Murat Pehlivan/M.Ali Blach
ESSEN – Almanya’da 11.07.2017 tarihinden, hizmet süresinin bitimi olan 16.12.2021 tarihine kadar yürütmüş olduğu T.C. Essen Başkonsolosluğu görevi ile Türk toplumunun gönlünde taht kuran, başarılı bürokrat Şener Cebeci yine T.C. Düsseldorf Konsolosu olarak görev yapan eşi Fatma Taşan Cebeci ile Türkiye’ye döndüler. Gerek bürokrat kimliği ile, gerek sivil kimliği ile örnek insan olan Şener Cebeci Almanya’da bulunduğu görev süresince Türk ve Alman toplumu ile kurduğu bağ ile hem takdir gördü, hem de gönülleri fethetti. Post Aktüel Gazetesi olarak görev bitiminin hemen arifesinde Şener Cebeci’yi ziyaret ederek kendisi ile özel bir röportaj yaptık.
– Almanya’da göreviniz bitti, gidiyorsunuz. Türk toplumu ve basın mensupları olarak çok üzgünüz. Nasıl bir duygu idi Almanya’da görev yapmak?
Bir tarafta görevi başarı ile tamamlamış olmanın gururu var. 300 Bin vatandaşımızın olduğu bir bölgede hizmet vermek, özellikle ikili ilişkilerin zor olduğu bir dönemde göreve gelmiştik. Üzerine pandemi sürecini yaşadık. Zaman zaman kırılmaların yaşandığı bir dönem oldu. Bunlara rağmen biz başkonsolosluk olarak tüm bu kitleyi kucaklayan, hem Alman makamları ile iyi ilişkiler tesis etmeye çalışan, ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışan bir yaklaşım sergiledik. Geriye dönüp baktığımda, görevimi başarı ile tamamlamış olmanın bir gururu var. Öte yandan burası benim 5. yurt dışı görevim. Sizlerle, Türk ve Alman toplumundan değerli insanlarla tanıştık. Böyle bir ayrılığın hüznü var.
– Almanya’ya atandığınızda nasıl duygular içinde buraya geldiniz, nasıl bir çalışma ortamı buldunuz?
Almanya bizler için özel bir ülke. 1 büyük elçilik, 13 başkonsolosluk ile en çok temsilciliğin bulunduğu bir ülke. Bu anlamda burası bizler için bir okul. Buraya gelmeden önce Almanya’nın başkonsolosluk olarak zor bir görev yeri olduğunu biliyordum. Şansımıza da pandemi dönemine gelmesi nedeni ile çok daha fazla zor çalışma şartları vardı. Bu nedenle beklediğimden de zor bir dönem oldu, ama beklediğimden daha keyifli geçti. Personelimiz ile birlikte çok başarılı çalışmalar yaptık, biz bu zorluklar için yetiştirildik. Çok daha mesleki açıdan zenginleştiğim bir görev oldu.
– Görevde bulunduğunuz süre içinde STK ile çık sık bir araya geldiniz. STK’na ne mesaj vermek ister siniz?
Bütün toplumu kucaklayıcı, hiç bir ayrım yapmadan hepsine sıcak mesajlar vermeyi öncelik gördük. Küçük büyük ayrım yapmadan tüm STK’na kucak açtık. Onlarla bir araya geldik, etkinliklerine eşlik etmeye çalıştık. Görevimizin tanımı da bunu gerektiriyor. Devletimizin vatandaşının yanında olduğu mesajını verdik. Toplumumuzun burada ki oluşumları, Türkiye’de ki çeşitliliği yansıtıyor. Biz bu çeşitlilikten ahenk çıkardık. STK’larımız birlikte hareket edebilmeliler. Alman toplumları ve makamları ile diyalog içinde olmalıdırlar. Almanya siyasetinde aktif katılım sağlamalarını arzu ediyoruz. Türkçe eğitimine önem vermeliler. Türkçe bizim ortak değerimiz. Bizleri birleştiren bir unsur. Bunu velilere anlatmalılar.
– Göreviniz süresi içinde arzulayıp, gerçekleştiremediğiniz projeleriniz oldu mu?
Tabii ki başladığımız ama pandemi nedeni ile ara verdiğimiz ya da hiç yapamadığımız projelerimiz oldu. Bazıları doğası gereği uzun süren bazı projeler var, bunları benden sonra ki arkadaşlarım sürdürecektir. Pandemiden doğrudan etkilenen kültür sanat etkinliklerimiz oldu. Atatürk’ün Sultan Vahdettin ile Essen’e yaptığı ziyaretin anısını yaşatmak adına yapacağımız çalışmalar vardı. Eski konsolosluk binamızı kültür eğitim merkezi yapmak istedik, girişimlerini başlattık. Dortmund’da Almanya’da ki ilk kadın doktorumuz Safiye Ali adına bir ödül töreni için ilke kararı aldırdık, mezarını yaptırmaya gayret ediyoruz ancak neticelenmedi. Liste uzun. Bazılarını pandemiden dolayı, bazılarını projenin uzun süreli olması nedeni ile gerçekleştiremedik. Bizden sonraki meslektaşlarımız bayrağı daha ileri taşıyacaklardır.
