Yani burada bunca yıldır duran 3,5 milyon soydaşımız, vatandaşlarımız var. Önlerini açsalar, onlar da çifte vatandaş olarak Almanya’da bulunsa ne olur sanki? Buradaki sahiplenmeleri, duruşları çok daha farklı olacaktır. Temenni ederim ki gün ola harman ola, bunun da önü açılır.

Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Yani Alman gelse bizde biraz kalsa, ondan sonra bizden vatandaşlık istese bu fakir ona ikinci vatandaşlığı verir. Niye? Bunlar halkların kaynaşmasını getiriyor. Bunu başarmamız lazım. Yani sicili bozuk olmadıktan sonra niye vermeyelim, yeter ki sicil sağlam olsun.”

“Hepinizi bir olmaya, beraber olmaya davet ediyorum”

“Burası bizi dışlamak isteyenlere ders verircesine bir arada yaşamanın merkezi olmalıdır.” diyen Başkan Erdoğan, caminin çocukların neşesi, gençlerin heyecanı, yaşlıların hikmetiyle dolması, kadınların da nezaketi ve becerisiyle süslenmesi gerektiğini söyledi.

Erdoğan, “Buradaki her bir insanımızın Köln Merkez Camisi’ni merkeze alarak çalışmalarını yürüteceğine inanıyorum ama ben tüm Müslüman kardeşlerimden, farklı STK’lar, dernekler altında olabilir, Allah rızası için hepinizi bir olmaya, beraber olmaya davet ediyorum.” şeklinde konuştu.

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız.” ayetini anımsatan Erdoğan, “Kardeşim niye biz buraya sarılmıyoruz da farklı farklara, yerlere savruluyoruz? Sıkıntı burada. Halbuki toptan, sımsıkı Allah’ın ipine sarıldığımız zaman aramızda ayrılık, gayrılık olur mu? Olmaz. Bunu başarmamız lazım. Matematik olarak iki kere iki dört, eyvallah. Rabbimin hükmü de bu. Bunu başarmamız lazım.” ifadelerini kullandı.

“Irkçı örgütler Müslümanların hak ve hukukunu hiçe sayıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların feraset ve basiret sahibi olmalarıyla tanımlandıklarına işaret ederek, şunları dile getirdi:

“Hiç olmadığı kadar basiret ve ferasetle hareket etmemiz gereken hassas bir dönemin içindeyiz. Onun için birliğimizi, beraberliğimizi işaret ediyorum. Bir süredir belli çevreler, bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimizi iki taraflı bir cendereye almaya çalışıyor. Bir yanda DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi katil sürüleri üzerinden gençlerimiz terör tuzağına çekilirken diğer yandan ırkçı örgütler Müslümanların hak ve hukukunu hiçe sayıyor.

Bugüne kadar en fazla zararı Müslümanlara vermiş, en çok Müslüman kanı dökmüş terör örgütleri İslamist ve cihadist gibi ifadelerle yine Müslümanlara yamanmak isteniyor. Her fırsatta ifade ettiğim bir hususu burada tekrarlamak istiyorum: Adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun, teröre bulaşan, şiddete bulaşan, Müslümanların canına kasteden hiçbir yapının İslam’la, Müslümanlıkla, bizim inancımızla bağı yoktur.”

Başkan Erdoğan, “Hristiyan terörü”, “Musevi terörü”, “Budist terörü” gibi sıfatlar nasıl yanlışsa “İslami terör” kavramının da yanlış ve hatalı olduğuna dikkati çekerek,”Bu tür kavramları piyasaya sürenler ve kullananlar açık söylüyorum, kesinlikle iyi niyetli değildir.” dedi.

“DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine nasıl karşı durmuşsak, bu tarz ifadelerle inancımızın lekelenmesine de karşı çıktık.” diyen Erdoğan, terör örgütleri arasında asla ayrım yapmadıklarını vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bizim nazarımızda Berlin’de pazar yerindeki sivilleri katleden DEAŞ’lı caniler neyse 2 ay önce 11 aylık Bedirhan bebeği annesiyle beraber şehit eden PKK’lı katiller de odur. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklar tarafından sırf iradesine sahip çıktığı için şehit düşen vatandaşlarımızı, 251 şehidimizi, 2193 gazimizi nasıl görüyorsak dünyanın dört bir yanındaki terör kurbanlarını da aynı görüyoruz. Şimdi bazı şeyler söylüyorlar, ‘FETÖ’nün okullarında şöyle kaliteli öğrenciler yetişiyor. O pilotlar da çok kaliteliydi, omuzları falan da doluydu ama o omuzları kalabalık olanlar geldiler benim vatandaşımı şehit ettiler. Helikopterlerle, F-16’larla, tanklarla, toplarla şehit ettiler. Mesele o değil. İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır. Bunu bir defa iyi anlamak lazım.”

“Hala bizim stratejik ortaklarımız veya farklı ortaklarımız ‘delil’ diyor”

Bu ilkeli tavrın Cerablus ve El Bab bölgesini DEAŞ’tan, Afrin bölgesini de PKK’nın Suriye kolu YPG’den temizlerken bir kez daha gösterildiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Kimi ülkeler gibi bir terör örgütüyle savaşmak için diğerini palazlandırmak gibi bir yanlışa düşmedik. Bugün de aynı yerdeyiz. Tüm muhataplarımızı teröre karşı tutarlı davranmaya, katiller arasında ayrım yapmadan mücadele etmeye çağırıyoruz. Özellikle 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden 2193 vatandaşımızı gazi… FETÖ’cülerin bu tavrı sebebiyle Avrupa’da da Amerika’da da hiçbir yerde barınamaması gerekir. Maalesef hala bizim stratejik ortaklarımız veya farklı ortaklarımız ‘delil’ diyor. İşte Türkiye’nin yargısı, mahkemeleri bunlarla ilgili her türlü kararı verdi. Sizin yargılarınızda verilen kararlar geçerli, Türkiye’nin yargısının verdiği kararlar geçerli değil, bu nasıl bir anlayıştır. Hangi delili arıyorsun daha? Demokrasi düşmanlarının, Avrupa’nın demokratik kurumlarını istismar etmesine daha fazla göz yumulmamalıdır. Avrupa başkentlerinin caddeleri ve meydanları terör örgütünün paçavralarıyla daha fazla kirletilmemelidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’lı terör ağalarının Suriye ve Irak’ta insanları zorla topraklarından kopartıp, etnik temizlik uygulamakla kalmayıp 14-15 yaşındaki çocukların eline silah verip savaştırdığını anlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bölgemizi kana ve gözyaşına bulayan insan ve demokrasi katillerinin buralarda ellerini kollarını sallayarak gezmesine müsaade edilmemelidir. Biz terörün acısını çok iyi bilen bir ülke olarak yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Avrupalı dostlarımızdan terör örgütlerine karşı daha yoğun bir mücadele bekliyoruz. Avrupa’daki siyaset ve medya kuruluşlarından Müslümanları ötekileştirecek veya hedef tahtasına oturtacak beyanlardan sakınmalarını istiyoruz. Artık bu ırkçılık bitmeli diyoruz.”

“Hazmedemedim”

Almanya’da doğup büyüyen sporcuları hatırlatan Erdoğan, “İşte artık isim vermeden geçemeyeceğim, sonra bana darılır. Almanya da doğup büyümüş bir Mesut Özil, bir İlkay’ımız… İngiltere’de kendileriyle bir fotoğraf çektirdik diye kendisini bu toplumdan dışladılar. Alman Milli Takımı’na kadar yükselmiş olan bu iki gencimizin dışlanmasını ben onun Cumhurbaşkanı olarak doğrusu hazmedemedim.” dedi.

