Yayınladığım son yazım sonrası, özelden yoğunlukta gelen soru; “şu parayı nasıl buluruz?”!
Parayı ararsanız parayı bulamazsanız..?
Paranın peşinden koşarsanız yorulursunuz..!
Parayı birisi alır diğeri verir.
Para bir cepte kısa vadeli durur. Yani hep hareket halindedir, yani çalışır..!
Parayı aldığınızda sürekli sizde kalmıyor..!
Bir zaman geliyor bizi terk ediyor.
Ve hatta bizi terk edenler arasında, en hızlı terk edendir.
Para bir yerde kısa vadeli durur.
Cuma günü bankalar kapanır para uykuya dalar.., pazartesi sabah yine uyanır.
Biz uykuya daldığını sanırız, para hafta sonu elimizden değil.., kağıt / işlem / mevzuat üzerinden yine çalışır. Yani para hep çalışır…! Peşinden koşan yorulur. Para’nın karşısına durmak gerekir.
Size çarpan miktarı cebinize giren nasibinizdir. Çoğalması için, cebinize giren nasibinizi çalıştırmalısınız. AVM’lerde değil, yani yatırıma dönüştürmeniz gerekir. Tabi bu bir sanattır. Bir marangoz, bir elektrikçi veya bir doktorluk nasıl bir meslek ise, parayı çalıştırmakta bir meslektir. Çünkü para da bir üründür.
Bir bedel karşılığında, bakkaldan bir ürün satın alır gibi satın alabilirsiniz. Şimdi hemen ekonomist olmaya kalkışmayın, sadece “SİZ kendiniz” olun. Biz parayı istiyoruz da…, para bizi istiyor mu..? Para ne ister..? İstikrar, kendisine ve çevresine gerçekçi, azim ve kendisini sürekli eğitenin cebinde olmayı ister ve o Cep’te çoğalır…! Ankara’da dayısı sayesinde büyüyenlerin cebinde delik vardır…vardır da…, para akarken deliğin farkına varmazlar. Delik gittikçe büyür ve gün gelir, cep delik, parası olmayandan daha kötü bir duruma düşerler…! Yani dayılara falan imrenmeyin…, bu dayılarla meşgul olup kendi nasibinizden olmayın…!
Siz kendinize ve hedefinize kilitlenin, kendinizi bulun, para sizi bulur..!
Acizane fikrim…
Araştırmacı-Yazar
Mustafa Göğüş