– 2019 yılında Cumhuriyet Bayramı balosunda Essen Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas Kufen’in ülkemizin sınır ötesi düzenlediği “Barış Harekatı” için yapmış olduğu talihsiz bir açıklama vardı ve siz bu açıklamaya gereken cevabı verdiniz ve bu Türk toplumunda büyük takdir gördü. Sonrasında yine büyük bir devlet adamlığı göstererek bunu kine dönüştürmediniz ve Kufen ile önemli çalışmalar içinde yer aldınız. Bunu nasıl başardınız?
Biz her şeyden önce diplomatız. Mesleğimiz nezaket gerektirir, karşılıklı saygı ve anlayış, diyalog gerektirir. Cumhuriyet Bayramı resepsiyonları çok özel günlerdir. Bizleri birleştiren anlardır. İç politika dışında hepimizi ilgilendiren özel anlardır. Biz Alman makamlarına her zaman söyledik. Aynı göz hizasında olmak şartı ile eleştirilerini dinleriz, kendi eleştirilerimizi ifade ederiz. Bunu doğru mekanlarda ve doğru zamanlarda yapılması gerekir. Bu yapılmadığı zaman Türkiye’yi temsil sıfatımız ile nezaket kuralları içinde bunu söylememiz gerekiyordu, söyledik. Sonrasında biz burada misafiriz. Bu ülkenin kurumları ile doğrudan muhatap olmak zorundayız. İlişkilerimiz saygı içinde devam etmeli idi. Bugün geldiğimiz noktada da bunu başardık ve hiç bir kurum ile problemimiz yok.
– Bundan sonra ki mesleki yol haritanızın nasıl olacağını hissediyorsunuz?
Bu bizim işimiz. Bunu profesyonel olarak yapıyoruz. Bundan sonra bize nerede görev verilir, hep birlikte göreceğiz. Daha üst görevlerde verilebilir. Verilen görevi hakkı ile yapmaya gayret ederiz. Essen Başkonsolosu olmak bu anlamda bir sınav idi ve bu sınavı başarı ile verdiğimizi düşünüyorum. Büyüklerimiz başka ne görev uygun görürlerse buna hazırız.
– Görev süreniz için de aile yapınız çok zorlu dönemler yaşıyor. Çocuklar ülke ülke gezmek zorunda kalıyor. Bu durumun olumsuzlukları veya katkıları nasıl oluyor?
Mesleğimizin en zor tarafı bu. Sadece çocuklar değil, bizleri de etkiliyor. Sürekli eğitim sistemleri ve arkadaş çevreleri değişiyor. Biz bunları fırsata dönüştürmeye çalışıyoruz. Farklı dil öğrenmelerini, öz kültürlerini unutmadan farklı kültürleri tanımalarını sağlıyoruz. Aynı durum velileri olarak bizi de zorluyor. Biz şanslıydık, çocuklarımız henüz küçükler. Ama bundan sonra daha da etkisini göreceklerdir. Biz anne baba olarak bu noktada destekçileri olacağız.
– Edebiyata olan ilginizi biliyoruz. İleride bunun etkisini görecek miyiz? Örneğin bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?
Benim bir dönem edebiyata ilgim vardı. Şiir boyutu ile ilgilenmiştim. Bir şiir kitabı da yayımlamıştım vakti zamanında. Sonrasında mesleki yoğunluktan dolayı bundan uzaklaştım. Üretici olarak değil ama tüketici yani okuyucu olarak ilgim devam ediyor. Belki ileride şartlar değişir ise farklı bir gelişme olabilir.
– Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir söyleminiz var mı?
Çok teşekkür ediyorum sizlere, burada ki Türk Basın mensupları ile çok sıcak ortamlarda, çok yakın ilişkiler içinde bulunduk. Siz sadece burada gazetecilik yapmıyor; başta Türkçe olmak üzere, toplumsal konulara da çok ciddi katkı sağlıyor, duyarlılık gösteriyorsunuz. Sizler için de her şeyin en iyi şekilde olmasını diliyorum. Sürekli sizden haber almayı ümit ediyorum.
Başkonsolos Şener Cebeci’nin konuğu olduk. Kendisi duygularını bizimle paylaştı. Burada ki görev süresinde çıtayı öyle yüksek bir yere koydu ki, kendisinden sonra gelecek olan başkonsoloslarımızın da işinin zor olacağı kanaatindeyiz. Kendisine bundan sonra görev yerlerinde, görev sürecinde başarılar diliyoruz. İleride tekrar yollarımızın kesişmesi ümidi ile iyi yolculuklar diledik.