Irkçılar dışarda kalsın Hamburg tarih yazsın!

Röportaj: Nebahat Uzun
23 Şubat’ta Hamburg’da yapılacak eyalet parlamentosu seçimlerinde Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) yeniden aday olan Kazım Abacı, oy hakkı olanların sandık başına giderek aşırı sağcı ırkçı partilerin meclise girmesini engelleyebileceklerine dikkat çekti. İki dönemdir milletvekilliği yapan ve SPD’nin genel listesinden 13. sıradan aday olan Abacı ile seçimler, partisinin programı ve Abacı’nın çalışmaları hakkında bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisine başarılar diliyoruz:

-Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
K. Abacı: Hamburg Eyalet Parlamentosu’nda iki dönemdir milletvekili olarak görev yapıyorum. Hamburg SPD Meclis Grubu’nun uyum, mülteci ve eğitim politikaları sözcüsüyüm. Siyasi hayatımın dışında da uzun zamandan beri Sınırsız Göçmen Girişimciler Derneği’nde (UOG) müdürlük görevimi sürdürüyorum.

-Yeniden seçilirseniz siyasette ağırlık konularınız neler olacak?
K. Abacı: 2011 yılında siyasete girdiğimde söylediğim bir şeyi tekrar etmek istiyorum. Sadece etnik köken ve inanç üzerinden siyaset yapılmasını kesinlikle doğru bulmuyorum ve kentimizin tüm halkını kucaklayan bir siyaset anlayışını benimsiyorum. Bir taraftan toplumsal kaynaşmadan, adapte olmaktan ve paylaşımdan konuşurken diğer taraftan göçmen kökenli vekiller olarak sadece bir etnik kökenin ya da inanç kurumlarının adayıymış gibi misyon yüklenmeyi doğru bulmuyorum. Benim için doğru olan; demokratik ilkelerden hareket etmek ve her türlü ırkçı, yabancı düşmanlığı ve aşırı dinci akımlara karşı mücadele etmektir. Bunun için de tüm insanları kucaklamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Benim için insanların nereden geldiği, inancı, inançsızlığı ya da rengi önemli değil, burada hep birlikte kardeşçe, huzur ve barış içinde birlikte yaşamalarıdır. Bunun yolu da bu toplumda var olan demokratik ilkelere ve toleransa sahip çıkmaktan geçer.

-Partinizin seçim programında önemli gördüğünüz 2-3 konudan bahseder misiniz?
K. Abacı: SPD Hamburg, 2011 yılından beri attığı adımlarla gerek program içeriği olarak, gerek kadro olarak ve gerekse yetkinlik açısından kentimizi çok güzel yönetti. SPD’nin yeniden iktidara gelmesi, bu güzel kenti ileriye taşımanın ana sebeplerinden biridir. Bu noktada SPD’nin yapmış olduğu birkaç önemli çalışmaya dikkat çekmek istiyorum. Hamburg’un en önemli sorunlarından biri konut sorunu ve 2011 yılından beri Hamburg’da ciddi bir konut politikası yürütülüyor. Bundan önceki yasama döneminde 6 bin konut inşa edildi ve bunların üçte biri sosyal konut olarak değerlendirildi. Halen devam eden yasama döneminde ise bu sayı 10 bine yükseltildi ve yine üçte biri sosyal konut. Hamburg’un konut politikası Almanya’da diğer kentlere ve eyaletlere örnek gösteriliyor. Kira yükselişi diğer eyaletlere oranla daha düşük. İnsanlar şehir içinde ve ödeyebilecekleri konutlarda oturmak istiyorlar ve biz de bu ihtiyaca cevap verebilmeliyiz. SPD’nin diğer önemli bir çalışması da okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin ücretsiz hale getirilmesi oldu. Bildiğiniz gibi 2011’den önce CDU-Yeşiller koalisyonu döneminde Hamburg’da kreş ücreti Almanya’da ödenen en yüksek ücretti, üniversiteler paralıydı. Müzeler kapatılmak isteniyordu, bırakın sokakların tamir edilmesini, sokakların buzlarını çözmekten bile acizlerdi. Biz ise okul öncesi eğitimden başlamak üzere tüm eğitimi ücretsiz hale getirdik. Okullardaki kitap ücretlerini bile kaldırdık ve devlet okullarının hemen hepsi tam gün eğitim veren okullar haline geldi. 10 yıl önce eyaletler arasında öğrencilerin başarı testinde Hamburg 14. sıralarda yer aldığında seviniyordu, bugün 4-5. sıralarda yer alıyor. Bu da izlediğimiz eğitim politikasının doğru yönde olduğunu gösteriyor ama tabii bu yeterli değil. Çocukların geldiği ailelerin sosyal durumu çocukların eğitim durumunda önemli etken ve biz bu etkiyi daha aza indirmeliyiz. Hamburg’da her genç eğitimde eşit hak ve fırsata sahip olabilmeli, meslek eğitimi yapabilmeli ya da üniversiteye gitmeli. Bunu istemek yetmez, bu güzel çalışmaları devam ettirmeliyiz. Çevre ve ulaşım da seçim programımızın önemli konularından. Hamburg’un klima planı Almanya genelinde önemli bir plan ve biz bunun temelini Yeşillerle koalisyon yapmadan önce attık. Kentimizdeki karbonmonoksit oranını düşürmek için planlarımız var ama sadece bisiklet sürmeyle bunu düşüremeyiz. Toplu taşıma araçlarının kalitesini yükselterek, ağları genişleterek insanları toplu taşıma araçlarına teşvik etmeliyiz. Yaşlıların, öğrencilerin ve dar gelirlilerin toplu taşıma araçlarını daha uygun ücretlere ve ilerde ücretsiz olarak kullanabilmeleri projemizi hayata geçirmek istiyoruz.

