Aşı olmaya karar verdim

İnsanlarımızı bilgilendirmek için haber yapmak amacıyla Hamburg’daki Aşı Merkezi’ne (Corona-Impfzentrum Messe Halle) özel izin alarak gittim. Gazeteci olarak bizi, orada çalışan doktor, hemşire vs.’nin giriş yaptığı personal kapısından içeri aldılar. Önce akredite işlemleri yapıldı. Peşinden hızlı korona testi (schneltest) yaptılar. Test sonucu 15 dk. içinde belli oluyor ve negatif olduğum için içeriye aldılar. Günde iki vardiya olarak aşı merkezinde çalışan 600 kişiye 4 günde bir bu testi yapıyorlarmış. Önce aşı merkezinin basın sorumlusu Dr. Jochen Kriens geldi ve kapıda bizi karşıladı. Sonra yüz okutma ve bize verilen günlük misafir kartını okutarak güvenli bir şekilde içeri aldılar. Basın sözcüsü, fotoğraf ve video çekimlerinde yanımızdan hiç ayrılmadı ve her konuda yardımcı oldu.

Almanya’da 28 Aralık’da başlayan aşılama işlemleri maalesef çok yavaş ilerliyor. 3 Mart itibariyle Hamburg Aşı Merkezi’nde tamamı 80 yaş üstü, sağlık ve güvenlik personeli ile kronik rahatsızlığı olanlardan oluşan 76 bin kişiye aşı yapıldı. Tam aşılanan kişi sayısı Almanya genelinde 2,5 milyon civarında. Yani Almanya nüfusunun yüzde 3’üne bile henüz ulaşmadı. Aşıyı üretmesine rağmen 2,5 ayda 2,5 milyon kişiyi aşılayan Almanya, bu konuda çok yavaş ilerliyor.

Biz gazeteciler risk sınıfında olmadığımız için yaş sıramızın gelmesini bekleyeceğiz. Başbakan Merkel „Yaza kadar herkesi aşılayacağız“ dese de, bu orantıyla gidilirse 49 yaşında olan bana bu sene sıra zor gelir. Herkesin aşılanması ise 2022’de de devam eder.

Almanya gibi bazı ülkeler “ayrımcılık” endişesiyle uygulamaya şimdilik sıcak bakmasa da aşılama işlemi yüzde 50’yi geçtikten sonra “aşı pasaportu”nu mecbur tutacaklarından hiç şüphem yok. Aşı pasaportunu Almanya gibi gelişmiş ülkeler „insan hak ve özgürlükleri ksıtılanamaz“ maddesine dayanarak mecbur tutmasalar da „seyahat ve çalışma kısıtlaması“ gibi bir takım kurallar getirerek dolaylı yoldan mecbur bırakacaklar.

Zaten doktorlar ve polisler bile aşı olduklarına göre, çok da korkmaya gerek yok. Aşının zararı olsa, bu işin içinde olan doktorlar gönüllü olarak aşı olmazlardı. Her ne kadar şüphelerimiz olsa da sırası gelenin aşı olmaktan başka çaresi yok gibi.

Aşı merkezinde görevli Türk doktor Nuray Can ile ve bazı doktorlarla da görüşme imkanım oldu. Gerçekten özverili bir şekilde çalışıyorlar. Oradaki aşılananları görünce, aşının yan etkilerinin çok nadir olduğunu öğrenince ve en önemlisi de er veya geç „aşı mecburiyeti“ geleceği için, bende sıram gelince; AŞI OLMAYA KARAR VERDİM.

SON SÖZ:
Akıllı insan düşündüğü herşeyi söylemez
Fakat söylediği herşeyi düşünür
(Aristotales)

 

ERDAL ALTUNTAŞ

POST GAZETESİ KUZEY ALMANYA TEMSİLCİSİ