Hafif Ağır Sıklette Almanya, Avrupa ve Dünya Şampiyonluğu kemerlerini kazanan “Altın Yumruk” Altay: Kemerimi Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a hediye ettim. Bu yüzden Alman medyasının hedefi oldum. Sponsorlar desteği kesti. Fakat ben zalimler ve haksızlıklar karşısında aşılması güç duvar gibiyim. Tıpkı Muhammed Ali gibi…
Röportaj: Hasan Sarıçiçek
Yeni Zelanda’da 51 kişinin şehit olduğu cami saldırılarını kınayan, Saraybosna’da kazandığı altın kemeri “O bir dünya lideri” diye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’a takdim ettiği için sponsorunu kaybeden şampiyon boksör Şükrü Altay, 11 Mayıs’taki unvan maçı öncesi gazetemize çarpıcı açıklamalar yaptı: Ben ringlerin yeni Muhammed Ali’siyim… Zalimler ve haksızlıklar karşısında aşılması güç duvar gibiyim. Kendimi böyle tanımlayabilirim. Yüreğime, zekâma, ayaklarıma, gözlerime ve yumruklarımın gücüne inanıyorum. Çünkü gücümü Allahü tealadan ve aziz milletimden alıyorum. Ben kazandığımda Avrupa’daki Türklerin nasıl mutlu olduklarını görüyorum. Bu benim için dünyanın en güzel şeyi… Almanya’da 11 Mayıs akşamı, Avrupa’yı ayağa kaldıracak bir unvan maçına çıkacağım. Türk milleti dua ve desteğini benden esirgemesin. Organizatörler karşıma kimi çıkaracak bilmiyorum ama bu hiç önemli değil, kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar, mutlaka onu ringe sereceğim.
DÜNYANIN EN İYİSİ BENİM
Boks kavga değil sanattır; edebiyata ve sinemaya konu olmuş çok önemli bir sanattır… Tıpkı Muhammed Ali’nin “Kelebek gibi uçar arı gibi sokarım” söylemindeki gibi… Ben bu sanatı iyi icra ettiğime inanıyorum. Hafif ağır siklette geldiğim noktadan beni indirecek bir boksörü göremiyorum. O yüzden hedefim IBF, WBA, WBO ile birlikte WBC yani Dünya Boks Konseyi klasmanlarında bu kilonun en iyisi olmak. Bunu kısa zamanda başaracağım. Yeni Zelanda’da müslümanlara karşı işlenen 51 kişinin şehit düştüğü olay beni derinden etkiledi. Bu vahşeti kınadım. Almanya’da çok tepki aldım. Umursamadım bile. Bütün semavi dinlerin barışın yanında olduğuna inandığım için bu tepkiyi gösterdim. Bir Müslüman başka ne yapabilir ki? Soruyorlar, o cani eline geçse ne yaparsın, diye? (Dişlerini gıcırdatıyor… Derinden ah, çekiyor ve diyor ki) Bir boksör olarak yumruğun ağırlığını iyi bilirim ve ring dışında kimseye fiske vuramam ama bütün varlığımla mazlumların yanındayım.
ALMANLAR BİR ANDA SİLDİ
“Saraybosna’da kazandığım altın kemerimi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’ye ithaf ettiğimde hep yanımda olan Alman medyası bir anda bana tavır aldı. Bild beni ‘Haftanın kaybedeni’ ilan etti. O gün sponsorum olan dünyanın en önemli otomotiv firmalarından biri sponsorluğunu çektiğini söyledi. ‘Niçin’, diye sorduğumda ‘Sen Erdoğan’ın boksörüsün’ dediler, bu trajikomik duruma çok güldüm, çünkü bu benim için gurur vesilesidir. Evet, ben Erdoğan’ın boksörüyüm. İnşallah 11 Mayıs’ta kazanacağım yeni altın kemeri de sayın Cumhurbaşkanımıza iftiharla sunacağım.
TÜRKİYE’NİN TAŞINA TOPRAĞINA ÂŞIĞIM
“Tatile nereye gidiyorsun, diye soruyorlar… Elbette ki, Türkiye diyorum… Memleketim bir başkadır benim.
Ülkemin taşına toprağına âşığım ben. Ülkeme ne zaman gelsem Türkiye’de moral depoluyorum. Tarihî ve turistik yerleri gezmeye de bayılıyorum. Birçok antik kent ve UNESCO’nun dünya mirası saydığı tabii güzellikler burada… Mesela Sultanahmet Camii, Ayasofya, Yerebatan sarnıcı, Topkapı Sarayı, Pamukkale, travartenler, hele o birçok medeniyetin uzantısı olan Roma hamamları başka nerede var? Bu güzellikleri Türkiye’de bir unvan maçı yaparak bütün dünyaya tanıtmak istiyorum ve sayın Cumhurbaşkanımızın da maçımı onurlandırmasını ümit ediyorum.”