PARTİ KURAN MÜBAREKLEŞİYOR

Bir parti Başkanı bir il veya ilçeyi ziyarete gider. Arabası alana yaklaşırken, diğer arabadan inen korumalar, Başkan arabasının kapı kollarını tutarak koşar… Başkanı karşılayacak partililer, “Davaları” için canlarını ortaya koyduklarını ispat etmeye çalışırcasına biri diğerinin önünde gözükmek için omuz omuza, kıran kırana Başkanın arabasının etrafını sarar. Sonra araba durur ve Başkanın kapısını açacak koruma, bir elini kapının koluna atar, ancak kapıyı açmaz, bekletir… ”heyecan yükselir”..! Ve beklenen o an gelir ve Başkanın kapısı açılır. Sloganlar havada uçuşur…! Başkan bir anda “Fatih” olur, “Mücahid” olur, “Osmanlı” olur, olurda olur…!
Konuşma yapacağı alana doğru yürürken… Selfieciler gelir, omzuna futbol takımlarının atkısını atarlar…, yani kürsüye çıkıncaya kadar tam bir mübarek olur..! Açılış konuşmasını yapacak sunucu, bir gün önce özenle seçtiği takım elbise ve kravatı ile Başkanın yanında büyük bir heyecanla savaşa komutan gönderircesine mikrofona sarılır. Program sonrası birileri; “selamlamada beni unuttun” dememesi için, önce Başkan sonra tüm sülalesini selamlar…! Konuşmasının son bölümlerine doğru mikrofonu Başkan’a bırakmaya az kala, dozu artırır.., hızını alamaz Başkanı adeta ilahlaştırır… ve kürsüyü Başkana bırakır…!

Başkan arabasından kürsüye gelinceye kadar aldığı tezahürat ile düşünün kendisini ne zanneder…!
Bu coşku ve tezahürat üstüne, Başkan konuşmasında çıtayı yükseltmek zorunda kalır.. ve sonrasında ilk kelime ağzında çıkmasıyla beraber, alkışlar başlar ve vaatler havada uçuşur…! Fatihi, Kanuni’yi tekrar diriltir, Bizans’ı yeniden öldürür ve kürsüden iner…!
Ha bu arada alanda iki yüz kişi ya var ya yok…!

Başkanım; hani şu ekonomiye, eğitime, işsizlik konularına da bir değinseydiniz….?
“Ecdadımızın ruhunu tekrar kazanalım o konular kendiliğinden çözülür…!”

Acaba ecdadımız o alan da olsalardı, bu Başkana ne söylerlerdi diye düşünmeden geçemiyorum…!

Bu konuda Alman Parti liderleri adına üzülüyorum. Seçim sürecince, bu tezahürata nail olan bir Lider göremedim. Mutlaka Türkiye’de Parti Lideri olmayı arzulamışlardır. Tabii Almanların geçmişinde bir Fatih, bir Kanuni olmadığından…, içi “dolu” sloganlar da atamıyorlar… , kondisyon yetersizliğinden korumalar kapı kolunu tutarak koşamıyorlar… , hatta belki de koşarken arabanın altında ezilirim diye korkuyorlardır…! Yani bizim korumalar kadar cesur değillerdir..!
Tabii bu tür karşılamalardan mahrum kalınca, eee geçmişlerinde de Fatih’ler, Kanuni’ler olmayınca, kürsüde geçmişten örnekler değil, gelecekte yapabilecekleri üzerinden realist cümleler kurmak zorunda kalırlar…! Çünkü realist bir Toplumu ikna edebilmek için, realist cümleler kurmak gerekir…!
Yani Almanya’da Parti Başkanları mübarekleşemiyorlar…!

Bu mübarekleşmeler rağbet gördükçe, partiler çoğalacak…!

Mustafa Göğüş