BERLİN – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın başlayacak Almanya ziyareti, Avrupalı Türkler arasında büyük coşku ve heyecana yol açtı. Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Başkanı Bülent Bilgi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27-29 Eylül’de yapacağı Almanya ziyareti öncesi değerlendirmede bulunarak, “Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD’deki temaslarının ardından doğrudan Almanya’ya gelecek. Bu çok önemli bir temas. Sadece iki ülke arasındaki ilişkileri iyi bir noktaya getirmesi açısından değil, Avrupa’da bulunan Türk toplumu açısından da çok önemli bir görüşme olacak.” ifadelerini kullandı. Geçmiş yıllarda Türk-Alman ilişkilerinde gerginlikler yaşandığını anımsatan Bilgi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hoş olmayan gelişmeler, buradaki toplumu da derinden etkiledi, günlük hayatlarını da etkiledi, iş yerlerini de etkiledi, okulları da etkiledi, üniversiteleri de etkiledi. Dolayısıyla bu temaslar, ilişkilerin tekrar iyiye gitmesi noktasında buradaki toplumun da avantajına olacaktır, katkı sağlayacaktır. Atmosferin bir nebze olsun yumuşamasına sebebiyet verecektir. Gerek Türk gerekse Alman tarafından iyimser mesajlar geliyor, bu da tabii ki çok güzel bir işaret. İnşallah buradaki görüşmeler verimli ve hayırlı olur.” Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Merkez Camisi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla yapılacak açılış törenine 10 binden fazla kişinin katılmasının beklediğine dikkati çeken Bilgi, “Avrupa Türk toplumu, Sayın Cumhurbaşkanımızın buradaki açılışa katılmasına çok büyük bir teveccüh gösterecektir. UID olarak bizim bir organizasyonumuz yok ancak teşkilatımızdan ve çevremizden insanlar bizlere nasıl, nereye ve kaçta gelebilecekleri konusunda sorular soruyor. İlgi oldukça yoğun. Benim şahsi kanaatim, 10 binin üzerinde bir katılımın olacağı. Caminin fiziksel alanı bu ilgiyi karşılayabilecek durumda değil tabii ki. Caminin avlusu daha az sayıda insan aldığı için bu teveccüh sokaklara taşacaktır. Bunun önlemini de Alman ve Türk yetkililer birlikte alacaklardır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Ziyaret kritik öneme sahip”

SETA Berlin Koordinatörü Zafer Meşe de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyaretinin her iki ülke için kritik önem taşıdığını söyledi. Son dönemde ikili ilişkilerde olumlu bir havanın esmesiyle iki tarafta da yükselen beklentilerin ziyaret öncesi hissedildiğini vurgulayan Meşe, şunları kaydetti: ”Buna rağmen bu, Türkiye ve Almanya’daki siyaset, ekonomi, sosyal, kültürel ve kurumsal alanlardaki hareketlenmenin iki ülkenin iç ve dış politikalarında zaman zaman gerginliklere sebep olmasını tamamen ortadan kaldırmayacaktır. Türkiye’nin Almanya’dan çok somut beklentileri vardır. Bunlar, Türkiye’yi hedef alan terör örgütlerinin hareket alanının Alman hükümeti tarafından kısıtlanması ve cezai işlemlerin kararlı şekilde uygulanması. Alman resmi makamlarca hain darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz’da Türk milletinin canı pahasına verdiği demokrasi mücadelesi takdir edilmelidir. Alman hükümeti, devlet kurumlarına sızdırdığı teröristlerle ülke yönetimini ele geçirmek için 251 masum vatandaşımızı öldüren kanlı teşebbüsün müsebbibi FETÖ ile mücadelede Türkiye ile dayanışma göstermelidir. Ayrıca diğer ülkelerde olduğu gibi Almanya’daki FETÖ üyelerinin de Türkiye’ye iade edilmesi Türkiye’nin her zaman dile getirdiği bir taleptir.” Meşe, uluslararası ilişkiler açısından bakıldığında Trump yönetiminin son günlerde Türkiye’ye yönelik keyfi ve hukuk tanımaz uygulamalarına tepki olarak ve aynı zamanda Almanya’nın Kuzey Akım-2 projesinde anlaşmaya vardığı Rusya’ya yönelik yaptırımlarına karşılık olarak ABD’nin manevra alanının daraltılması ve uluslararası sistemdeki dengenin yeniden sağlanması için Almanya ve Türkiye’nin ortaklaşa hareket etmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.

