21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü’nde konuşan uzmanlar, ana dili eğitiminin temel bir hak olduğunu, yuvalardan itibaren ana dili derslerinin devlet tarafından organize edilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Nebahat Uzun
HAMBURG- 21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü vesilesiyle Hamburg Etnografya Müzesi’nde (Völkerkundemuseum) düzenlenen “Dil Kimliktir” başlıklı etkinlikte tüm ana dillerine sahip çıkılması çağrısı yapıldı. Hamburg’daki farklı kültürlerden kurum ve kuruluşların ve çok dilli eğitim veren okulların da destek verdiği etkinliğe ilgi yoğun oldu. 12 dilde sunum ve gösterilerin yapıldığı etkinliğin hamisi Prof. Dr. Ursula Neumann, etkinlikte yaptığı konuşmada, ana dillerine gereken değerin verilmesinin önemine dikkat çekti. Çok kültürlü Hamburg’da 200’den fazla dil konuşulduğunu ifade eden Prof. Neumann, “Türkçe, Ana dilinin öğrenildiği önemli yerlerden biri de okullardır. Hamburg’da her 20 çocuktan biri devletin okullarda sunduğu ana dili eğitiminden faydalanıyor ve Türkçe, bunların başında geliyor. Hamburg Türkçe ana dili derslerini destekliyor ama ailelerin talep etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Konsoloslukların da Türkçe dilinin teşviki ve öğrenimi konusunda çalışmalar yaptığını hatırlatan Neumann, “Konsoloslukların Türkçe dersleri, Erdoğan’ın güdümünde olduğu gerekçesiyle tartışılıyor ama ben bu tartışmalarda yer almak istemiyorum. Bu tartışmaların getirdiği iyi bir şey varsa, o da Hamburg Eyaleti’nin Türkçe derslerinin yaygınlaştırılması kararını almasıdır” dedi. Hamburg Çalışma, Sosyal, Aile ve Uyum Senatörlüğü Müsteşarı Jan Pörksen Hamburg’daki çocukların yarıdan fazlasının göçmen kökenli olduğunu hatırlatarak, bu çocukların ana dillerini iyi öğrenmelerinin toplum için zenginlik olarak algılanması gerektiğine vurgu yaptı.
ANA DİLİ DERSLERİNİN ORGANİZESİ OKULLARIN İŞİDİR
Konuşmaların ardından gerçekleştirilen panelde yer alan Sol Parti Milletvekili Carola Ensslen, farklı dillerin kentin zenginliği olduğunu ve bu zenginliğin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Parlamentonun, okul komisyonunun ana dili derslerinin yaygınlaştırılması ve bunun için taleplerin tespit edilmesini istediğini ifade eden Yeşiller Partisi Milletvekili Stefanie von Berg, bu konuda yapılan araştırmanın sonuçlarının 2020’nin yaz aylarında açıklanacağını bildirdi. Ana dili derslerini okulların kendilerinin organize etmesi gerektiğinin altını çizen Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Güngör Yılmaz ise, “Ana dili derslerinin verilmesi için belirli sayıda öğrencinin biraraya gelmesi şartı ve bu organizenin velilere yüklenmesi bana biraz kolaya kaçmak gibi geliyor. Bence okullar kendileri bu işi organize etmeli” dedi. Hamburg Üniversitesi’nin 2014 yılında Türkçe öğretmenlik bölümünü kaldırdığını hatırlatan Meslek Okulu Öğretmeni Serap Çelimli-Babacan, “Şimdilik Hamburg’da öğrencilerin Türkçe öğretmenlik okuma şansı yok. İleride ne olur bilemiyoruz” şeklinde konuştu. GEW Sendikası’ndan Karin Haas ise ana dili eğitiminin bir temel hak olduğunu, devletin bu hakkı yuvalardan itibaren sağlamak zorunda olduğunu ifade ederek “Sendika olarak biz de anadil dersi organizesinin velilerin değil, okulun işi olduğuna inanıyoruz” dedi. Programın kültürel bölümünde farklı dillerde yapılan sunumlar, tiyatro gösterileri ve müzik dinletileri ise etkinliğe zenginlik kattı.