OKB

Benim kuzeni tanıyorsunuz. Hani zaman zaman aramızda geçen konuları sizinle paylaştığım kuzen varya, işte o. Tanımayanınız varsa da sorun değil. Bugün bahsedeceğim kişi kuzen değil. Bugünkü konumuzun baş aktörü kuzenin diğer kuzeninin teyzesinin eniştesinin torunu. Aslında bu bilgi oldukça fuzuli ama olsun bilgi, bilgidir.
Neyse biz konuya girelim. geçenlerde hadi dedik Noel vakti, Hamburg şehir merkezinde farklı noktalarda Noel pazarları kurulmuş, millet yiyip içiyor, gitmezsek yok yazarlar, ayrıca da içinde yaşadığımız topluma uyum noktasında katkı sağlar düşüncesiyle  biz de düştük yola! Ben, kuzen ve kuzenin diğer kuzeninin teyzesinin eniştesinin torunu.
xxx
Bindik metroya, vardık merkeze. Biraz yağ yakarız hesabı Noel pazarına doğru başladık yürümeye. Teferruata giriyorum, gereksiz görüyorsunuz belki ama, biliyorsunuz asıl ayrıntı detayda gizlidir. Neyse pazara doğru yürüyüp sağda solda neler var hesabı ağzımızı açarken, bizim kuzenin diğer kuzeninin teyzesinin eniştesinin torunu aniden ışıklandırılmış bir reklam panosunun önünde durdu. Biz de tabii onunla birlikte noluyor hesabı frenleyip, yanına yaklaştık. “Freiwillige Rückkehr. DEIN LAND DEINE ZUKUNFT. JETZT! 31.12.2018’e kadar geldiğin ülkeye geri dön ve 12 aylık ev kirası yardımını garantile” şeklinde içişleri bakanlığı tarafından hazırlanmış reklamı okuyup, bu da neyin nesi der tarzında biraz kafa salladıktan sonra yola devam etmeye karar verdik. Siz deyin altı, ben diyeyim yedi metre ilerledik ilerlemedik bizim kuzenin diğer kuzeninin teyzesinin eniştesinin torunu aniden güçlü bir manevra yaparak, tekrar panoya yaklaştı ve aynı yazıyı tekrar okumaya koyuldu. Tam biz ona doğru yönelmişken, tekrar bize doğru hareketlendi ve Noel pazarına doğru ilerlemeye başladık. Başladık derken, yanlış anlamayın, iki adım attık atmadık, kuzenin diğer kuzeninin teyzesinin eniştesinin torunu tekrar panoya yöneldi. Artık dayanamadım ve kuzene “Napıyor bu senin kuzeninin .?” şeklinde biraz merak, biraz sitem içeren soruyu yönelttim. Kuzen biraz durakladı ve “Kendisinde OKB var.” dedi. “Nasıl yani?” dedim.
“Ya biliyorsun işte Obsesif-Kompulsif Bozukluk var kendisinde.” Üstüne basa basa bilmediğimi kanıtladıktan sonra, bana kısa bir ders verdi. “Obsesyon, takıntılı dürtü, fikir ve düşünceler; kompulsiyon da yineleyici zihinsel eylem ve davranışlardır. Senin anlayacağın OKB ruhsal bir hastalıktır.”
xxx
Artık bir şey diyemedim. Panoya on metre mesafede takılı kaldık. Reklam sahibi olan içişleri bakanlığına, kuzenin diğer kuzeninin teyzesinin eniştesinin torunu panoya gidip geldikçe bol bol “teşekkür” edip, “saygılarımı” sundum.
Malum bizim uyum konulu Noel pazarı gezisi de böylelikle son bulmuş oldu.
Neyse, lafı daha da fazla uzatmadan ve olayı OKB’ye bağlamadan hepinize “Frohe Weihnachten und einen guten Rutsch.” Sağlıcakla efendim!

Cevdet Atik