Münih’te Türkiye-Almanya milli maçını Şansölye ile izlediklerini ve Mesut Özil’in o zaman Türk milli takımına gol attığını, bunu da birlikte alkışladıklarını hatırlatan Erdoğan, “Sporun güzelliği bu zaten. ‘Mesut ne yapıyorsun, kendi takımına gol atıyorsun?’ demedik. Biz böyle buralara geldik ama bu yapılan şık değil. Tabii burada Mesut’umuzun yanında yer alanlar olmadı değil, oldu onlara da teşekkür ediyoruz. İsterdik ki bu ırkçılık savrulmasına düşenlere karşı bir ortak tavır alınsın.” diye konuştu.

Erdoğan, Köln’ün Almanya’nın kültürel ve etnik çeşitliliği en fazla olan şehri olduğunu ifade ederek Almanya’yı ilk geldiği yer olan Köln ile tanıdığını anlattı.

Türk toplumunun da Köln’de ciddi bir nüfusa sahip olduğunu aktaran Erdoğan, “Farklılıkları çatışma kaynağı yerine zenginlik olarak gören Köln yönetiminin bu yaklaşımını devam ettirmesini özellikle diliyorum.” dedi.

Özellikle Köln Eyalet Valisi’nin Köln’de yaşayan Türklere olumlu bir yaklaşımı olduğunu belirten Erdoğan, valinin bugün açılışta olmayı arzu ettiğini ancak bir iletişim sıkıntısı yaşandığını söyledi.

Caminin yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, “Bizim de buradaki bu iletişim sıkıntısı sebebiyle Belediye Başkanımız da Valimiz de gelip burada hitap etseler çok daha güzel, çok daha şık olurdu.” ifadesini kullandı.

Erdoğan, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın geleceği de tehdit eden hastalıklar olduğunu dile getirerek toplumsal barışı kemiren, bir arada yaşama kültürünü dinamitleyen bu akımlara karşı hep beraber mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Türk toplumunun başarılarıyla gurur duyuyoruz”

Türkiye’nin, Türk toplumunun eşit katılım temelli entegrasyon çabalarını daima desteklediğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

“57 yıldır Almanya’da yaşayan, burada çalışan, üreten, okuyan ve siyaset yapan, evlatlarını burada yetiştiren insanlarımız geleceklerini de yine bu topraklarda görüyorlar. Bizler de önemli bir kısmı Alman vatandaşlığına geçen bu kardeşlerimizin istikbalini burada görüyoruz. Eğitim, kültür, dil, din gibi kritik konularda kardeşlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sunmaya çalışıyoruz. İnsanlarımızı siyasette, ekonomide, sanatta, sporda, akademide, hasılı hayatın tüm alanlarında görünür olmaya teşvik ediyoruz. Türk toplumunun başarılarıyla gurur duyuyoruz. Hayata ideolojilerin at gözlüğünden bakan kimi çevrelerin kimi zaman lince varan eleştirilerini kesinlikle dikkate almıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun, vatandaşlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. FETÖ ve PKK sempatizanı bir avuç kifayetsizin insanımızın huzurunu kaçırmasına, Türk-Alman dostluğunu zedelemesine fırsat vermeyeceğiz.”

Erdoğan, her caminin kapısına yazılmasının gelenek haline geldiği “Oraya selamla ve güvenle giriniz” ayetini hatırlatarak bu ilahi çağrının sadece Müslümanlara değil tüm insanlığa yapıldığını anlattı. Bu çağrıyı tekrarlayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Sulhun ve selametin sembolü bu güzel mekana barış ve güvenle giriniz. Gönül tarlamıza nefret tohumları ekmek isteyenlere inat gelin burada sevgiyi, karşılıklı saygıyı büyütelim. Farklılıklarımızı kaşıyarak, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere itibar etmeden gelin Hazreti Adem ve Hazreti Havva’nın çocukları, insanlık olarak bu ortak paydada buluşalım.”

Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’e nazik davetleri ve misafirperverlikleri için teşekkür ederek “Ziyaretimin ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. DİTİB Köln Merkez Camisi ve Külliyesi’nin tüm Avrupa’da barış, huzur, emniyet ve güvenin merkezi olmasını niyaz ediyorum. Rabb’im burada yapılan ibadetleri katında makbul eylesin.” şeklinde konuştu.