Bu resmen işgale meşruiyet kazandırmaktır

Hollanda’da DENK Partisi siyasi lideri Kuzu, ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının, İsrail’in yıllardır gayrimeşru olarak yaptığı işgale meşruiyet kazandırmak anlamına geldiğini söyledi.

 

Hollanda‘da DENK Partisi lideri Tunahan Kuzu, ABD yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden kararı hakkında, “(ABD Başkanı) Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması demek, İsrail’in yıllardır gayrimeşru olarak yaptığı işgale meşruiyet kazandırmak demektir.” dedi.

Kuzu, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Trump’ın aldığı kararın çok büyük bir krize neden olacağını dile getiren Kuzu, “ABD’nin kararını büyük bir saçmalık olarak kabul ediyoruz. Trump’ın saçmalıklarına alışmıştık ama bu karar saçmalıktan öte, saygısızlık ve küstahlıktır.” ifadelerini kullandı.

Kudüs’ün, bölgesindeki dini ve etnik farklılıklar sebebiyle sürekli yeni bir kaosun eşiğinde olduğunu kaydeden Kuzu, “Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması demek, İsrail’in yıllardır gayrimeşru olarak yaptığı işgale meşruiyet kazandırmak demektir. ABD’nin bu kararı aynı zamanda Netanyahu’yu ödüllendirmektir. Netanyahu, son yıllarda artırdığı işgalci politikalarının cezalandırılması yerine ödüllendiriliyor. ABD bu karardan derhal vazgeçmesi gerekir.” diye konuştu.

DENK partisi olarak her zaman Filistin halkının yanında olacaklarını aktaran Kuzu, şunları kaydetti:

“Bu ve buna benzer alınan kararlar, Filistin devletinin bizim acilen tanımamız gerektiğini gösteriyor. Çünkü meydanı boş bulan güçler, Filistinlilerin haklarını sürekli ihlal ediyor ve Filistin halkına zulüm ediyor. Hollanda Parlamentosunda Filistin’in devlet olarak tanınması için daha önce yaptığımız gibi yine girişimlerimiz olacak.”

Adalet olmadan barış da olmaz”

NIDA Partisi lideri Nourdin El Ouali de Trump ve İsrail’in yine uluslararası hukuku, Birleşmiş Milletler’i, Filistinlileri ve tüm dünyayı küçümsediklerini söyledi.

El Ouali, “Bu, adaletsizliğin artmasına ve barışın uzaklaşmasına neden olan pervasızca bir tutum. Nitekim adalet olmadan barış da olmaz. Sadece adaletsizlik değil bununla birlikte direniş de artacaktır. Er ya da geç Trump ya da İsrail yaptıkları haksızlıkla karşı karşıya kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.