Bülent Keleş
RÜSSELSHEİM – Uzun süredir çalışmaları sürdürülen “Ali Yolu – Alevi İslam Toplumu” (Alevitisch Islamische Gemeinde) “İkrarın Özüne Dönüş” ismiyle tanıtım toplantısı 28 Nisan 2018 Cumartesi günü Almanya’nın Rüsselsheim yakınlarındaki Trebur şehrinde yapıldı. İslam’ın özüne ve tevhide uygun İslam içinde Aleviliği yoluna ve erkanına uygun bir şekilde yaşatmak için Rüsselsheim’da Alevi Dinî İnanç Önderlerinin kurduğu ve yönettiği bir Dinî İnanç Önderleri kurumu olarak “Ali Yolu – Alevi İslam Toplumu” kuruldu. Avrupa’nın değişik ülkelerinden çok sayıda Ocakzade ve Talib’in katıldığı toplantı panel şeklinde gerçekleşti. Sunuculuğunu Ali Yolu Genel Sekreteri Turan İnaç’ın yaptığı panele konuşmacı olarak, Ali Yolu – Alevi İslam Toplumu Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Kurnaz dede, Dar Divanı İnanç önderlerinden Derviş Tur dede, Alevi Akademisi Onursal Başkanı Mustafa Düzgün dede, Heidelberg Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Havva Engin ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yaman katıldı.
Almanya’daki Alevi kurumsallaşmasının başladığı ilk yıllardaki inanç ve kararlılık yolu
Program Hüseyin Aksoy Dede’nin (Boro Dede) çerağ uyandırmasıyla başladı. İlk olarak Ali Yolu Başkanı Hamza Kurnaz Dede konuşmasında “Ali Yolu – Alevi İslam Toplumu” olarak Almanya’daki Alevi kurumsallaşmasının başladığı ilk yıllardaki inanç ve kararlılıkla yola çıktıklarını ifade etti. İnanç önderleri olarak duruma daha fazla kayıtsız kalamadıklarını belirten Hamza Dede, sorumluluk üstlenerek inancı yılın iki gününde Cem yaparak değil yılın her gününe yaymayı hedeflediklerini belirtti. Bu amaçla Görgü Cemlerine yeniden hayat vermek istediklerinin altını çizen Başkan Hamza Dede, Kasım ayında harekete geçerek kendileri de dahil olmak üzere Ocakzadeleri sorgulayıp, 2019 yılı itibariyle de Görgü Cemlerine başlayarak artık unutulmaya yüz tutan Musahipliği yeniden canlandıracaklarını söyledi.
Amaç Aleviliği yoluna ve erkanına uygun bir şekilde yaşatmak
İkinci konuşmacı Derviş Tur Dede, 1985 yılında Alevi hareketini başlatmaya karar verdiklerinde, çocukların gelecek kaygısını ön planda tuttuklarını söyledi. Derviş dede, ancak birtakım olumsuzluklardan dolayı istedikleri başarıyı elde edemediklerini belirtti. Ali Yolu – Alevi İslam Toplumu’nun taliplerin isteği, seyitlerin öncülüğü ile kurulduğunu ve hiçbir örgüt, kurum veya kuruluştan destek almadıklarının altını çizdi. Aynı şekilde herhangi bir kurum veya kuruluşun da alternatifi olmadıklarını belirten Derviş Dede, bütün amaçlarının Aleviliği, yoluna ve erkanına uygun bir şekilde yaşatmak olduğunu söyledi. Derviş Tur Dede, Ali Yolu – Alevi İslam Toplumu olarak amaçlarının öncelikli olarak Dedeleri donanımlı hale getirerek taliplerin sorunlarına çözüm bulmak olduğunu söyledi. Dergah kurma fikrinde olduklarını da söyleyen Derviş dede, dergahı modern çağın gerekleriyle donatacaklarının altını çizdi.
Derviş Tur dedenin konuşmasının ardından rahatsızlığı dolayısıyla programa katılamayan Mürsel Kami dedenin mesajı okundu.
