Ordulu Cemile Yıldız, 50 yıl önce dünyaya iki bacağı ve sol kolu olmadan geldi. Engeliyle barışık bir şekilde yaşamayı öğrenen Yıldız, 10 yaşlarına geldiğinde hayatında ilk büyük acıyla tanıştı. Evlerinde tüp patlaması sonucu çıkan yangında ağabeyini kaybeden Yıldız, yaşı ilerledikçe türkü söylemeye heves saldı. Evde fırsat buldukça kendisini geliştiren ve artık hayatının bir parçası olan türküler ile zor da olsa bir albüm yapmayı başaran Cemile Yıldız, yaklaşık 20 yıl önce kendisinin de sanatçı olarak katıldığı bir konserin dönüşünde yaşanan trafik kazasında babasını, ablasını ve eniştesini kaybetti. O dönem, yakın çevredekilerin de ‘sen sanatçı olmasaydın, ailen ölmezdi’ diyerek baskı kurmaları üzerine müzik hayatına küsen Yıldız, türkü söylemeyi sonlandırdı. Bir süre Ordu dışında yaşayan Yıldız, annesinin ısrarları üzerine geri Ordu’ya yerleşti ancak 5 yıl önce de annesini kaybetti. Şimdilerde, eşinden ayrı olan ağabeyinin 3 çocuğuna bakmaya çalışan ve onlarla birlikte yaşamını sürdüren Cemile Yıldız, artan masraflarından dolayı banka borçlarının olduğunu, imkanlar doğrultusunda sokaklarda ve sahnelerde türkü söyleyerek para kazanmak istediğini belirterek, yardım talebinde de bulundu.

“Engelimden hiçbir şikayetim olmadı” 

Dünyaya geldiği günden itibaren engelleriyle barışık olduğunu ve dünyaya tekrar gelme imkanı olsa yine bu şekilde doğmayı tercih edebileceğini aktaran Yıldız, “Böyle doğdum annemden, hiçbir zaman eksikliğini hissetmedim ve samimi olarak söylüyorum ki tekrar yaşama dönme şansım olsa yine böyle doğmak isterim. Şuana kadar hiç bir şikayetim olmadı, kendimle barışık ve kendini, hayatı seven saygılı biri olmaya çalıştım” dedi.

“Hikayem doğuştan değil, 20 yıl önce başladı” 

Yaklaşık 20 yıl önce yaptığı albüm sonrası yaşadığı acı hayatından bahseden Yıldız, “Hikayem, doğuştan engelli olarak değil, 20 yıl önce başladı. Hasbelkader bir halk müziği albümü yapmıştım. Ordulu sanatçı olarak bizi konsere çağırmışlardı. Dolayısı ile konser dönüşü trafik kazası sonucu ailemden 3 kişiyi kaybettim. Ondan sonra her şey tersine dönmeye başladı zaten, müzik piyasası benim için bitmişti. Çok yakın aile içinden tanıdıklarımız bile ‘Sen sanatçı olmasaydın, onlar ölmezdi’ dediler. Bu benim için çok acı vericiydi. 1998 ve 2012 yılları arasında Ordu’ya hiç gelmedim, biraz küsmüştüm. Annemin isteği ile tekrar dönmek zorunda kaldım. Müzik firmasından ayrılıp sözleşmeyi fes ettik. Artık engelli sanatçı olarak bu camiada barınmak çok mümkün değil. Çok yere çağırıyorlar (bazı TV kanallarındaki programlar) ama telefonda teyit etmemize rağmen, gittiğim zaman beni geri gönderiyorlar. Hayatımı kazanmak adına küçük türkü kafelerde çalıştım. Bu şekilde hayatımı idare ettirdim” şeklinde konuştu.

3 yeğeninin bakımı ile ilgileniyor, artan masraflar kendisini zorluyor 

Cemile Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:

“Hayatımda on yıl önceki sıkıntılar devam ediyor. Bugüne kadar geldim, yeğenlerim ile birlikte yaşıyorum. Ayrı anne ve babanın çocukları, onları ben büyüttüm. Onlarla birlikte yaşıyorum ama hayat gittikçe zorlaşıyor ve çocuklar büyüdükçe tahsil hayatları gibi ihtiyaçlar beni zorluyor. Benim yaşantım zaten 2 kişilik bir yaşam çünkü akülü araç kullanıyorum. Kullandığım aracın aküsü yok, yenisi bin 500 TL ve 8 ayda bir akü almak gerekiyor. Bunların yanında da çeşitli arızaları oluyor. Bir akülü araç da en fazla 2 sene dayanıyor, yani giderlerimiz çok fazla. Şu anda her şeyin bittiği noktadayım.”

“Halen türkü söyleyebileceğime inanıyorum” 

İmkan verildiği takdirde türkülerini söylemeye devam edebileceğine de değinen Yıldız, “Onurlu yaşamak istedim, hep dik durmaya çalıştım, çok kolay el açan birisi olmadım ama artık çok yoruldum. Günlük hayatımda da yemek ve ev işleri yapıyorum. Ordu’da son 5-6 yıldır burada olduğum için sosyal aktivitem yok. Müzik piyasasında da yok. Hatta sesimi duyan olursa ben sokak müziği de yapmak istiyorum. Onlarla ilgili bir soliste ihtiyaç varsa, beni de yanlarına layık görürlerse ben onu da yapmak isterim. Hem türkü söylemek hem de paramı kazanmak isterim. Hala inatla türkü söylerim diye düşünüyorum. Kendime de güveniyorum. Şu anda benimle birlikte çalan bir bağlamacı olsaydı çıkıp sokaklarda müzik yapardım. Hiç el açan bir engelli olmadığım, fiziki konumumla ilgili de hiçbir zaman şikayetim olmadı. Buna rağmen benim hayatımdaki sınavım galiba parasal anlamada oldu, ekonomik anlamda çok zorlandım. Kendim de çalışmak isterdim, engelli olmasaydım ben ev temizliğine gidebilirdim, merdiven silebilirdim veya başka işlerde de çalışabilirdim bunların hiçbiri sorun değil ama ben engelliyim ve yaşım da artık ilerledi. Artık beni kim nerede çalıştıracak?” ifadelerini kullandı.

“Şu an her şeyin bittiği noktadayım” 

Bankalara, ciddi derecede borçlarının olduğunu da anlatan Yıldız, “Şu anda her şeyin bittiği noktadayım. Ben yüreği güzel insanlardan hayatıma destek olmalarını istiyorum. Bir de bir not düşmek istiyorum; örneğin engelliler için araç bağışı yapılıyor, bizlere bağışlanan araçları kullanamayabiliyoruz. Her engellinin kullanabileceği araç farklı, onun yerine maddi destek olmaları daha uygun olacaktır” şeklinde konuştu.