-Bir de sizin yakından ilgilendiğiniz Göçmenlik Müzesi ve ilk neslin anılarını yaşatacak bir anıtın dikilmesi projesi var. Bize bunlardan da bahsedebilir misiniz?
K. Abacı: Hamburg’un Veddel semtinde bulunan Göç Müzesi’nin (Auswanderermuseum) yakınlarına inşa edilmesini planladığımız Göçmen Müzesi (Einwanderermuseum) için federal hükümetten de 23 milyon Avro destek geldi. Federal hükümetin bu fikrimizi, maliyetin yarısını üstlenerek desteklemesi memnuniyet verici. Kentimiz her zaman farklı vesilelerle bir göç şehri olmuştur. Hamburg’a ‘Dünyaya Açılan Kapı’ denmesi de bununla bağlantılıdır. Hamburg, 20. ve 21. yüzyıllar boyunca göç olgusuyla çok şey kazandı. Kültürel çeşitliliğin ve göçün belgelerle tartışılıp görünür hale getirilmesi, 21. yüzyılda Hamburg’un kimliğinin daha netleşmesini sağlayacaktır. Ayrıca ilk nesil göçmenlerin Almanya’ya katkılarının daha görünür hale getirilebilmesine yönelik bir anıt dikilmesi projemiz üzerine de çalışmalarımız devam ediyor.

-Hamburg’da uyum konusunda sorun olduğunu düşünüyor musunuz?
K. Abacı: Hamburg’daki en önemli sorunların neler olduğuna baktığımızda uyum konusunun 7. sıralarda yer aldığını görüyoruz. Bu da Hamburg’daki çeşitliliği insanların zenginlik olarak gördüklerini gösteriyor. Bunda bizim izlediğimiz politikanın payı olduğunun düşünüyorum ama bu yönde çalışmaların devam etmesi şart. Zira bu durum mekanik değil, dinamik bir durumdur. Bunun için dil, istihdama adapte etme, daha fazla göçmen kökenli kadının istihdamının sağlanması yönünde çalışmalara ağırlık verilmeli.

-Seçimde partinizin genel listesinde 13. Sıradan adaysınız. Yeriniz garanti mi?
K. Abacı: SPD’nin genel listesinde 13. Sıradan aday olmam benim yerimin garanti olduğunu göstermiyor. Bugüne kadar yaptığım çalışmaları takdir eden partim bana listede iyi bir yer verdi ama partinin oy oranının düşmüş olmasından dolayı listede 8. sıradan itibaren adayların durumu tercihli oylara bağlı. Yani benim de mutlaka tercihli oylara ihtiyacım var. Hamburg’daki seçimlerde tercihli oylar çok önemli.

-Seçmenlere mesajınız nedir?
Öncelikle önemli olan, seçmenlerimizin sandık başına giderek oylarını kullanmalarıdır. Bu neden mi önemli? Almanya’da aşırı sağcı ırkçı AfD hemen hemen tüm eyaletlerde ve Alman parlamentosunda oturuyorlar. Bunları yeniden parlamento dışında bırakmanın ilk adımını Hamburg’da atabiliriz. Bu sadece Hamburg için değil, Almanya için de dönüm noktası olabilir. Bunları parlamento dışında bırakmanın en önemli yöntemi ise seçime katılımı yükseltmekle olur. Zira onların taraftarları her hâlükârda sandık başına gidecektir. Hamburg’da bizler seçime katılım oranının yüzde 75’lere çıkardığımızda onların yüzde 5 barajı altında kalma ihtimali güçlü. Almanya demokrasisi içini burada huzurla birlikte yaşama açısından bu çok önemli. Hamburg yeni bir tarih yazsın ve ırkçıları meclis dışında bırakmayı ilk Hamburg başarsın. Bu seçimde tabii ki partim ve kendim için oy istiyorum. Zira SPD’nin Hamburg’da son 9 yıl içinde başardığı çok güzel çalışmalar ve bu çalışmaların kapsamlarının genişletilerek devam etmesi, yeni projelerin hayata geçirilebilmesi için sizlerin desteklerinize ihtiyacımız var.

Bilgi Hattı: www.kazimabaci.de
kazim.abaci@spd-fraktion-hamburg.de