MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi ‘Twitter’ üzerinden yaptığı açıklamada, ”Değil 300 sözde aydın müsveddesi, Fransa’nın alayı böyle bir şuursuzluğa düşse, Avrupa’nın her ülkesinden Haçlı müfrezeleri düzülüp sefere çıksa ne olacak,nereye varabilecek? Dinin sahibi Allah’tır.Kuran Allah kelamıdır.Kelam Allah’ınsa manen koruma ve kefalet de Allah’ın olacaktır” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin açıklamaları şu yönde;

Fransa’nın tartışmalı ve tavsamış eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de aralarında bulunduğu 300 sözde Fransız yazar-çizer, kuru ve küf bağlamış akıllarınca, Kuran-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkartılmasını istemişler. Şu densizliğe bakar mısınız? Vermeyince Mabud neylesin Mahmut!

Değil 300 sözde aydın müsveddesi,Fransa’nın alayı böyle bir şuursuzluğa düşse,Avrupa’nın her ülkesinden Haçlı müfrezeleri düzülüp sefere çıksa ne olacak,nereye varabilecek?Dinin sahibi Allah’tır.Kuran Allah kelamıdır.Kelam Allah’ınsa manen koruma ve kefalet de Allah’ın olacaktır.

Kimin ne haddinedir Allah’ın ayetlerini değiştirmek ve dokunmak? Asırlarca İncil üzerinde tahrifat ve tahribat yapanlar, işi gücü bıraktı da Yüce Kitabımıza mı gözü diktiler? İnanca saygı insan hakkıdır, bu hakka riayet edecek ülke nerede? Fransızlar, buna da Fransız demek ki?

Allah’ın hikmetinden sual olunmaz, kelamından kuşku duyulmaz. Hak din, Allah indinde İslam’dır. Yüce Yaratanımız öyle buyurmuyor mu; kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse şüphesiz ki Allah hesabı pek çabuk görendir.

Derler ki, hakikat iki kişiye muhtaçtır: Biri onu dillendiren, diğeri onu anlayan. Devam edegelen tarih boyunca dilden dile akan, elden ele aktarılan, gönülden gönüle akıtılan hakikat ve hidayet ilkeleri Müslüman kalplerde hamd olsun kök tutmuş, kuvvetle tutunmuştur.

Fransızların teşebbüs ettiği çirkinliğe laf yetiştirmek bir bakıma zaman kaybı,misliyle cevap vermek bir yönüyle emek israfıdır. Onlar gitsin, Kilise çanlarını dinlesinler,işleyip işleyip çıkardıkları günahlarını dert etsinler. Kuran-ı Kerim ilahi hükümdür, hüküm ise Allah’ındır.

Son günlerde bir Afrika atasözünden hareketle karanlık bir siyaset kampanyası güncel ve gündemde tutuluyor. Neymiş; “Aslan, sırtlan, zebra ve ceylan sırt sırta koşuyorlarsa orman yanıyor” demekmiş! Merak ediyorum; yangın nerededir? Aslan kimdir? Sırtlan, zebra, ceylan kimlerdir?

Bu kapsamda acaba koşanların istikameti neresidir? Benim bildiğim sadece kovalanınca hızlı koşmak mümkündür. Kararmış vicdanlarında bulamadıklarını, karanlık viranelerinde kaybettiklerini sokak lambasında arayanlar çıtırtıdan ürken sincap gibi tabana kuvvet kaçanlardır.

Aslında yanan orman falan değildir. Orman yakmak değil, ormanı muhafaza etmek asıl ve lazımdır. Yapılan da budur. Ancak orman da çakalsız olmayacak, çakallar ise kuzunun bol olduğu yeri değil, sahipsiz kaldığı yerleri seveceklerdir. Çok şükür, kuzular sahipsiz değildir.

Doğan görünümlü şahin devri bitti derken,insan görünümlü çakalların pusuya yatıp,punduna getirip,milleti ve devleti pula çevirmek için durum ve ortam kolladıklarını da görmüş olduk. Uyarıyorum,bitpazarının kuralları geçmiyor,sinekli yoğurdun alıcısı bulunmuyor. Hadi başka kapıya!