Eşi ve torununa bebek gibi bakıyor

İlerleyen yaşına rağmen yatağa bağımlı olan hayat arkadaşına ve torununa adeta çocuğu gibi büyük bir özveriyle bakıyor. Fedakârlığıyla ve sadakatiyle herkese örnek olan Naim Öztürk, bir an olsun eşinin başından ayrılmıyor.

 

ÖZEL HABER: MUSTAFA KARAMAN
LUDWİGSBURG- Almanya’ya 1973 yılında gelen ve şu an Ludwigsburg yakınlarındaki Freiberg am Neckar’da oturan Giresunlu 77 yaşındaki Naim Öztürk, 2009 yılının Eylül ayında Ramazan’da ansızın önce felç olan 80 yaşındaki eşi Asiye hanımına ve aynı zamanda 5 yaşındayken Türkiye’de havale geçirmiş 1993 doğumlu kendi nüfusuna aldığı torunu Burak Öztürk’e de adeta bebek gibi bakıyor. Yarım asrı geçen evliliklerinde birbirlerinden güç alan Naim Öztürk, göstermiş olduğu bu sevgi ve vefa örneği adeta yeni nesillere ‘Evliliğin ne kadar önemli olduğu’ mesajı veriyor. Alman devleti ve sigorta tarafından her türlü bakımlarının üstlendiği gündelik bakıcı geldiğini söyleyen Naim Öztürk, diğer zamanlarda ise onlara her türlü bakıyor.

GENÇ ÇİFTLERE ÖRNEK
9 yıl önce geçirdiği felç nedeniyle yürüyemeyen ve de konuşma zorluğu çeken daha sonra Alzheimer hastası olan ve şimdi de konuşamayan eşine hayatını adayan Naim Öztürk, ilerleyen yaşına rağmen eşinin bakımını özenle yapıyor. Bütün zorlukları eşine karşı olan sevgi sayesinde bütün zorlukları aştığını belirten Naim Öztürk, “Allah büyük. Rabbim ne eylemişse güzel eyler. Ben şikayetçi değilim. Hiçbir ihtiyacımız yok. Devletten, sigortadan ve de komşu ve hemşerilerimden Allah razı olsun, hayatımı en iyi şekilde yürütüyorum. Daha ne isteyelim. Allah sıhhat versin eşime ve torunuma” dedi. 15 yaşında eşi ile evlendiğini söyleyen Öztürk’ün eşine gösterdiği fedakârlık ve sadakat çevre tarafından herkese ve bilhassa genç çiftlere örnek gösteriliyor.

O BAKSIN BEN BAKMAYAYIM!
Evlilik fedakârlık ister diyen 77 yaşındaki Naim Öztürk, eşinin de felç olmadan önce kendisi ve ailesi için çok emek verdiğini dile getirdi. Eşinin kendisine her alanda sürekli destek olduğunu ve hiç ayrılmadıklarını ifade eden Öztürk, eşinin hastalığına çok üzüldüğünü vurguladı. Eşinin hastalandığında kendisinin kanatlarının kırıldığının altını çizen Naim Öztürk, “Kendisi yatağa düştü. Bazen derin derin bakıyor bana. Birşeyler ifade etmek söylemek istiyor. Bu durumu da beni çok üzüyor. Kendisiyle çok mutlu günler geçirdik. Ben onun ağır lafını hatırlamam. Ben de ona etmemişimdir. Onun için yanından kalkmam, elimden geldiği kadar hizmet ederim o benim eşim hayat arkadaşım. Zamanında o bana hastalığımda ve zor günlerimde baktı. Ben ona bakamam nasıl derim?” diyerek duygularını ifade etti.

ALMANLARA TEŞEKKÜR
25 sene önce havale geçiren ve gözleri görmeyip kulakları duymayan torununu 1997 yılında annesinin terk etmesiyle yanına alan Naim Öztrük, her sabah erkenden kalkıyor ilk iş olarak enjektörle mamasını hazırlıyor ve veriyor. Her türlü ihtiyaçlarını okul saatine kadar gideriyor. Aynı zamanda okuldan sonra da Burak’a gözü gibi baktığını ve bir an bile yalnız bırakmadığını belirten Naim amca, “Tekerlerkli sandalyede okula giden torunum Alman okulunda okuyor. Ona her türlü hizmeti veriyorlar. Hiç birşeyini eksik etmiyorlar. Torunumu Almanya’dan sürmek istediler ama sonra durumu izah edince hepsi seferber oldu.” dedi. Alman makamlarında çalışan memur ve müdürlerin bu durum üzerine kendilerine çok yardımcı olduklarını ve hemen Alman vatandaşlığına geçirilip buradaki tüm sosyal haklardan yararlanmaları sağlandığını söyleyen Öztürk, emek veren herkese teşekkür etti.