Türkiye, Avrupa’ya motorlu taşıt ihracatında Japonya, Güney Kore ve ABD gibi dev ülkeleri geride bırakarak ilk sıraya yerleşti.
Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, otomotiv sektörü ihracat rakamlarını açıkladığı basın toplantısında, Türk otomotiv sanayisinin rekorlar üstüne rekorlar kırdığını, istikrarlı ve sürekli artan bir hacimde ilerleyişini sürdürdüğünü ifade etti.
Bu yılın sonunda 27 milyar doların üzerinde ihracat hedefine ulaşılacağını tahmin ettiklerini belirten Kanca, “Tedarik sanayimizin ihracatının ise yıl sonunda 10 milyar dolar olmasını bekliyoruz. Bu rakamlar daha önce görmediğimiz, telaffuz dahi edemediğimiz seviyeler. Hepimizi güldüren, sevindiren rekorlar kırıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin AB’ye motorlu taşıt ihracatında zirvede olduğunu vurgulayan Kanca, AB ülkelerinin geçen yıl yaklaşık 45,7 milyar avro değerinde 3,4 milyon motorlu taşıt ithalatı yaptığını bildirdi.
Kanca, “Bu rakamlar içerisinde Türkiye, AB’ye motorlu taşıt ihracatında Japonya, Güney Kore ve ABD gibi devleri geride bırakarak geçtiğimiz yıl ilk sırada yer aldı. Yine geçtiğimiz yıl, AB ülkeleri 135 milyar avro değerinde ve 6,3 milyonu aşan motorlu taşıt ihracatı yaptı. Türkiye, ithalatta da ABD’nin ardında ikinci sırada yer alarak ne kadar büyük bir pazar konumunda olduğunu gösterdi.” ifadelerini kullandı.
“OTOMOTİVDE ÜRETİM VE İHRACAT ARTIŞI DEVAM EDİYOR”
Alper Kanca, otomotiv sektörü için eylül ayı rakamlarının da sevindirici olduğunu dile getirerek, eylül sonunda otomotiv sektöründe ihracatın yüzde 22 artışla 21,1 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Eylül sonu itibarıyla tedarik sanayi ihracatının 7,2 milyar dolar olduğunu aktaran Kanca, “Otomotiv sektörü 11 yıldır olduğu gibi yine ihracat şampiyonu. Eylül sonu itibarıyla otomotiv sektörü üretim rakamlarını da yüzde 18 artırarak 1,2 milyona ulaştı. Otomotivde üretim ve ihracat artışı devam ediyor.” diye konuştu.
“IRAK’A İHRACATIMIZ TABİİ Kİ BİTMEYECEK”
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kanca, Kuzey Irak’ta yaşanan siyasi belirsizliğin Irak ile olan ticareti engellemeyeceğini belirterek, Kuzey Irak’ta siyasi anlamda oldukça karışık günler yaşandığını, Irak sınırındaki Habur Sınır Kapısı’na alternatif olarak Nusaybin Ovaköy’de bir sınır kapısı düşünüldüğünü söyledi.
“Son gelişmelerden dolayı Irak’a ihracatımız tabii ki bitmeyecek” diyen Kanca, maliyeti artırsa da yeni yollar, yeni güzergahlar üzerinde durulduğunu, şu an için düşünülen projelerle Irak ile ticaretin devam edeceğini bildirdi.
Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından birinin Irak olduğunu vurgulayan Kanca, şöyle devam etti:
“TÜİK’in 2016 verilerine göre Irak, ihracatta, Almanya ve İngiltere’nin ardından üçüncü sırada geliyor.
Yine TÜİK’e göre, Türkiye’den Irak’a geçtiğimiz yıl yapılan ihracat 7,6 milyar dolar. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için Irak sınır kapılarından yapılan ihracat oldukça önemli. Bu ihracat sayesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çok sayıda tesiste üretim ve istihdam sağlanıyor. Dolayısıyla ekonomik yaptırımlardan ağırlıkla Kuzey Irak etkilense de bizim de olumsuz şekilde sonuçlar göreceğimiz aşikar.”
“İKİ ÜLKE DE BİRBİRLERİ İÇİN VAZGEÇİLMEYECEK BİRER PAZAR”
Alper Kanca, Türkiye ve Almanya’nın, özellikle otomotiv sektörü başta olmak üzere büyük bir ticari geçmişe sahip olduğunu ifade ederek, Türkiye’de 6 bin Alman şirketinin 60 bin kişiye istihdam sağladığını bildirdi.
Almanya’da yaşayan ve Alman ekonomisine katkı sağlayan 3 milyon Türk vatandaşının bulunduğunu aktaran Kanca, Türkiye’nin Almanya’ya ağırlıklı parça ve aksam ihracatı yaptığını, Almanya’nın ise Türkiye’ye ağırlıklı olarak araç
satışı gerçekleştirdiğini, dolayısıyla iki ülkenin de birbirleri için vazgeçilmeyecek birer pazar olduğunu vurguladı.
Alman hükümetinin otomotiv sektörüne herhangi bir yaptırım uygulayacağını düşünmediklerini ifade eden Kanca, şunları kaydetti:
“Böyle bir radikal uygulamayı gerektirecek durum ortada yok. Bugüne kadar sırf siyasi gerginlik var diye bir ülkeye yaptırım uygulamak anlamında benzer bir uygulama hatırlamıyorum.
Ama böyle şeylerin konuşulmasının bile iş hayatına etkisi olur. Bu etki de kısa vadede ciddi bir sonuç çıkarmaz. Zira Türk otomotiv sanayi olarak, müşterilerimizle uzun vadeli sözleşmelerimiz var.
Almanya ile yaşanan gerilim, otomotiv sektörünü kısa vadede etkilemez. Alman müşterilerimizin, Türk tedarikçilerden kısa vadede parça alımını azaltması beklenmez ancak gerginliğin devamı, orta vadede iki ülkenin şirketlerinin de diğer taraf ile sözleşmelerini yenileyip yenilemeyeceğini gündeme getirir.
Gerginlik ve karşılıklı ticari kısıtlamalar sadece Türkiye’ye de zarar vermez. Ülkeler arasındaki olumsuzluklardan her iki taraf da belli ölçüde etkilenir.”