BioNtech’in kâşifleri: Kahvaltı masasında varyant konuşuyoruz

Covid salgınında aşıyı bularak insanlığa umut olan Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, Türk gazetecilerin karşısına çıktı. Soruları tek tek cevaplayan ikili, “Kahvaltı masasında Omicron konuşuyoruz. Yeni bir salgın olursa birkaç haftada aşısını üretebiliriz” dedi.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Vehbi Koç Vakfı tarafından bu yıl ilk defa verilen “İnsanlığa Üstün Hizmet Ödülü”nü almak üzere Türkiye’ye gelen ilk Covid-19 aşısının kâşifleri Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, aynı zamanda ilk defa Türk medyasının önüne çıktı. Daha önce bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşen basın toplantılarında Covid-19 aşıları ve kanser aşısı ile ilgili çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Türeci ve Prof. Dr. Şahin’i karşısında gören Türk basın mensupları ünlü bilim insanlarının Türk kimliği ve özel hayatlarına ilişkin de sorular yöneltti. Soruların büyük bir bölümünü Türkçe olarak cevaplayan Prof. Dr. Şahin, 8 yıl aradan sonra Türkiye’ye gelmiş olmaktan büyük heyecan ve mutluluk duyduğunu anlattı. Prof. Dr. Özlem Türeci ise, Türkçe’yi güzel konuşamadığı için özür diledikten sonra “Sorularınızı Türkçe sorabilirsiniz. Anlıyorum ama konuşamıyorum” sözleriyle mahcubiyetini dile getirdi.

Ödül töreni öncesinde bütün davetlilerle tek tek konuşan ve onlarla hiç sıkılmadan fotoğraf çektiren ikili, bilim insanı olmanın yanında mütevazılıkları ile de dikkat çekti. İşte basın toplantısından Prof. Dr. Türeci ve Şahin’in yaşamına ilişkin kısa anekdotlar…
ANNEMİN VERDİĞİ KOLYE HEP BOYNUMDA

Prof. Dr. Uğur Şahin: Türk kahvesini çok seviyorum ve sade içiyorum. Annemin bana vermiş olduğu nazar boncuklu kolyemi hiç üzerimden çıkarmıyorum. Prof. Dr. Türeci: Uğur ve ben birbirimizi hayat ortağı olarak bulduğumuz için şükrediyorum. İkimizin de vizyonu ve değerleri aynı. Bu çok önemli. İkimizin de Türk olmamızın etkisi var. Ortak motivasyonumuz sayesinde aramızda sessiz bir iletişim var. Biz konuşmadan da anlaşabiliyoruz. Prof. Dr. Özlem Türeci: Evde iş ya da özel hayat diye bir ayrım yok. Biz yaptığımız şeyi meslekten ibaret görmüyoruz. Aslında bizim hayatımız zaten ekibimiz, geliştirdiğimiz teknolojiler. Kahvaltı masasında Omicron konuşuyoruz. Sonra birden bir filmi tartışmaya başlıyoruz.
UĞUR, TÜRK MÜZİĞİ DİNLEMEYİ ÇOK SEVİYOR

Prof. Dr. Özlem Türeci: Sanatla bilim iç içe. Ben de Uğur da, çok iyi keman çalmayı ya da resim yapmayı çok isterdik ama sadece bilim yapabiliyoruz. Çok şükür ki, kızımız var ve sanat konusunda çok becerikli. Eşim Türk müziği dinlemeyi çok seviyor. En çok Sezen Aksu’yu seviyor. Onunla tanışabilmeyi de çok arzuluyoruz.

EN AZ 3 AY TÜRKİYE’Yİ GEZMEK İSTİYORUM
> Prof. Dr. Uğur Şahin: Ne yazık ki, hâlâ ışık hızıyla yaşamak ve hareket etmek mecburiyetindeyiz. Dün uçakta gelirken çalıştım, otelde çalıştım, bugün bir İstanbul Boğazı’nda tekne turu düzenlemişlerdi. Çok güzeldi ama ben yine çalıştım. Havada, karada, denizde çalıştım…Türkiye’de bir süre kalıp Karadeniz’i, memleketim Mardin’i ziyaret etmek isterdim. Ancak hemen geri dönmek mecburiyetindeyiz. İlk fırsatta gelip en az 3 ay memleketimi dolaşmak en büyük isteğim.

> Prof. Dr. Özlem Türeci: Kanserle mücadele için yola çıktık. mRNA teknolojisi ile Covid-19 aşısını ürettik. Şimdi çalışmalarımızın büyük bölümünü bağışıklık sistemi üzerinden çalışan kişiselleştirmiş kanser aşılarına yönelttik. Tek hedefimiz insanlığa faydalı olmak.

> Prof. Dr. Uğur Şahin: mRNA teknolojisi yeni bir teknoloji. mRNA teknoloji çerçevesinde birden fazla aşı üzerinde çalışıyoruz. Sıtma, tüberküloz gibi pek çok hastalıklar üzerinde, HIV de dâhil olmak üzere pek çok aşı çalışmasını yapıyoruz. Eğer yeni bir pandemiyle karşılaşacak olursak elimizdeki teknolojiyi yeni bir aşı üretmek için kullanabilecek potansiyele sahibiz. Bu yeni virüsle de başa çıkabilecek bir teknolojiye sahip olacağımızı temin edebilirim. Aşıyı geliştirmek birkaç haftada sürebilir birkaç ay da sürebilir ama uzun süreceğini sanmıyorum.