Yeni ‘Ramazan Avcı’lar ölmesin

HAMBURG – 21 Aralık 1985 tarihinde, Hamburg’un Wandsbek semtinde bulunan Landwehr durağında aşırı sağcıların saldırısına uğrayarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ramazan Avcı’nın ölümünün 33. yıldönümünde Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili Nebahat Güçlü, ırkçılığın öldürücü tehlikesine bir kez daha dikkat çekti. Güçlü, şu açıklamayı yaptı: “Doğum gününde uğradığı ırkçı saldırı sonucu hayatını kaybeden Ramazan Avcı’yı (26) saygıyla anıyor, ailesinin acısını yürekten paylaşıyorum. Ramazan Avcı’nın 33 yıl önce ırkçı saldırı sonucu, hayatının baharında yaşama veda etmesi, Almanya’da giderek yükselen şiddet içeren yabancı düşmanlığının artmasından duyduğumuz endişelerin ne kadar haklı olduğunun en somut örneğidir. 33 yıl önce yaşanan bu acı olayın toplum için büyük bir ders olması gerekirken maalesef yapılan araştırmalar ve yaşanan olaylar, bunun böyle olmadığını, aksine ırkçı zihniyetlerin saldırılarının hızını kesmeden devam ettiğini ortaya koyuyor. Siyasette giderek güç kazanan aşırı sağcılık, şiddet eylemlerine hazır aşırı sağcı gruplar için de büyük motivasyon teşkil etmekte maalesef. Almanya’nın hemen hemen tüm eyaletlerinde meclislere girmeyi başaran aşırı sağcı parti, Almanya’nın neredeyse ikinci büyük partisi olmaya hazırlanmakta. Bu da, bugüne kadar var olan ırkçılıkla mücadele yöntem ve uygulamalarının bir işe yaramadığını göstermekte. Kısa süre önce kamuoyuna yansıyan, Türk kökenli avukatın ırkçılar tarafından tehdit edilmesi ve avukatın kişisel bilgilerinin de toplumu korumakla görevli polisler tarafından verildiğinin ortaya çıkması, hatta kendi aralarında aşırı sağcı içerikli mesajlar paylaşan gurubun kendisini ‘NSU 2.0’ olarak adlandırması, ne kadar tehlikeli bir ortamda yaşadığımızı göstermekte. Kurumsal ırkçılığın giderek arttığı bir toplumda aşırı sağcılık ve ırkçılıkla mücadelenin ne kadar başarılı olacağını varın siz düşünün. “Balık baştan kokar” atasözü, içinde bulunduğumuz tehlikeyi en bariz şekilde anlatmakta. Bu bağlamda, ırkçılıkla mücadelede öncelikle devletin kendi içindeki ırkçı mekanizmaları yok etmesi, daha ciddi eylem planları yapması ve aşırı sağcı suçlara daha caydırıcı cezalar uygulaması, bu yönde atılacak en önemli adımlardır. Aksi takdirde yeni Ramazan Avcılar, yeni NSU cinayetlerinin yaşanması kaçınılmazdır. Eğer devlet ırkçılıkla mücadelede samimi ise, önce kendi bağırsaklarını temizlemeli, bünyesindeki ırkçılık virüsünü yok etmelidir.”