Paris’te Müslüman kadınlara bıçaklı saldırı

 

Fransa’nın başkenti Paris’te iki Müslüman kadın, İslam karşıtı gruplar tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Paris’teki Eyfel Kulesi yakınlarında gerçekleşen saldırıda bir grup, ellerindeki bıçaklarla iki Müslüman kadını hedef aldı. Müslüman kadınların defalarca bıçaklandığı saldırının faillerinin de kadın olduğu açıklandı. Fransız polis kaynakları İslam karşıtı saldırganların, Müslüman kadınları bıçaklarken “Pis Araplar” şeklinde bağırdığını belirtti. Bıçaklanan kadınlar hastaneye kaldırılırken, saldırganlar da gözaltına alındı. Fransa’da geçtiğimiz hafta Peygamber Efendimize hakaret eden bir öğretmenin öldürülmesinin ardından gerginlik yükselmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, olayın ardından İslam karşıtı ifadeler sarf etmişti.

Ülkede Müslümanlara karşı saldırıların, özellikle Macron ve diğer siyasetçilerin söylemleriyle teşvik edildiği belirtiliyor.

Saldırıların artması halinde ülkede gerginliğin seviyesinin de yükseleceği tahmin ediliyor.

‘Macron, aşırı sağdan daha da aşırı sağcı söylemleri dillendirmeye başladı’

Dünyanın ve Avrupa’nın birçok bölgesinde artan İslamofobik hareketlerin, son dönemde Fransa’da zirve noktasına ulaştığı belirtiliyor. İslamofobya konusunda çalışmalar yürüten Enes Bayraklı, bu hareketlerin terör boyutu kazanarak artacağını ifade ediyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Ekim’de, hükümetinin ‘İslamcı ayrılıkçı’ fikirlerle mücadeleye ilişkin bir yasa tasarısı hazırladığını ve 9 Aralık’ta Bakanlar Kurulu’na sunacağını duyurmuştu. “Cumhuriyetin ortağı olması için İslam’ın yapılandırılması gerekiyor” ifadelerini kullanan Macron, “Fransa’daki Müslümanların ayrılıkçı” fikirleri savunan bir ideolojilerinin olduğunu, bu kişilerin kendi yasalarını Fransa’nın yasalarından üstün gördüğünü ileri sürmüştü.

Fransa Cumhurbaşkanı, 16 Ekim’de bir öğretmenin ölü bulunmasının ardından yaptığı açıklamada da olayı “İslamcı terörist bir saldırı” olarak nitelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslam ile ilgili olarak sarf ettiği sözleri 20 Ekim’de, İslam İşbirliği Teşkilatı’na gönderdiği mesajda da gündeme taşıdı. Erdoğan, “İslam’ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır. Yakın zamanda gündeme getirilen Fransız İslamı, Avrupa İslamı, Avusturya İslamı gibi kavramlar bunun en son örnekleridir. Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam ile ve Müslümanlar ile hesaplaşmaktır” ifadelerini kullandı.

Fransız Bakan, helal gıda ürünlerinden rahatsız

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Darmanin, ülkedeki marketlerde helal gıda ürünlerine özel reyonların bulunmasından rahatsız olduğunu belirterek, “Cemaatçilik böyle başlıyor. Kapitalizmin de bunda bir sorumluluğu bulunuyor” dedi.

Bakan Darmanin, ülkede Müslümanların peygamberine hakaret içerikli karikatürlerin yayımlanabileceğini ve okuldaki derslerde gösterilebileceğini savundu. Terör ve radikalleşmede sosyal medyanın önemli rol oynadığını belirten Darmanin, Fransa’da son 3 yılda camiler dahil 358 yerin kapatıldığı, 428 yabancının sınır dışı edildiğini söyledi.

‘Fransa’da yükselen bir aşırı sağ var’

2015 yılından beri yıllık olarak yayınlanan Avrupa İslamofobi Raporu’nun editörlerinden biri olan SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı’ya göre, “Küresel bir İslamofobi dalgası var ve bunun bir yansıması Fransa’da da görülüyor.” Bayraklı, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, Fransa’da yükselen İslamofobi dalgasının arka planını şöyle açıklıyor:

“Fransa’da yükselen bir aşırı sağ var. Bu aşırı sağın ana söylemlerinden biri de İslam karşıtlığı. Ana akım siyaset de bunun peşine takılmış durumda. Macron’un oylarının son dönemde düştüğünü görüyoruz. Çok büyük umutlarla iktidara gelen Macron’un ülkesi, ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya ve ülkede bazı yapısal reformların yapılması gerekiyor. Bu sıkıntıların neticesi de Sarı Yelekliler eylemleri oldu. Koronavirüs krizinde de Fransa çok ciddi bir darbe aldı ve bunun etkileri yakında görülecek. Bu durum ciddi bir ekonomik daralma olarak Fransa’ya yansıyacak. Sonuç olarak şu anki durumda, gelecek seçimlerde Macron’un kazanması çok zor. Dolayısıyla Macron’un bir günah keçisine ve bir kurbana ihtiyacı var, bu da Müslümanlar oldu. Bir azınlık olarak Müslümanları ötekileştirmenin, onlara yönelik bir ırkçılık yapmanın siyasi, ekonomik ve hukuki bir maliyeti yok. Bu yüzden Macron aşırı sağdan daha da aşırı sağcı söylemleri dillendirmeye başladı.”