KUDÜS HASRETTİR

 

„Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın“ demişti Allah dostu, büyük alim Şeyh Edebali, damadı olan aynı zamanda da Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi’ye.
Bu çok anlamlı nasihat, her okuduğumda tarihe olan merakımı daha da arttırmıştır.

Bu ayki yazımda sizlerle, insanlık tarihinin en eski şehirlerinden biri olan, sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, üç semavi din tarafından kutsal kabul edilen, Kudüs’e yolculuk yapalım istedim…

Müslümanların ilk kıblesi, en kutsal sayılan üç mescitten biri olan Mescid-i Aksâ!
Peygamber efendimizin (sav) Miraca çıktığı kayanın (Hacer-i Muallak) üzerine inşaa edilmiş, İslam mimarisinin bilinen ilk kubbeli yapısı, Kubbet-üs Sahra!
Miracın kalbi Kudüs!

Taşlı ve dar sokakları, oyun oynayan çocuk sesleriyle ve sabahın erken saatlerinde fırınlardan yayılan ekmek kokusu…
Buram buram tarih kokan ve attığınız her adımda sanki sizi Osmanlı dönemine götüren büyüleyici bir şehir.
Boynu bükükte olsa, uluslararası tartışmalar da yaşanıyor olsa bu kutsal topraklar insana huzur veriyor.

Peki Kudüs bizi neden bu kadar etkiliyor?
Belki ilk kıblemiz olduğu için, belki de Hz. Ömer (as)’ın emaneti olduğu için,
ya da yeryüzündeki Arş-ı Âlâ’ya en yakın yer olduğundan…
Nedenleri saymakla bitmeyeceğine inanıyorum.

Ben Kudüs’ü anlatacak, Kudüs’ü yazacak kadar derin bir ilme sahip değilim, lâkin orayı görüpte anlatmamak, yazmamak mümkün mü?
Rabbim bana burayı görmeyi nasip etti, beni çok etkiledi, büyüledi, gözlemlediklerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Naçizane önerim, imkânlarınız el verdiği takdirde bu mukaddes şehre mutlaka gitmeniz.

Son olarak unutamadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Filistin Hebron’da öğle namazı vaktinde girdiğim El-Halil Câmiisinde karşılaştığım yaşlı bir teyze ile selamlaştık.
Hissetmiş olsa gerek, bana Türk olup olmadığımı sordu. ‘Evet’ cevabını duyunca çok memnun oldu. Boynuma sarılarak dua etmeye başladığında şaşırdım.
Bana ‘Topraklarınıza hoş geldiniz kızım’ dedi.
‘Türkiye’ye selamlarımızı ilet. Bizleri sadece siz duyuyor, siz görüyorsunuz.’

Bu karşılaşma beni çok düşündürmüştü.
Kudüs’e olan bağımı güçlendirmişti.
Bu sevgi karşılıksız bırakılmamalı.

Bir dahaki sayıda görüşmek dileğiyle..
Hoşça kalın…

Yaren Sağanak