Alman Meclisi Mahkeme Değil

Kâmil Yılmaz
BERLİN – 2 Haziran günü Federal Meclis tarafından 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını gündeme alınması, bu ülkede yaşayan Türkler tarafından protesto edildi. Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılan yürüyüşte vatandaşlarımız, Federal Meclis milletvekillerine ve siyasi parti yöneticilerine seslenerek, kendilerini hakim ve yargının yerine koymamalarını istedi.

15 Türk sivil toplum örgütlerince düzenlenen yürüyüşte Potsdamer Platz Meydan’ında toplanan binlerce kişi, Wilhelmstrasse Caddesi üzerinden Federal Meclis’in yakınında bulunan tarihi Brandenburg Kapısı’na (Brandenburger Tor) kadar yürüdü.

Yürüyüşe Almanya Türk- Azerbaycan Birliği, Almanya- Türk Konseyi, Almanya- Türk Mimar ve Mühendisler Birliği, Avrupa Cumhuriyet Kadınları Birliği, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği, Avrupa Türk Birliği, Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği, Berlin Alperen Ocakları, Berlin Türk Cemaati, Berlin Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği, Dialog für Frieden, DİTİB Berlin Eyalet Birliği, Talat Paşa Komitesi, Türk Eğitim Derneği, Türkiye Gençlik Birliği Avrupa, Türk-Alman Toplumu, Türk Okul Aile Birliği Berlin ve Vatanseverler Berlin adlı derneğin yanı sıra Rhein-Neckar Türk Toplumu Dayanışma Platformu destek verdi.

Türk, Alman, Azerbaycan ve Doğu Türkistan bayrakları taşınan gösteride, “Soykırım yapmadık vatan savunduk” ve “Yaşasın Türkiye” sloganları atıldı.

Göstericiler, “Federal Meclis yetkili değildir”, “Alman Meclisi nefret suçu işleme”, “Alman Meclisi Mahkeme değildir”, “Türk nefretine hayır”, “Siyasetçiler hakim değildir”, “Yetkili değilsin, Türk-Alman dostluğuna zarar verme” şeklinde döviz ve pankartlar taşıdı.

Brandenburg Kapısı’nın önündeki meydanda şehitler için saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Ardından bir konuşma yapan Türk Azerbaycan Birliği Başkanı Hakki Keskin, Alman Meclisi’nde 2 Haziran’da 1915 olaylarına ilişkin bir karar alınacağını anımsatarak, “Parlamentolar, milletvekilleri ve hükümetler karar alamaz. Buna yetkileri yok. Bu iftirayı reddediyoruz” dedi.

Barış için Diyalog Derneği Başkanı Ali Söylemezoğlu ise, Doğu Perinçek’in açtığı davada geçen yıl Ekim ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin son derece önemli bir karar verdiğini hatırlatarak, “Dedi ki, ‘Türkler soykırım yaptı mı yapmadı mı buna parlamentolar karar veremez’, aynen böyle yazıyor, ‘buna ancak bir uluslararası mahkeme karar verir’. İşte biz de ona dayanarak diyoruz ki Federal Almanya Parlamentosu üzerine vazife olmayan, yetkili olmadığı konularda karar vermeye kalkıyor” şeklinde konuştu.

2005- 2009 arasında Sol Parti’den Federal Meclis milletvekilliği yapan Türk Azerbaycan Birliği Başkanı Hakkı Keskin, Post Gazetesi’ne verdiği demeçte “Federal Meclis yargı ve hakim yerine kendini koyamaz. Biz olayların gerçek boyutuyla bilinmesini istiyoruz” dedi. 1915 yılında Osmanlı devletinde yaşanan olayların soykırım olmadığına dair binlerce bilimsel veri bulunmasına rağmen yanlış bir kararın dayatılmak istendiğini belirten Keskin, kararın mecliste çıkmasının, Papa’nın olayları soykırım olarak kabul etmesinden kaynaklandığını savundu.

557 STK’DAN AÇIK MEKTUP

Almanya’daki 557 sivil toplum kuruluşunun imzasını taşıyan ‘açık mektup’ Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Başbakan Angela Merkel ve milletvekillerine de gönderildi. Son derece tartışmalı olan ‘soykırım’ iddiaları konusunda bir karar alınmasının politikacıların görev alanına girmediği ifade edilen mektupta, “1915 yılındaki tehcir sırasında ve sonrasında yüzbinlerce Ermeni’nin hayatını kaybetmesi ve yaşanan son derece üzücü olaylardan ötürü büyük üzüntü duymaktayız. Ancak savaş şartları altında yaşanan olaylarda sadece hayatlarını kaybetmiş olan Ermenilerden bahsedip, aynı sayıda hayatını kaybeden Türkleri göz ardı etmek yanlış bir tutumdur” denildi.

1915 olaylarının 100 yıldan beri araştırıldığı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre ‘soykırım’ iddiaları için hukuki dayanak bulunmadığı kaydedilen mektupta, aynı zamanda çok sayıda Türkün de Ermenilerin katliamlarının kurbanı olduğuna dikkat çekildi.

Mektupta, Federal Meclis’in alacağı olumsuz bir kararın kabul edilmeyeceği ve böyle bir kararın Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri derinden sarsacağı ifade edildi.