Şiddet kurbanı Yağmur anıldı

18 Aralık 2013 tarihinde, aile içi şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden minik Yağmur unutulmadı. Yağmur’u Anma Vakfı’nın düzenlediği etkinlikte, başka çocukların ölmemeleri için daha etkin yasaların yürürlüğe girmesi çağrısı yapıldı.

 

Nebahat Uzun
HAMBURG- Almanya’nın Hamburg kentinde 18 Aralık 2013 tarihinde ailesinin evinde gördüğü şiddet sonucu hayatını kaybeden Yağmur Yetiş’in (3) anısına düzenlenen etkinlikte Almanya’da çocukların korunmasındaki zafiyet ve ihmallere dikkat çekildi. Hamburg Belediye Sarayı’nda gerçekleştirilen toplantıya katılan konuşmacılar, çocukları korumaya yönelik yeni yasalar oluşturulması yönünde mesajlar verirlerken Yağmur’un nezdinde Hamburg’da şiddet ve ihmaller sonucu ölen çocuklar da anıldı. Alman Çocuklara Yardım Derneği (Deutsche Kinderhilfe e. V.), Yağmur Anma Vakfı ve Hamburg SPD, CDU, FDP, Yeşiller ve sol Parti meclis gruplarının ortaklaşa düzenlediği etkinliğe Yağmur  Anma Vakfı’nın (Yağmur-Stiftung i. G.) kurulmasına öncülük yapan Michael Lezius, Frankfurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ludwig Salgo, Avukat Dr. Lore Maria Peschel-Gutzeit, Yağmur’un ölümündeki ihmalleri araştıran Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Daniel Oetzel ve çocuk şarkılarının ünlü bestecisi Rolf Zuckowski konuşmacı olarak katıldı. Toplantıya aralarında Hamburg Eyalet Milletvekilleri Nebahat Güçlü ve Güngör Yılmaz’ın da bulunduğu çok sayıda davetli katılırken, gösterilen yoğun ilgi nedeniyle bir çok kişi toplantıyı ayakta izlemek zorunda kaldı. Almanya’da her hafta yaklaşık 3 çocuğun uğradığı şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çeken yetkililer, çocukların kaderlerinin sosyal hizmetler kurumlarındaki memurların bireysel davranışlarına, tesadüflere terkedilemeyeceğine, çocukları korumanın yasalarla güvence alınması gerektiğine vurgu yaptılar.

ÇOCUKLARIN KORUNMASINA YÖNELİK YENİ YASALAR ŞART
Yağmur Vakfı’na 20 bin Avro bağışlayarak vakfın kuruluş öncülüğünü yapan Michael Lezius ise “Çocuk hakları her daim ebeveyn haklarından üstündür. Çocukları koruma programlarını, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Haklarının uygulanması desteklemek ve çocukların haklarının her şeyin üstünde olduğu bilincini kazandırmak için çalışmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Lezius, özellikle çocuk hakları ve korunması yönünde çalışmalar yapanlara takdim etmeyi planladıkları Yağmur’u Anma Ödülü’nün ilkini 2016 yılında verdiklerini de sözlerine ekledi. Hataların insana mahsus olduğunu ama insanların hatalarından ders almamasına müsamaha gösterilemeyeceğini söyleyen Ludwig Salgo, “Almanya’da hükümet çocukların korunmasına yönelik önlemlerin artırıldığını söylese de ortada kocaman bir soru işareti var. Çocuğun şiddete uğradığı doktor tarafından tespit edilip sosyal hizmetlere bildirilse bile etkin bir koruma önlemi yoksa var olan önlemlerin anlamı yoktur. Almanya’da gençlik daireleri ve sosyal hizmetlerin çalışmalarını kontrol edecek bağımsız bir kurum ise maalesef yok” dedi. Bakıcı ailelere yönelik yasalarda değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayan Salgo, bakıcı ailelerin çocuklar üzerinde daha fazla söz hakkı olması gerektiği tezini de savundu. Komisyon Başkanı Oetzel de çocukları korumaya yönelik yasaların ve hakların genişletilmesine yönelik tavsiyeler içeren bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, çocukların korunmasına yönelik çalışmalar yapanlara 2016’dan beri verilen Yağmur’u Anma Ödülü, Seeyou Vakfı Müdürü Dr. Sönke Siefert’e takdim edildi. Sunumunu Jan Haarmeyer’in yaptığı etkinlikte Çocuk Mandolin Orkestrası’nın müzik dinletileri de etkinliğe zenginlik kattı.

 

MİNİCİK BEDENDE YÜZE YAKIN YARALANMA TESPİT EDİLDİ
Doğduktan kısa bir süre sonra annesi bakamadığı gerekçesiyle devlet korunmasına alınan Yağmur’un kısacık hayatı kabus gibi geçti. Devlet tarafından bakıcı aileye verilen ama ara sıra ailesiyle görüşmesine izin verilen Yağmur, kafasında ağır yaralanma teşhisiyle hastaneye kaldırılmasına rağmen yaralanmanın sebebi tespit edilemedi. Olayda öz ailenin suçu olma ihtimali olduğu halde minik kız Ağustos 2013 tarihinde öz ailesinin talebiyle aileye geri verildi. 18 Aralık 2013 tarihinde sabaha karşı eve polis ve ilk yardım ekibi çağıran anne Melek Y. önce kızının koşarken kalorifere çarpıp öldüğünü iddia etti. Yapılan soruşturma ve araştırmaların ardından Melek Y. cinayetten müebbet hapis cezasına çarptırılırken baba Hüseyin Y., kızını koruyamadığı gerekçesiyle 4,5 yıl hapis cezası aldı. Annenin temyiz talebi reddedilirken cezayı kabullenen baba, cezasını tamamlamasının ardından Türkiye’ye sınır dışı edildi. Yağmur’u Anma Vakfı’nın hazırlattığı 100 sayfalık bilirkişi raporunda ise can yakan bilgiler yer alıyor. Raporda, minik kıza yapılan otopside 83 hematoma rastlandığı, bedeninde, aralarında sigara söndürmeden kaynaklanan izlerinde olduğu sayısız eski ve yeni yaralanmalar tespit edildiği, kolunun alt kısmının önceden kırıldığı ve tedavi edilmediği için kemiğin yanlış kaynadığı bilgileri yer alıyor. Minik Yağmur’un ölüm sebebi ise kayıtlara “iç kanama” olarak geçerken, otopside karın bölgesinde de daha önceden oluşan sayısız yaralanmalar tespit edildi.