ATİB’den saldırganların bulun tepkisi

Avrupa  Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı Durmuş Yıldırım, Batı ülkelerinde özellikle son dönemde Türk kurum ve kuruluşlarının yanı sıra camilere yönelik artan saldırılara dikkati çekerek, ilgili ülkelerin, bu saldırganları yakalayıp cezai yaptırımlar uygulamamalarını eleştirdi.

KÖLN- Almanya’nın Köln kentindeki ATİB Genel Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Durmuş Yıldırım, geçen yılı değerlendirip 2019 hedeflerini anlattı. 2018’de camilerle birlikte Türk kurum ve kuruluşlarına yönelik baskı ve saldırıların arttığını ifade eden Yıldırım, Avrupa ve Almanya’da son yıllarda gelir dağılımındaki bozuklukların topluma yansıdığını, bu olumsuz durumdan ise en fazla Avrupa’da yaşayan Türk toplumunun etkilendiğini söyledi. Batı ülkelerinde özellikle son dönemlerde Türk kurum ve kuruluşlarının yanı sıra camilere yönelik artan saldırılara değinen Yıldırım, şunları söyledi:
“İstenilirse, üzerine düşülürse saldırganların yakalanabileceği kanaatindeyim. Bu kadar olaydan sonra faillerin yakalanmaması ya da yakalanıp arka taraftan bırakılması doğru değil. Zaten bu konuda caydırıcı cezalar da mevcut değil. Maalesef bu davaların üzerine gidilmiyor ve bence gidilmeli. Arzu edilirse bizim bildiğimiz, istihbaratı güçlü olan, kimin ne yaptığını gayet iyi bilen Almanya, her şahsın nereden gelebileceğini çok iyi biliyor ve takip ediyor. Maalesef bu işler (cami saldırıları) savsaklanıyor diye düşünüyoruz.” “ATİB olarak üzerinde durduğumuz en önemli konulardan biri, ana dil Türkçenin korunması. Özellikle içinde yaşadığımız farklı kültür coğrafyasında mutlaka kültürümüzü korumalıyız. Kültürünü kaybeden milletler, toplumlar yok olur diye düşünüyoruz. Burada yaşayan gençlerimiz, toplumumuz mutlaka içinde yaşadığımız ülkenin dilini en iyi şekilde bilmelidir. Burada gençlerimiz, çocuklarımız ana dilinden daha iyi bir şekilde Almancayı konuşuyorlar, çünkü buranın okullarında okuyorlar. Bununla birlikte herkes bilir ve takdir eder ki, bir dil bilen iki insan gibidir. O açıdan kendi ana dilini de bilmesi gayet doğaldır. Ana dil Türkçenin ve kültürümüzün muhafaza edilmesini çok önemsiyoruz. Dilin iletişim aracı olmakla birlikte bir kültürün ana unsuru olduğunu düşünüyoruz. Biz Almanya’yı çok iyi öğrenirken, ana dilimiz Türkçenin de unutulmamasını istiyoruz. Aileler de evlerinde mutlaka çocuklarına ana dillerini öğretmeliler. Biz de cemiyet olarak dernek ve camilerimizde din derslerimizle birlikte Türkçe derslerine katkı sunarak, burada dilimizin korunmasını da çok büyük derecede önemsediğimizi belirtmek istiyorum.”

AA