Tüm dünya halkı için çok zorlu geçen 2020 senesini geride bıraktık.
İlk aşının vurulmasıyla ve yeni umutlarla 2021 yılına girdik.
Maske ve mesafeyle tanıştığımız 2020 yılında sevdiklerimize sarılamadık, dostlarımızla yemek yemeye, çay-kahve içmeye gidemedik.
Misafirliğe gittiğimizde bile “bunlar niye geldi? Acaba bunlarda korona varmı?” şüphesiyle bakıldık.
Çok parası olan zenginler tatile ve alışverişe gidemediler. Ceplerindeki tonlarca parası bir işe yaramadı.
Milyonlarca hayranı olan sanatçılar, bırakın konser vermeyi evlerinden çıkamadılar. Hayranlarını yanlarına yaklaştırmayan futbolcular, seyircisiz maç oynayarak taraftara hasret kaldılar.
Milyonlarca insan, 1 gram bile ağırlığı olmayan virüsden korkusuna evlerine hapsedildiler.
Güzellik salonlarını kapatan virüs; hem maskeden, hem de makyajsızlıktan dolayı, insanları birbirini tanıyamaz hale getirdi.
İnsanların bir kısmı, daha önce hor gördükleri fakirlerin köy yaşantısına özenmeye başladı.
Peki ya büyük umutlarla girdiğimiz 2021’de tüm bu sıkıntılar sona mı erecek?
Bence siz fazla rehavete kapılmayın yine de.
Bu virüs ne maskeyle, ne mesafeyle, ne de aşıyla bitecek bir şey değil.
Ancak labaratuvar ortamında virüsü üretenlerin istedikleri düzen ve sistem kurulunca bitecek.
Onlar ne zaman isterse, o zaman bitecek.
Dünyada kurmak istedikleri düzeni, bu halk ne zaman kabul ederse o zaman bitecek.
Geçtiğimiz Ocak ayında bu köşemde, daha korona ortada yokken “Her geçen yıl bir önceki yılı aratacak” diye bir başlık atmıştım. Bu sadece bir önseziydi ama maalesef doğru çıktı. Dünya nüfusunu azaltarak, dünyanın saltanatını kendileri sürmek isteyen X kişiler, bundan sonra da savaşlarla, virüslerle, hastalıklarla, baskılarla bu amaçlarına ulaşmak için bir “korku dünyası” oluşturmaya devam edecekler.
Virüs bir gün bitecek ama “O sene, bu sene olmayacak.”
Hepinizin YENİ YILINI KUTLAR, SAĞLIK ve HUZUR dilerim.
SON SÖZ:
Gelen, gideni aratır
ERDAL ALTUNTAŞ/POST KUZEY ALMANYA TEMSİLCİSİ