Meşe, ”ABD’deki adeta homo ‘economicus’ burjuvazisinin hedefindeki Almanya ve Rusya’nın uluslararası politika ve ekonomide ABD’yi dengeleme gereksinimi apaçık ortadır ve ABD’nin hedefindeki diğer ülke olarak Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi, iş birliği ve ortak hareket etmek için rasyonel ve sağduyulu zeminde adımlar atılması memnun edici gelişmelerdir. Sonuç itibarıyla hem ikili ilişkilerde önemli meseleler görüşülecektir ve hem de uluslararası ilişkiler bağlamında iş birliği alanları değerlendirilecektir.” dedi.

 “Ziyaret fırsat olarak görülmeli”

Alman-Türk Bilim Ekonomi ve Kültürler Arası Çalışmalar Akademisi Başkanı Salim Özdemir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyaretini çok yönlü bulduklarını ve her açıdan bu ziyaretin altı çizilmesi gereken noktaları olduğunu söyledi. Alman-Türk dostluğunun ve iş birliğinin yıllar öncesine dayandığını ve her türlü ortamda bütün çalkantılara rağmen devam ettiğini belirten Özdemir, ilişkilerin sağlıklı şekilde devam etmesinin her iki ülke yararına olduğu kadar o ülkelerde yaşayan insanlar açısından da çok önemli olduğunu vurguladı.

Özdemir, söz konusu ziyaretin Almanya’da yaşayanlar kadar Türkiye’de yaşayanları da yakından ilgilendirdiğine dikkati çekti.

Başkan Erdoğan’ın ziyaretiyle ilişkilerin daha da güçleneceğine dair beklentilerin arttığına işaret eden Özdemir, şunları kaydetti:

“Görünen kısmında bir ülke cumhurbaşkanının sıradan bir ziyareti gibi olsa da uzun süredir pek de iyi gitmeyen ilişkilerin düzelmesi bakımından içinde beklentilerin, umutların olduğu, en çok da yeni başlangıçların olduğu bir ziyaret olacak. Bu ilişkilerin kaldığı noktadan hareketi için burada yaşayan Türk toplumuna, sivil toplum kuruluşlarına, iş dünyasına ve siyasetçilere önemli görevler düşmektedir.”

Türk Toplumu Rheinland Pfalz Derneği Başkanı İhsan Altındaşoğlu, ziyaret öncesinde gerek medyanın ve gerekse bazı siyasi parti temsilcilerinin basın özgürlüğü bahanesini kullanarak Türkiye karşıtı propagandalar yaptığına dikkati çekti.

Asparagas haberlerle Alman halkı üzerinden Türkiye’ye karşı bir algı hareketinin devam ettiğini dile getiren Altındaşoğlu, “Almanya’da hızlı bir şekilde artan radikal sağcı akımı görmezlikten gelen bu zihniyet, tüm sorunların başlı başına göçmenler olduğunu ifade etmekten geri kalmadı.” ifadelerini kullandı.

Altındaşoğlu, böyle bir dönemde gerçekleşecek ziyaretin hem büyük hassasiyetle değerlendirilmesi hem de bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirterek, “Her halükarda özellikle ekonomi ve terörle mücadele konusunda ortak çalışmaların geliştirilmesi ve iki toplum arasında asırlarca var olan Türk-Alman dostluğu üzerinde durulması her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Bu manada görüşmelerin sağduyulu, gerçekçi ve somut gelişmeler üzerinden yapılmasını ümit ediyoruz.” dedi.