IGBW’NIN İFTAR SOFRASINDA BİRLİK MESAJI
Her kesimden insanları kucaklayan İslam Dini İnanç Topluluğu (IGBW) tarafından organize edilen iftara Yahudi, Budizm, Otadoks, Protestan ve Katolik Kilise Temsilcilerinin yanı sıra STK Temsilcilerinin katılımı çok oldu.
Mustafa Karaman
STUTTGART- İslam Dini İnanç Topluluğu Baden-Württemberg – İslamische Glaubensgemeinschaft Baden-Württemberg (IGBW) geleneksel iftar yemeği Stuttgart-Killesberg’de bulunan BigChefs Restoran’da verildi. İftara başta ev sahibi olarak İGBW Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Soylu ve yöneticileri olmak üzere Stuttgart Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Ali Değirmendereli, IGMG Genel Sekreteri Ali Mete, İGMG Württemberg Bölgesi Başkan Muhammet Tayyip Sayan, DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Erdinç Altuntaş, Yahudi, Budizm, Otadoks, Protestan ve Katolik Kilise Temsilcilerinin yanı sıra eğitim, iş ve siyaset dünyasından seçkin Sivil Toplum Örgütleri (STK) temsilcileri katıldı.
MÜSLÜMANLARIN TOPLUMA KATKISI
IGBW iftar programı Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Tilavet sonunda açılış konuşması yapan İGBW Yönetim Kurulu Başkanı Muhittin Soylu, çok çeşitli toplumu bir arada birlik ve beraberlik içinde Ramazan ayının feyziyle buluştuklarını vurguladı. İftara katılımın toplum arasındaki diyalog ve dayanışmanın değerli bir göstergesi olduğuna vurgu yapan Soylu, “O yüzden tüm katılımcılara şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Ramazan ayının sadece oruç tutmanın haricinde kökeni, dini veya inancı ne olursa olsun diğer insanlara karşı sorumluluk sahibi olmaktır. Bu tutum bizi diğer dinlere de bağlıyor. Sağcı popülist ve aşırı sağcı hareketler güç kazanıyor ve kasıtlı olarak korku hatta güvensizlik yayıyorlar. Özellikle Müslümanlara, göçmenlere ve mültecilere yönelik saldırılar artmış durumda. Sırtımızda yapılan seçim propagandalarına tanık olduk ve oluyoruz. Korkular bilinçli olarak yaylıyor ve önyargılar besleniyor” diyerek uyarıda bulundu. Müslümanların Almanya’da bilimsel, ekonomi, sağlık, kültür ve spor alanlarında topluma katkıları ve birçok dalda başarı hikâyeleri vardır. Sadece bu toplumun bir parçası olmadığımızı, aynı zamanda onu aktif olarak şekillendirdiğimizi gösteriyorlar bizlere” dedi.
MANEVİ DESTEK
Protestan Kilisesi’nde papaz olarak görev yapan ve aynı zamanda Hristiyan pastoral bakım danışmanlığı (Christliche Seelsorge) olarak da görevini sürdüren Prof. Dr. Elisabeth Hartlieb, ‘Hıristiyan Gelenekte Manevi Bakımın Teorik Temelleri’ hakkında bilgiler verdi. İncil’de yer alan ve Hıristiyanlık âleminde birçok manevi geleneğin kaybolduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Hartlieb, bilhassa hastanelerde hastalara manevi destek hizmeti yani pastoral bakım danışmanlığının ne kadar önemli olduğunu katılımcılara aktardı. Daha sonra da İslami manevi destek (İslamische Seelsorge) uzmanı Abdulhamid Andreas Tittus konuştu. Şimdiye kadar ilk yardım manevi destek rehberliği bazı özel inisiyatifler ve mahalli kontaklar üzerinden yürütülmekte olduğunu ve bunları koordine eden bir üst birim/kurum bulunmadığına dikkat çekti. Baden-Württemberg Uyum Bakanı Bilkay Öney’in talimatı üzerine bunun bir meslek haline geldiğini söyleyen Abdulhamid Andreas Tittus, “Almanya’da yaşayan Müslümanların ihtiyaçlarına ve taleplerine, Müslüman bir insanın kendi isteği ve inancına göre bir manevi rehberin bulunması ve insanların zor dönemlerinde böyle birisinin onlara rehberlik etmesi sevindiricidir. Özellikle hastane bağlamında hastalık, keder, ölüm gibi konularda profesyonel standartlara uygun ve hastaya odaklanmış manevi destek sunulmakta. Manevi rehberler verdikleri hizmetle insanın tek hastanelerde değil, hapishanelerde ve birçok yerde manen iyileşme süreçlerine önemli ölçüde katkı sunarak hizmet ediyoruz” ifadelerini kullandı. İftar daveti sunumlardan sonra samimi bir ortamda yapılan sohbetler ile son buldu.