Dünya Bankası, “Küresel Ekonomik Beklentiler (GEP) raporunun (GEP) Ocak 2018 sayısını yayımladı.

Küresel büyümenin artan yatırımlar, sanayi üretimi ve ticaret hacmi sayesinde hızlandığı vurgulanan raporda, dünya ekonomisindeki toparlanmanın 2007-2008 finansal krizinden bu yana ilk kez geniş çaplı olduğuna işaret edildi.

Hızlanan toparlanma çerçevesinde büyüme beklentilerini yukarı yönlü revize eden Dünya Bankası, küresel ekonominin 2017’de yüzde 3, 2018’de yüzde 3,1 ve 2019’da yüzde 3,0 büyümesini beklediğini açıkladı. Bu rakamlar, Haziran 2017’de açıklanan bir önceki raporda 2017 için yüzde 2,7 ve 2018-2019 yılları için yüzde 2,9 olarak açıklanmıştı.

Küresel büyüme beklentilerinin yukarı yönlü revizyonunda özellikle gelişmiş ülke ekonomilerinin performansının etkili olduğu belirtilen raporda, bu gruba yönelik 2017 ve 2018 büyüme tahminleri 0,4 puan artırılarak sırasıyla yüzde 2,3 ve 2,2’ye yükseltildi. Ayrıca, gelişmiş ülkelerin 2019 ve 2020 yıllarında yüzde 1,9 ve 1,7 büyümesi beklediğini bildirildi.

ABD, Avro Bölgesi ve Japonya’nın beklentileri yükseltildi

Gelişmiş ülkeler grubunda yer alan ABD’ye yönelik 2017 büyüme beklentisini yüzde 2,1’den 2,3’e çıkaran Dünya Bankası, 2018 ve 2019 tahminlerini de 0,3 puan artırarak sırasıyla yüzde 2,5 ve 2,2’ye revize etti.

ABD ekonomisine dair yeni projeksiyonların geçtiğimiz günlerde yasalaşan vergi indirimleri paketini yansıttığı belirtilen raporda, “Yakın zamanda yasalaşan kurumsal ve bireysel vergi indirimleri ekonomik aktiviteleri özellikle yatırımlar yoluyla tahmin dönemi boyunca destekleyecek” değerlendirmesine yer verildi.

Dünya Bankası, Avro Bölgesi’ne yönelik büyüme beklentileri de geçen sene için yüzde 1,7’den 2,4’e ve bu sene için yüzde 1,5’ten 2,1’e yükseltti. Bölgeye ilişkin 2019 büyüme tahmini de 0,2 puan artırılarak, 1,7’ye değiştirildi.

Japonya’ya ilişkin 2017, 2018 ve 2019 büyüme projeksiyonları ise sırasıyla yüzde 1,7, yüzde 1,3 ve yüzde 0,8 olarak açıklandı. Bu rakamlar, Haziran 2017’de yayınlanan bir önceki raporda sırasıyla yüzde 1,5, yüzde 1,0 ve yüzde 0,6 seviyesindeydi.

Gelişen ülkelere sınırlı revize

Dünya Bankası, gelişen ve yükselen ekonomilere yönelik beklentilerini ise sadece 2017 için revize etti.

Buna göre, aralarında Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye’nin de bulunduğu bu grubun 2017’ye ilişkin büyüme tahmini yüzde 4,1’den yüzde 4,3’e yükseltildi. 2018 ve 2019 yıllarına yönelik beklentiler ise sırasıyla yüzde 4,5 ve 4,7 seviyelerinde sabit tutuldu.

Bu grupta yer alan ülkelerden Çin’in büyüme beklentileri 2017 için yüzde 6,5’ten 6,8’e ve 2018 için yüzde 6,3’ten 6,4’e çıkarıldı. Ülkenin 2019’da ise yüzde 6,3 büyüyeceği öngörüsünde bulunuldu.

Rusya’ya ilişkin 2017 ve 2018 beklentilerinin her ikisi yüzde 1,7’ye yükseltildi. Bu yıllara yönelik büyüme oranları bir önceki GEP raporunda sırasıyla 1,3 ve 1,4 olarak belirlenmişti. Ülkenin 2019 ve 2020 yıllarında ise yüzde 1,8 genişleyeceği tahmin edildi.

Öte yandan, raporda Hindistan’a yönelik beklentilerin aşağı yönlü revize edildiği bilgisine yer verildi. Daha önceki raporda 2017’de yüzde 7,2 büyümesi beklenen Hindistan, yeni projeksiyonlara göre 6,7 büyüme kaydetti. Ülkenin 2018 ve 2019 büyüme tahminleri de 0,2 puan düşürülerek yüzde 7,3 ve 7,5’e çekildi.

Türkiye’nin 2017 büyüme beklentisi yükseltildi

Raporda, Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerinde yapılan büyük değişikliğe işaret edildi. Bir önceki GEP raporunda yüzde 3,5 olarak açıklandıktan sonra geçen ekimde yayınlanan bir başka raporda yüzde 4’e yükseltilen 2017 büyüme beklentisi, yüzde 6,7’ye çıkarıldı.

2018 ve 2019 büyüme beklentileri ise yüzde 3,5 ve yüzde 4 ile ekim ayında açıklanan bir önceki seviyelerinde sabit tutuldu.

Raporda, “Türkiye’nin beklenenden çok daha hızlı toparlanmasında mali ve parasal desteğin önemli payı olduğu” bilgisine yer verildi.

Ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerindeki ekonomik toparlanma ve Türk lirasındaki değer kaybının etkisiyle artan ihracatın büyümeye katkı sağladığı bildirildi.

“Türkiye göze çarpan istisna”

Rapordaki “Avrupa ve Orta Asya’da Potansiyel Büyüme” başlığıyla yapılan değerlendirmelerde, bölge ülkelerine yönelik potansiyel büyümenin verimlilik artışı ile elverişsiz demografik faktörler nedeniyle düşük olduğu vurgulandı.

Bu bölümde, Türkiye’nin göze çarpan bir istisna oluşturduğu vurgulanırken, “Türkiye’de çalışma çağı nüfusunun güçlü artışı sürdürmesi potansiyel büyüme görünümünü destekliyor.” ifadesine yer verildi.