Almanya’da son iki ayda yaşanan gelişmeler MÜSLÜMANLAR için endişe sirenlerinin çalmasına devam ettiriyor.
İslam konferansının içeriği, katılımcıları ve yapılan konuşmalar önümüzdeki yılların çok çetin geçeceğine dair ciddi belirtiler içeriyor. Ardından suni gündem için yine Müslümanlar enstrüman olarak kullanılıyorlar. Mesele Camii vergisi.
Öncelikle konferansı ele alalım.
Başrol oyuncusu içişleri bakanı zatı muhterem. Vatandaşın zaten nasıl bir tıynette olduğu aşikâr. Müslümanlara sesleniyor. “Bizim istediğimiz profilde olacak, bizim kuracağımız Alman modeli İslam’a inanacaksınız” diyor. Bu sınırların dışındaki Müslümanlar yok olmaya mahkumdur diyor.
Konuşmacılardan olan Türk sekreter hanım Meclis’te giyinmeye cesaret edemeyeceği bir kıyafetle “Müslüman kadın profili budur” diyor. Algıya hizmetini en üstün şekilde yerine getiriyor. Tabi bunca şarlatanın arasında Seyran Ateş denen fırsatçı bulvar gazetelerine “eyalet koruma polisleri olmasa bizler burada olamazdık” demeçleri ile mağdurum da mağdurum diyor. Ve daha niceleri… “Alman ev sahibim tedirgin olmasın diye önüme koyduğu domuzu afiyetle yedim” diyen Kelek hanımlar, PKK seviciler, FETÖ mensupları… hepsi…
Bu iki gerçeği önümüze seriyor.
1- Söz sahibi olabilmek için katılım konusunda on yıllardır uyuduğumuzu.
2- Gelecek nesillere kimlik verilmezse sonuçlarının trajedi ile sonuçlanacak olacağı.
ÖNCE DİN OLARAK KABUL ETSİNLER
“Müslümanlarda Camii vergisi versinler” diyor kıymetli devletlülerimiz… Şimdilik söyleyeceğimiz şudur: Siz önce İslamı resmen bir din olarak kabul edin sonra konuşuruz. Ey Müslüman burada kalıcıyım diyorsan gardını al. Çünkü çok zor olacak!
Selametle…
Yücel Yazıcı