“Aleviliği öğrenmek isteyenler inanç önderleri olan Dedelere gidip öğrenmeli”
Programda üçüncü olarak Heidelberg Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva Engin söz aldı ve konuşmasında Avrupa ülkelerinde 800 bin ile 1 Milyon arasında Alevinin yaşadığını söyledi. Avrupa’da yaşayan Alevi gençleri üzerine yapılan araştırmalarda, gençlerin inançta kişiliklerini bulamadığının ortaya çıktığını belirtti. Gençlerin Aleviliklerini tarifte zorlandıklarının altını çizerek, inanç önderlerinin inisiyatif alarak bu ortada kalan gençlere yönelik inançlarını kuvvetlendirici adımlar atması gerektiğini söyledi.
Ardından söz alan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yaman konuşmasına Alevilerin geçmişten bugüne haklılıklarına vurgu yaparak başladı. Bugün Alevilerden nefret eden, Alevilere her türlü hakareti yönelten isimlerin bile Alevi önderlerinin özdeyişlerini kullanarak Alevilerin bu haklılıklarını ortaya koyduklarını söyledi. Alevilikte Dedelik kurumunun önemine de dikkat çeken Prof. Dr. Yaman, Aleviliği öğrenmek isteyenlerin inanç önderleri olan Dedelere gidip sorarak öğrenmeleri gerektiğini belirtti. Dedelerin Yol’u bugünlere getirmek için her türlü zorluğa göğüs gererek mücadele ettiklerinin altını çizdi. Dedeliği ve dedelerin toplum içerisindeki rollerini ortadan kaldırmaya çalışmanın Aleviliği bitirmeye yönelik bir hareket olacağını söyledi. Alevi hareketinin 1990’lı yıllarda umut vaat eden bir heyecanla ortaya çıktığını ancak enerjisini gelişmeye harcamak yerine iç çekişmelerle yok ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ali Yaman, Alevi kurumlarının kendi aralarında birlikte hareket edemeyişlerinin resmî kurumlar nezdindeki kabul edilebilirliklerini zorlaştırdığını söyledi. Alevi kurumlarının önemli sorunlarından birinin de yöneticilerin Dedeleri idare etmeye çalışmaları olduğunu belirtti. Prof. Dr. Yaman, Alevilerin sorunlarını konuşmayı bir kenara bırakarak iş yapmaya ve çözüm üretmeye odaklanmaları gerektiğini hatırlatarak sözlerine son verdi.
“Siyasallaşma Aleviliğin inanç boyutuna zarar verdi”
Toplantıda son konuşmayı Alevi Akademisi Onursal Başkanı Mustafa Düzgün Dede yaptı. Mustafa Dede sözüne inancı tarif ederek başladı. İnancın pozitif bilimlerle izah edilemeyeceğinin altını çizerek doğruluğu veya yanlışlığının laboratuvar ortamında test edilemeyeceğini belirtti. Hiç kimseye bir husumet beslemediklerini söyleyen Mustafa Dede “Herkesin inancı kendisi için doğrudur, biz Hz Muhammed’i son peygamber olarak kabul ederiz” dedi. 1950’li yıllardan itibaren Alevi hareketinin kısa bir özetini anlatan Mustafa Düzgün Dede, 1960’lı yıllarla birlikte başlayan siyasallaşmanın Aleviliğin inanç boyutuna zarar verdiğini ancak emeğin yanında yer almaktan vazgeçmediklerini belirtti. Merkezi bir dergah fikrinin artık gerçekleşmesi gerektiğini söyleyen Mustafa Dede, bunun düzenli Cemlerin yapılmasının önünü açacağını ve bu minvalde bir araya gelen Canların her hafta değişik konularda fikir teatisinde bulunarak hem kültürel birikimlerini artıracaklarını hem de yolun sürekliliğini sağlayacağını söyledi.
Konuşmaların ardından soru cevap kısmına geçildi. Soru cevap bölümünde Alevilerin mevcut sorunları ve çözüm önerileri üzerinde duruldu. Sorunların çözümünün yine Alevilerin kendi inisiyatifiyle gerçekleşeceği vurgulandı. Toplantı Abbas Akbaba Dedenin çerağı sırlamasıyla sona erdi.