5 dil biliyor..49 ülke gezdi.. Şimdi sokakta yaşıyor

Ankara Valiliği, sokaklarda yaşayanların soğuk kış aylarını geçirmeleri için ‘Kimsesizler Oteli’ni hizmete açtı. Otelin sakinlerinden biri de 5 dil bilen, bugüne kadar 49 ülke görmüş Serdal Erdek… 58 yaşındaki Erdek çarpıcı yaşam hikayesini anlattı.

Ankara Valiliği tarafından Ulus’taki bir otel sokakta yaşayan evsizlerin soğuk kış aylarını geçirmesi için tahsis edildi. Kış koşullarının ağır hissedilmediği yılda ‘Kimsesizler Oteli’ de ocak ayında faaliyete başladı. Valiliğin tüm masraflarını üstlendiği, 100 kişinin ağırlandığı ‘Kimsesizler Oteli’ 15 Mayıs’a kadar misafirlerini konuk edecek. Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre yaşlıların kalmasına öncelik verilen otelde, 100 farklı insan hikâyesi var. Çekinen gözlerle etrafına bakan kimsesizlerin en büyük korkusuysa tekrar sokakta yaşamak zorunda kalmak. Sosyal hizmetler uzmanları tarafından beslenmeleri ve sağlık durumları yakından takip edilen misafirlerle ilgili bilgi veren bir görevli, “Buradaki insanların hepsinin ayrı hikâyesi var. Mesela geçen gün oğlu babasını getirip kapıya bıraktı. Ailevi konular ama bir evladın babasının elinden tutup buraya getirmesi beni üzdü. Neden böyle olduğunu sorduğumda oğlu beni de tersledi” diye konuştu.
‘Kimsesizler Oteli’nin misafirleri arasında 58 yaşındaki Serdal Erdek de bulunuyor. Son bir yıldır sokakta yaşayan Erdek 5 dil biliyor. Bugüne kadar 49 farklı ülke görmüş Erdek, gittiği birçok ülkede uzak doğu felsefesiyle ilgili dersler vermiş, otel yöneticiliği yapmış biri. Alkol sorunu olduğunu ve bacağını kırmasının ardından depresyona girdiğini belirten Erdek ile hayatını konuştuk.

“DEPRESYON HER ŞEYİMİ ELİMDEN ALDI”
Ankaralı zengin bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen Erdek annesiyle birlikte çocuk yaşlarda Almanya’ya taşındı. Burada kung fu ile tanışan ve Çin felsefesine merak salan Erdek daha sonra İsviçre’ye yerleşti ve evlendi. İsviçreli bir ailenin desteğiyle otelcilik okuluna giden Erdek çeşitli üniversitelerde eğitmenlik ve otel yöneticiliği pozisyonlarında çalıştı. Alkolü bırakmasının ardından depresyona düştüğünü söyleyen Erdek şöyle devam etti, “Depresyon her şeyimi elimden aldı. Kendimi nereye koyacağımı, nereden başlayacağımı bulamadım. İçkinin hayatımda kapladığı alanı gördüm. Birçok küçük çakıl taşı büyüklüğündeki sorunları ertelememe neden olmuş. Hayatımdaki tüm olumsuzlukları kendim yaptım. İçkiye o kadar kapı açmışım ki, etrafımdaki iyi niyetli, dostluğu için çaba sarf ettiğim herkes kaybolmuş. Çevremde kalanların tamamı alkolikti. İçkiden başka bir ortak noktamız yoktu. İnsan, 4-5 saat birileriyle oturup bir şey konuşamaz mı? Konuşamıyormuş. Herhangi bir birikim yapmadım. Kazandığımı kazandığım gibi harcadım. Birçok alışkanlığım vardı kumar oynadım. İyi bir maaşım vardı ama harcamalarım da ona paraleldi.”
İsviçre’de yaşadığı dönem dokuz çocuğun manevi babalığını üstlendiğini söyleyen Erdek sonra Türkiye’ye döndü. Hayalinin yaz aylarında çocuklarının yanına gitmek olduğunu, sağlık sorunlarıyla bunu ertelediğini anlatan Erdek şöyle devam ediyor, “Dokuz çocuğumu nüfusuma geçiremedim ama onun dışında her türlü desteği maddi manevi yaptım. Onlar da bugün İtalya’da yaşıyorlar. İki yıl önce hastanede fizik tedavisi görürken kızlarımdan iki tanesi ziyaretime geldiler İtalya’dan. Seni götürelim bizde tedavi olursun dediler. Bacağım kırılmasaydı yazın onların yanına gidip kışın da Türkiye’de kalma planım vardı. Çocuklarım İtalya’da eski bir şatoyu satın almışlar. Almanya, Avusturya, İsviçre’den sabıka kayıtlı ama henüz hapse düşmemiş gençlere burada kurdukları okulda terapi yapıyorlar. Benim de niyetim onlara dahil olup orada felsefe dersleri vermekti. Ama maalesef bacağım kırılıp iyileşme sürecim uzayınca bütün planlarım mahvoldu. Plan falan kalmadı şu an.”
Erdek 11 aydır sokaklarda yaşıyor. Ulus’taki Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait barınma evinde 15 günde bir 10 gün kalan Erdek geceleri ise Gençlik Parkı ile hastanelerde yatıyor. Sokakta dokuz gün aç kaldığını söyleyen Erdek, “Dilenmeyi beceremedim” diyor.

“Çankaya Aile ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın verdiği 350 lirayla hayatımı idame ettiriyorum. Daha önce evim vardı, kiradaydım. Kiram 450 liraydı. Birikim de olmadığı, gelirimin de düşük olması nedeniyle evi kapattım. İnsanların konumları radikal şekilde değiştiği zaman ,’Yaşam bitti, bundan sonrası ne olabilir!’ kaygısı oluşuyor. 22 gün evde yemek yemeden kaldım bir dönem. Perdeleri kapatmıştım. Bir kat üstümde Numune Hastanesinde hemşirelik yapan komşum annesini göndermiş. Teyze hanım da tencereyle gelmiş. 22 gün sonra sıcak yemek yiyebildim. “Kimseye rahatsızlık vermeden son noktayı koyacağım’ diye düşünmüştüm. Değerli insanların sayesinde hayatta kaldım. İçimde bir hayat mücadelesi tekrar alevlenmeye başladı.”

HAYALİ ‘BUZDA YÜRÜYENLER’ DERNEĞİ KURMAK
5 dil bilen Erdek daha önce yaptığı çalışmaları rahatsızlığından dolayı sürdüremediğini söylüyor. 15 Mayıs’ta otelin kapanmasıyla nerede kalacağının belli olmadığını söyleyen Erdek geleceğe dönük hayalini ise şöyle özetliyor, “Gelecekte dernek kurmayı planlıyorum. İsmi de ‘Buzda Yürüyenler’ olacak. Kimseyi sorgulamadan zor duruma düşmüş özellikle gençlere yardımcı olacağım. Derneği arayıp ‘ben şu zor durumdayım’ diyen herkese el uzatmayı hedefliyorum. Ama asla ‘sen niye düşürdün kendini bu duruma’ demeden. Yapabilirsem ileride bunu yapmayı planlıyorum.”